1.koridor

27 2 0
                                    

Hastane ciceği

1. Bölüm koridor

Yavaşça kafamı cevirdim dolunay parlak yıldızlara meydan okuyordu . Gecenin karanlığı yüzünden zaten her biri bir gunesti rekabet elzem degildi. Onları parlak yapan sey geceydi bunun için ekstra bir caba harcamiyorlardı. Ama onlar herseye rağmen görevlerini yaban gecenin emektarlarıydı.

Dolunaya gülümsedim tüm hayallerim ondaydı ve bir tebessümü hak ediyordu bu benim küçük bir serzenişimdi bunu duyyordu ama ne yapıcaktı gökyüzünden yeryuze bir merdiven açıp beni götüremediği sürece, tüm yıldızlar rüzgarda çığlık atan yapraklarla savaşsa genede beni bu zincirlerden kurtaramazlardı tek kahraman vardı .ÖLÜM bu aralar soluk nefesini enseme veriyodu .Beni korkutan neydi bilmiyorum, ne zaman beni almaya geliceğini bilmiyor olmakmı yoksa korkunç bilinmezlik bana gülümseyen karanlık kuyularmı hepsi küçük ruhumda derin inlemelere ve minik titremelere dönüsuyodu .

Ayağa kaltım . kocaman makinemi mezar tasi taşır gibi pesimden sürüklüyordum soğuk ve klostrobik topragimi pesimden sürüklemek gibiydi, bu neydi kendi ölümümü peşimden sürüklediğim için ozgür melek kanatlarım mı? Yoksa mahzende bileklerimde olan zincirin anahtarıyla bakışmakmı. Çıplak ayagim yerden dolayı üşüyordu ama bunu hissetmek sanki hissedeceğim son sey olmadı hasebiyle bana ümit bahsediyordu. Bunu bilerek kendime zarar veriyordum . kendime zarar vemeye bile hakkım yoktu sayet üzülen ben değil beni sevenler olucaktı bu içimde yanan son ampülüde patlattı . beyaz hastane terlıklerimi sismiş ayağıma geçirdim . Koridorun sonunda bulunan ve boğazın enfes manzarısını önüme seren camdan ayrıldım.

Dünya baktığımız yere göre değisiyo . hayatı hepimiz yasiyorduk herkes aynı pencereden aynı manzaraya bakıyordu ama gören göze göre sunduğu manzara cok farklıydı bu yasamın hatası veya ikiyuzlugu degildi, kimse mutsuz olduğu icin dünyayı sucluyamazdı bize bonkerce sunduğu tüm güzelliklerden sonra bunu hak etmiyordu . hastalıklar, kayıplar , acı verici veya mutsuz biten sonlar için kimseyi suçlayamazdık bu nankörlüktü . Bunun icin suçlu aranmaz ,suclicak insan bulmak bizim sadece acıyan kalbimizdeki yükü başkasına vermek olucak o kalp ordan sökülmedikçe ne kadar etrafa suç atarsak atalim ciğerlerimiz yangın yeri gibi kaynıcak . ama kabulleniş artık derin kuyulardan kafamizi çevirip pusluda olsa haytın bize sunduğu camdan manzarı izleye bilmekti

Perdesiz çıplak Fransız cama arkamı döndüm, kendime acı vermenin bir anlamı yoktu . degilmi? Ayagimi yeni cilalanmış parkede surttum ,sacımı geriye attım sert bir bicimde koca ve sahte kalbimi kendime çektim . hastanenin bu bölümü geceleyin daha sezsiz bir sekilde rüya alemine geçiyordu .Burdaki insanların burayı zengin hasta oteli olarak kullanması ve genelde bizzat benim gibi son dönemlerinde umutsuzca gelmeyecek ,o kalbi bekledikleri için sükûnet son dilekleriydi . fişe uzanan ayagimla fişi düzettim aniden bir kaza istemezdik . sayet artık mental olarakta gücüm kalmamıştı . eskımıs duvarlara göz gezdirdim . yıllar içinde yıldızlardan daha cok duygu görmüşlerdi bunlar sesiz bir çığlık, kimseye ulaşmayan haykırışlardan başka bir sey değildi.

Çok uzak değil daha bu sabah halen gülücükleri eski duvarlar tarafından içine çekilmeden, duygular halen daha somut bir sekide avcuma sıkıştırırken . Hafif tonbul uzun boylu gözleri seviç saçan bir kız geldi yanında ona göre daha cok yaşanmışlık ve acı barındaran bir versuyonu vardı ama bugün her zamankindekinden farklıydı bügün bir elvada vardı, bır kaybolma ,bir veda bir kopukluk, bir sevginin ateşte cayır cayır yanışı vardı . benim odamın karsısına bulunan benimkine nazaran her zaman için daha kalabalık olan bir odada ikamet ediyolardı . Odanın asıl sahibi altmış yaslarının basında bulunan Nadide teyze içindi .Kendisi zamanında küçük bir enfeksiyon kapmıştı ama tedavi olmadığı için ,daha doğrusu hayatının o döneminde kendi dışında herkes için çabalayan bir emektardı. Hikayesını çoğunu karanlık bir okyanusa dönüşen gözlerinde saklıyordu banada umutsizlik vermemek için bir sey söylememişti . benim gözlerimdeki hayal kırıklığı azgın bir nehir gibi akmıştı zihnine acı dolu hikayesi bana yön vermesin istedi. Bana korkunç ve tuzlu göz yaslarıyla dolu olan hikayesini anlatmadı anlatamadı . iki kere hayat ona gülmüş, tam iki defa ölümle kumar oynamış ve kazanmıştı ,kafasının üstünden talih kuşları cirit atmıştı . Her zaman ,güzel son ne kadar olası görünürse görünsün insan önce kendine sans vermesi gerekirdi nadide teyze kendine sans vermemişti kendini güldürmemişti . Iki defa ona uyan kalbi red etmişti. Tüm yaşamını onu sevenler için yasamıstı ama ölümü kendi içindi sesiz sedasız göçmüştü ahiretine bir okadar sesiz haykırışlarla . En cok torunu uzulmustu en cok o aglamıstı en cok o sesiz kalmıştı . Kendini ölüme mahkum eden biri için üzülmek adilmiydi ki ? yaşamak en doğal haktı ölmek neden bizim kararımız değildi . Nadide teyze ölmün ona yaklastığnı hissetmişti sesizce ona geliyodu nefes sayıları artık biliniyodu bana dediki "Sakın kendinden ümidi kesme . Ben senin gibi küçük ruhlar için kalpleri red ettim çünkü ..." asırlar gibi geçen nefes arası verdi sayet artık sadece insanlara katlanmak değil nefes almak bile acı veriyordu bunu anlamak zor bir bilmece değildi . "...ben çok yoruldum ben bana verilen bu kalbi kendi ellerimle yıprattım yapmamam gereken hatalar yaptım bunları telafi etmek için gücüm olmadı . artık gücüm var ama telafi edemem . Dünyays yapıcağım son iyilik bu kalpleri baskalarına gönderip onlara fırsat vermek bu benim mezarda toprağın altında bir nebze olsun daha mutlu yapıcak ." ardından basındaki tulbenti düzeltti gözünden son bir çığlık aktı ardından bir tane daha bir tane daha ,yutkundu bu bile zor geliyordu onu yoran hastalık değildi en azından bu kalp hastalığı değildi onu yoran ve bitiren hatta bu sona getiren içinde biriktirdiği şeylerdi . Bu gün , ardından son duası edimis son yolculuğa sesiz ve sükûnet içinde yollanmıştı ardınan hayat devam etti hemsir ve hemşireler çarşafları değiştirdi odanın camları açıldı amaç içerdeki kötü havayı dağıtmaktı başarılı olamadılar bu hava kolay kolay dağılmazı bunu zamanla öğreneceklerdi

Koridorun kenarından döndüm benim yolum bu kadardı belki ayak bileğimde bir zincir yahut bir bir kilit yoktu ama kalbime bağlı makinem vardı daha küçük bağımsız olan alet bana teslim edilinceye kadar bu kendini kamufilaj etmiş zincirlere mahkumdum.

Odaya girdim annem yorgun bir sekide koltukta uykuya gçmişti keşke hayatından bir anda sesiz bir sekilde çıksaydım ama bunu başarmaya yarayacak paranormal güçleri kendimde barındırmıyorum . yeni namaz kıldığı belliydi artık tek kapısı , tek ümit edeceği yer kalmıştı , çaresiz ve yıpramıştı bir mücize için yalvarıyodu şayet ben yanlızca ölümümün daha az acı verici olsun seklinde yalvarıyodum .

0 anda odanın arkasında minik bir gölge belirdi, dışarıdan gelen lambanın ışığında . Bana kırık bir tebessüm hediye etti onula içimdeki son kelebeği uçurmak için kullandım "nasıl oldun canım" sesiz fısıtılar bahşetti kafamı sallayıp tebessümünü Aydan hanıma geri gönderdim kapıyı kapatıp uzaklaştı anlamıyormuydu nefes alamıyorum beni şıkıştırıyordu
Camı açtım ve göz göze geldim tüm bunlar başladığı zamanki gibi beni izleyen ,her acıma şahitlik , eden sadece bizzat kendisine duvarlarımı indirdiğim "Ay" dı bu derinbir iç çekiş eşliğinde bıraktım içimdeki beni boğan gerçekleri . Dünyada bir suru insan iyilesiyordu , ama ben bunun yerine kader ve oda komsum olan üzgün bir teyzeme elveda demiştim ağlıyordum çünkü başka hiçbir sey yapmaya gücüm yetmezdi ,sesizce nefes çalıyordum havadan çünkü çığlık atma iznim yoktu , aya ağlıyordum çünkü başka ruhlara acımı açmaya cesaretim yoktu .

Uzandım yatağa bir savaşçı olarak başladığım güne bir kaybeden olarak saklanmaya giriyordum . bakamıyordum anneme çünkü tüm duygulara nazaran vicdan azbı en çok acı veren ve ruhumu parçalayandı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hastane Çiçegi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin