Hayat bazen insanı her zamankinden çok yorar o an insan sevdiklerine ihtiyaç duyar. - yazarımız Ceyda-
Ginerva babası ile birlikte kahvaltıya iniyordu. Herkesin suratı asıktı. Hele Ginerva'nın ki. Ağlamaktan mosmor olmuş gözleri kızarmış yanakları ve dağılmış saçları ile en çok sarsılan oydu.
Kahvaltıyı hazırlayan Pepper'da herkesten farklı değildi.
Pepper: afiyet olsun herkese
Avengers eline sağlık gibi mırıltılar çıkardı.
Morgan Ginerva'nın yanına gitti.
Morgan: Gıneva abla Nat teyzem nerede?
Ginerva Morgan'ı kucağına alıp öptü.
Kapının çaldığını duyan Pepps yavaş adımlarla kapıyı açtı. Kapıda gülümsemeye çalışan ama başaramayan Barton ailesi vardı.
Pepps: hoş geldiniz
Laura: hoşbulduk
Clint içeri geçince direk Ginerva'nın yanına gitti.
Clint: tatlım konuşabilir miyiz?
Ginerva: tâbi ki Clint amca
Clint yamukça gülümsedi.
Clint: biliyorsun annen ile dövüştük falan sana bunu vermemi istedi.
Clint Ginerva'ya bir kolye uzattı üç zincirli bir kolyeydi. En büyük zincirde Bucky ortanca da Natasha en küçük olanda Ginerva yazıyordu. Bunu anneler gününde Ginerva annesine vermişti.
Ginerva kolyeyi alıp Clint amcaya sarıldı. Kolyeyi boynuna taktı. Mutfağa gittiler.
Tony kolyeyi gördüğü anda gözünden istemsizce birkaç yaş döküldü. Pepper burnunu çekti. Bruce anlamsızca baktı. Carol ise daha önce bu kolyenin hikâyesini sahibinden dinlemiş olarak yamukça gülümsedi.
Yaşlı Steve ise oldukça dik durmaya çalışıyordu. O bir kaptandı yani eskiden. Ama yaşlılığın verdiği kontrolsüzlük ile bucky gibi ağlamaya başladı.
Ginerva kolyeyi dudaklarına yaklaştırıp öptü.
Birkaç saat sonra Ginerva kendini annesinin yatağına yatmış yastığı koklayarak ağlarken buldu.
Kendisini gözetleyen Peter'dan habersiz.
Peter uzun zamandır Ginerva'dan hoşlanıyordu. Tüm avengers bunu biliyordu. Ama Ginerva kendi hisleri arasında kaybolduğu için fark edemiyordu.
Sam ve Bucky dışarı çıktı.
Sam: nat ile tanıştığımız zamanı biliyorsun hani şu SHİELD'ı yıktığımız günler. Harika bir dosttu. Steve ile sevgili olduklarını düşünmüştüm. Ama sonradan onun Steve'in arkasını kolladığını fark ettim. Nat bunu herkese yapardı. Benimde Clint'in de Tony'nin de hepimizin arkasını kollardı. Bir keresinde ona Avengers'in annesi demiştik. Bizi kolları altına alıp " siz de benim asla olamayacak çocuklarım" demişti. Hala o günü hatırlayınca duygulanırız. Ha bu arada Wanda nerede?
Bucky: odasında hala toparlanmadı. Hem Nat hem Vision hem şu ikizi ve ailesi ve kız daha çok küçük.
Sam: güçlerini kontrol etmekte zorlanıyor. Bir keresinde birlikte döner yemeye gidiyorduk. O sırada bir çatışma yaşadık. Düşmanlar falan Clint ve ben yaralamıştık. Dönercide herkes döner yerken Nat bizim yaralarımıza pansuman yapıyordu. Clint ona çocukça " anne canım acıdı" dediğinde ona hafifçe sarılıp " mızmızlanma bakayım" demişti.
Arkadan gelen clint yanlarına vardı.
Clint: Nat benim görevimdi onu öldürmem gerekiyordu ama gittiğimde o kadar masumdu ki bakışları duygu doluyken kendisi dimdik bir şekilde ölüme hazırlanıyordu. Onu SHİELD'a çağırdım.
Yanlarına bu sefer tüm avengers geldi.
Tony: onunla tanışmamız pek tanışmak değildi. Natalie rushman. Happy ile dövüşüyorduk. Şirketi Pepper'a devredicektim. Elinde evraklar ile geldi. Onu ringe çağırdım. Happy ile dövüşeceklerdi. Birkaç dakikada pardon saniye demeliydim Happy'i yere serdi.
Steve: biz görev arkadaşıydık.
Wanda: bizimkini biliyorsunuz ama anlatmam gereken bişey varsa o da harika bir abla olduğu. Thanos ile savaşırken thanos'un askeri ile savaşıyordum. Zor bir durumdaydım. Gelip yardım etti.
Bruce: beni avengers için çağırmıştı.
Thor: Avengers meselesi
Pepper: Tony ile birlikte.
Tony: ama ne kıskanmıştın.
Ginerva onları zevk ile dinliyordu. Annesi hakkında olan konuşmalar hoşuna gidiyordu.
Buvky: RedRoom'da
Ginerva: anlatmıştınız
Rhodey: Tony'den biraz sonra ama aynı dönem pek tanışmak olmasa da.
Carol: savaş
Lila: baba sence Nat teyzem iyi midir
Clint: tabiki
Lila büyük tü ama bu natasha teyzesini özlemesini engellemezdi.
Laura kızına ve kocasına bakıp gülümsedi.
Clint: Nathaniel'in adı o zaman Nat yaşıyordu ve şimdi Nathaniel'in adını taşıdığı iki kişi de cennette.
Ginerva Nathaniel'e baktı. Sonra Morgan'a ve Nathaniel'e sarıldı.
Bucky onların bu durumuna gülümsedi.
Ginerva odasına gitti. Masasında duran fotoğrafa baktı. Fotoğrafta annesi Ginerva ve Rhodey vardı. Fotoğrafı Bucky çekmişti. Aslında fotoğraf sadece Rhodey ve Nat'ın dı ama Ginerva kameranın önüne geçmişti. Fotoğraf annesi saçını boyadıktan hemen sonraydı yani thanos'tan önce.
Ginerva fotoğrafa bakarken uyuya kalmıştı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daughter / Winterwidow
FanfictionEn azından beni tanısaydın! Oğlum/ Winterwidow adlı kurguma da bakabilirsiniz 😊