1.

85 32 16
                                    

Medya; Algın & Sare.

Kadının kanatları kırık,
adam uçsuz bucaksız bir gökyüzü..🌌

Bölüm Şarkısı,
Elleri Ellerime -Duman.

5 yıl.

Dile kolay, onsuz geçen tam 5 yıl..

Hayatımda değişen birçok şey vardı mesela ama ben onsuzluğa alışamamıştım.

Bunca yıl izini sürmüş, bulmuştumda.

Ama onu bulduğumda o geceki gibi yalnız değildi.. Hayatında bir kadınla hayatıma tekrar almıştım ben onu..

O kadına bakarken gözlerinin içi parlıyordu, sanki hiçbir anını kaçırmamak istercesine bir an bile ayırmıyordu o mavi gözlerini kadının gözlerinden.

Yaralarıma merhem olan adam şimdi kimin yaralarını sarıyordu?

Cevap belliydi.

O, silbaştan yapmıştı.

Daha doğrusu yapmak zorunda kalmıştı. Çünkü ne kadar acı çektiğini bilmesemde hissetmiştim ben onun.

Beni hatırlamıyordu işte. En güzel anılarını paylaştığı, birlikte yatıp kalktığı, kanayan yaralarına merhem olduğu kadını hatırlamıyordu.

Şimdi yeniden dahil olacaktım hayatına.. Yeniden bakabilecektim o her anını ezbere bildiğim mavi gözlerine. Tekrardan kazıyabilecektin aklıma güzel gülüşünü.

Hali hazırda akmayı bekleyen gözyaşlarım firar ederken elimin tersiyle sildim.

Sesi hâla kulaklarımdaydı sanki.

"Hiçbir şey için ağlamaya değmez."

Hatırlatacaktım ona kendimi. Tekrar biz olacaktık. Uyandıracaktım ben onu kabuslarından. Çekip çıkaracaktım, karanlıklarından.

Mesala şu an onun hayatıma girdiği ilk andaki elbise vardı üzerimde. Saklamıştım, daha doğrusu kıyamamıştım. Haliyle biraz kısalıp daralsada üzerinde bir kaç tadilatla eskisi gibi olmuştu.

Başımı iki yana salladım.

Adımlarımı hızlandırarak mekana girdiğimde ağır alkol kokusu yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.

Evet, bu bar ona aitti. Araştırmalarıma göre geçen yıl satın almış olmalıydı.

Masalardan birine geçmeden önce barmenin kulağına bir şeyler fısıldadım.

İstediğimi aldığımda ona dönerek gülümsedim.

Gözlerim anlık olarak onu aradığında yalnız değildi. Yanında saçlarını okşadığı sevgilisi vardı.

Hiç titremedi mi ellerin sevgilim? Bir zamanlar başımı dizlerine yasladığımda sıcacık ellerinle saçlarımı seven sen değil miydin?

Burukça gülümsedim. Çünkü şu anda o da gülümsüyordu. Gerçekten çok güzel gülümsüyordu.

Yanında ki kadın farklı bir masaya geçtiğinde ben ise ona kendimi nasıl hatırlatabileceğimi düşünmekle meşguldüm.

Onu gördüğümde yanaklarıma ateş basıyordu işte. Bir yüzümü su çarpsam fena olmazdı.

Arka taraftaki lavaboya doğru ilerlediğimde enseme ve ve kızaran yüzüme su çarptım.

Ellerimi kurulayarak tekrar dışarı çıktığımda ise hesaplarım dışı bir şey olmuştu.

Farketmeden üzerimde hissettiğim koca beden gerileyip sendelememe sebep olmuştu. Tam düşücekken iki eli belimi sardığında burnumun ucunun bile yandığı aşikardı.

Yapma sevgilim, şimdi olmaz. Buna hazır değilim.

Elini belimden çekerken bana mahçup bakışlarından birini atıyordu.

Sanki ellerindeki sıcaklık bana çoktan geçmiş gibiydi.

"Çok özür dilerim, iyimisiniz?"

Başımı olumlu anlamda salladım.

"Asıl ben özür dilerim, daha dikkatli olabilirdim. Kusura bakmayın görmedim sizi."

Kocaman gülümsedi.

Evet, dikkatimi anında yerle bir etmekte üstüne yoktu.

Ellerimin titrememesi için olağanüstü bir çaba verirken elimi uzattım.

Huzursuzca yerinde kıpırdandı. Sevgilisine bu kadar mı değer veriyordu?

Sonra fikrini değiştirmiş olmakıydı ki ellerimizi buluşturdu.

Hadi ama? Hiç mi çakmadı şimşekler kafanda? Yine mi hatırlayamadın beni?

Sen değil miydin benim kanayan yaralarımı sarmalayan?

"Sare.." diye mırıldandım. "Sare Öztürk."

"Algın Atalay."

"Biliyorum.." dudaklarımdan uçup giden kelimelere engel olamamıştım!

"Anlamadım?" dedi kaşlarını çatarak.
"Nereden biliyorsunuz?"

Başımı öne eğdim, ne diyebilirdim ki?

O sırada duyduğum ses ile yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

"Ben anlattım, ona.."

Çağan?

Kendisi ev arkadaşım, aynı zamanda en yakın arkadaşım olurdu. Ben Algın'ın yokluğunda kendimi bırakmadıysam bu onun sayesindeydi.

Algın, ikna olmuş gibi başını salladığında bana dönerek önce kaşlarını çattı sonra da yapmacık olduğu her halinden belli bir şekilde gülümsedi. "Sana iyi günler."

Gözleri kolumdaki Çağan'ın ellerine kayarken derin bir nefes alarak ön tarafa doğru gitti.

"Teşekkür ederim.." diye mırıldandım Çağan'a sarılarak. "Hakkını ödeyemem."

Gülümsedi.

"Önemli değil."

Bölüm Sonu!

Çağan; Burak Deniz.

• • •

Bu arada ilk bölüm geçiş gibi bir şey olsun,
diğer bölümde kafanızda daha çok şey oturacak💛

2.bölümü yarın atmaya çalışacağım.🙆🏻‍♀️

SaudadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin