İlk one-shot deneyimim. Eksiklerimi söyleyin lütfen. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. :)
#####
"Benimle çıkar mısın Louis?" diye sordu Harry. Tüm cesaretini toplamış ve sonunda sormuştu hep geldikleri parktaki ağacın altında. Kabul etsin istiyordu. Her şeyiyle istiyordu. Mavi gözlerine kilitlenmişti yeşil gözleri. Elini tuttu. "Lütfen,Louis. Seni seviyorum." Louis hala cevap vermemişti. Şaşkınlıkla onun yeşil gözlerine bakıyordu. Hiç beklemediği bir teklifti. Evet,Harry çok yakışıklı biriydi,ama ondan hoşlanamıyordu. Hayır,heteroseksüel değildi; sadece Harry'den hoşlanamıyordu. "B-ben... ne diyeceğimi bilemiyorum,Harry." Derin bir nefes alıp elini Harry'nin elinden çekti ve o an Harry'nin gözlerindeki ışıltının söndüğünü gördü. Gözleri gözlerini bir an olsun terk etmiyordu. Sanki ondan başka bir yere bakarsa gözleri kör olacakmış gibi hissediyordu Harry.
"Harry,bak ben senden hoşlanmıyorum. Çok özür dilerim,seni kırmak istem--"
Elini havaya kaldırıp onu susturdu,Harry. "Tamam. Anlıyorum." dedi "En azından seni bir kere öpmeme izin ver."
Louis onun gözlerine bakıp ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu ama Harry gayet ciddiydi. "Kimsenin haberi olmayacak,Louis. Sadece küçük masum bir öpücük." 'En azından bu kadarını yapmalıyım' diye düşündü Louis eve başını aşağı-yukarı salladı. Harry gamzelerini göstererek gülümsedi ve ona doğru yaklaştı. Elini yanağına koydu ve yavaşça dudaklarını birleştirdi. Her şey ağır çekimde ilerliyordu onun için. Her anını hissetmek istiyordu. Nefesi bitince ayrıldı ve alnını onun alnına koydu ve gülümsedi. "Senden vazgeçmeyeceğim,Louis. Beni sevmeni sağlayacağım." deyip yanında duran fotoğraf makinesini alıp oradan uzaklaştı.
Louis,Harry'yi bir haftadır görmüyordu. O günden beri. Bazen rüyalarında onu öptüğünü görüyor,hatta bazen daha ilerisini de görüyordu ama sadece rüyasında. Şu an Harry'nin karşısında olmasını istiyordu. Her şeye rağmen o iyi biriydi ve yanında iyi hissediyordu. Harry ise bir haftadır gizlice Louis'yi takip edip fotoğraflarını çekiyordu. Gülerken,düşünürken,alışveriş yaparken,morali bozukken... Yüzlerce fotoğraf çekmişti. Ne kadar güzel olduğunu bir kez daha fark etmişti. Bir kez daha aşık olmuştu ona. Emindi kendinden. "Bu sefer kabul edecek" diye mırıldandı ve güldüğü fotoğraflardan birini alıp öptü yüzünü. Şüphesiz çok güzel seviyordu.
Louis ise iyice merak etmişti Harry'yi. 'Beni sevmeni sağlayacağım' deyip gitmişti ve bir daha aramamış veya karşısına çıkmamıştı. Eve gidip yatağına uzandı ve onu öptüğü anı düşündü. Yine. Eli istemsizce dudaklarına gitti. Gülümsedi. Dudaklarının tadını hatırladı. Pamuk şeker yiyormuş gibi hissetmişti kendini. Gülümsemesi kulaklarına varırken birden durdu. Neden sürekli onu düşünüyordu? Yada öpüşmelerini? Kafasını iki yana salladı ve telefonunu alıp Jesse'ye mesaj attı:
*Bu akşam buluşalım. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var. -Louis.* Onu düşünmeye bir son vermeliydi. Jesse ona yardımcı olurdu.
*Tamam. Kaçta? -Jesse.*
*9'da,Maze Pub'da -Louis.*
Yazıp gönderdi ve annesinin yanına gitmek için odasından çıkıp mutfağa gitti.
Saat dokuz olduğunda barın kapısından girerken gözleri Jesse'yi aradı. Bar masasında birasını yudumluyordu. Adımlarını yanına yönlendirip yan taburesine otururken sırtına vurdu.
"Selam dostum"
"Sana da selam,Louis."
"Bir viski" dedi Louis barmene.
"Ağır başladın? Dökül bakalım."
Louis kadehini alıp bir yudum aldı. Viskinin acısı boğazını yakarken ne diyeceğini toparlamaya çalışıyordu.
"Harry" diyebildi sadece.
"Hangi Harry? Gemma'nın kardeşi Harry mi?"
Louis kafasını salladı. "Bana çıkma teklifi etti ve biz öpüştük."
"Ne? Nasıl yani? Biz o çocukla sadece bir kez takıldık,Louis. Nasıl bu kadar ilerlediniz? Ne zaman oldu bu olay?"
"Bir hafta önce oldu. O gün konser çıkışı numaramı aldı ve haftada en az iki kez buluştuk. Çok iyi biriydi. Onunla takılmayı seviyordum ama beni öptüğü günden beri başka bir şey düşünemiyorum. Gözümü ne zaman kapatsam dudaklarının dudaklarımda olduğu zamandan başka bir şey düşünemiyorum. Teklifini reddettim,ama onu düşünmekten kendimi alamıyorum."
"Git ve onu bul,Louis. Başka türlü duygularından emin olamazsın."
"Pisman olmaktan korkuyorum" dedi ve içkisini fondip yaptı.
"Bence sende ondan hoşlanıyorsun,Louis. Git ve onu bul. Eğer tuhaf hissedersen..."
"Anladım."
Telefonunun titrediğini hissetti Louis. Ekranda 'Harry S.' ismini görünce karnının altında bir şeylerin hareketlendigini hissetti. Ekranı Jesse'ye gösterince Jesse başını onaylar gibi salladı ve dışarıyı işaret etti.
Louis ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü ve dışarı çıktığında telefonu açtı.
"Harry?"
"Selam,Louis. Nasılsın?" sesi mutlu geliyordu.
"İyiyim,sen?"
"Bende iyiyim,teşekkürler. Ben sadece yarın benimle buluşur musun diyecektim."
Louis düşündü. Doğru olur muydu? Ama onu görmesi gerekiyordu.
"Peki... Saat kaçta?"
"Akşam beşte. Parka gel. Tamam mı?" dedi ve kapattı.
Ne yapması gerektiği konusunda kararsızdı. Gitmeli miydi? İçeri gidip olanları Jesse'ye anlattı.
"Yarın oraya git,Louis. Git ve ne hissettiğini öğren."
Başını salladı Louis ve bir şeyler içmeye devam ettiler.
Ertesi gün Harry'nin dediği gibi saat tam beşte gelmişti parka. Nereye gideceğini bilmiyordu. Ayakları onu o ağacın oraya götürürken heyecanlıydı. Eğer ağzını açarsa kalbi ağzından dışarı fırlayabilirdi. Öyle hissediyordu. Hızlıca o ağacın oraya gitti. Ama ne bir şey vardı ne de biri. Harry onu kandırmış mıydı yani? Hiç sanmıyorum. Yakındaki banka oturdu ve beklemeye başladı.
Bir dakika yirmi üç saniye sonra bir şeyler düşmeye başladı. Fotoğraflar... İlk başta bir iki tane düşerken şimdi yağmur gibi dökülüyordu. Tüm fotoğraflarda o vardı. Gülerken,somurturken,düşünürken,morali bozukken...
"Harry?" diye mırıldandı. "Harry sen ne yaptın?"
Harry arkadan ona sarıldı ve boynunu öptü. Louis beğeniyle mırlayıp ona daha çok sokuldu. Harry kokusunu içine çektikten sonra fısıldadı.
"Seni seviyorum,Louis."
Louis kafasını Harry'nin kafasına yasladı.
"Gözlerin benim parlak,mavi gökyüzüm. Onları benden alma,Louis."
Louis ona baktı. Harry beklenti ve umutla Louis'nin mavi gözlerine bakıyordu. Louis Harry'nin kolları arasında ona döndü ve "Evet,Harry." dedi. "Teklifini kabul ediyorum"
Dudakları birleşti. İkisi de gülüyordu. Mutlulardı.
Louis sırtını ağaca yaslamıştı. Harry ise dizinde yatıyordu. Louis kendine hakim olamayarak elini Harry'nin saçına götürdü ve yumuşacık bukleleri okşamaya başladı.
"Kabul etmeseydin ne yapardım bilemiyorum." dedi Harry.
"Sen beni öptü kten sonra senden ve bu güzel dudaklarından..." boşta olan elini Harry'nin dudaklarında gezdirdi "başka bir şey düşünebildim mi sanıyorsun?"
Kıkırdadı Harry.
"İşe yarayacağını biliyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THAT KISS || l.s (One-shot)
Fanfiction"Benimle çıkar mısın Louis?" diye sordu Harry. Tüm cesaretini toplamış ve sonunda sormuştu hep geldikleri parktaki ağacın altında. Kabul etsin istiyordu. Her şeyiyle istiyordu. Mavi gözlerine kilitlenmişti yeşil gözleri. Elini tuttu. "Lütfen,Louis...