Hissediyorum.Belki 3.kez yarılan karnıma bakıyorum.Kanlar?Ne garipti ki kırmızı gibi değildi.Oysaki kanın rengi kırmızı değil miydi? Bilmiyorum.Su yaşıma kadar neredeyse bir tarafım bile kanamamıştır.Belki de
Hatırlamıyorum? Bilmiyorum.Neredeyim?Bilmiyorum...Tek hatırladığım barın arkasında çöp konteynıra süreklenen bedenim.♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠♥♠
Bu soğuk ıssız odada beyaz çarşafın içindeki kendime bakıyorum.Ne garipti ki bir ayna misali kendimi görebiliyorum...
Beyaz olan tenim daha da beyazlamış.Dudaklarım,göz altım mosmor.Bir ölü gibi haraketsizce,nefes alma belirtisi vermeden yatıyorum.
Bir zaman sonra sesler geliyor bağırışma,haykırma sesleri.Kapı açılıyor ve göz yaşları içinde 2 adam 1 kadın giriyor.Bağırıyorlar,ağlıyorlar.Yüzlerine baktığımda onların benim ailem olduğunu anlıyorum.
Babam Park Jiong,annem Park Misuel,Abim Park Chanyeol.Babam elimi tutmuş,sessizce göz yaşlarını akıtıyor o yaslanmış yüzünden.Annem,yüzümü ellerinin arasına almış ağlıyor.Abime bakıyorum uzakta yere oturmuş,duvara yaslanmış o neşeli yüzü ruhsuzca,hiç bir duygu barındırmadan hareketsiz bedenime bakıyor.Ne gülünç ölmüş bedenime ölümü bile yakıştıramıyorum...Hala anlayamıyorum gerçekten öldüm!Peki,peki hala neden hayattaymış gibi her şeyi görüyorum? Bir zombi miyim yoksa!! Ama ne beyin istiyorum ne de yavaş hareket ediyorum?Garip.Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok.
Beni görmesi umuduyla abime doğru ilerliyorum.Yaninda duruyorum, gözlerini bana çıkarmasını bekliyorum.Ama hala ifadesizce bana bakıyor.Yani ölmüş bedenime...Bir anda ayağa kalkmasıyla geriledim.Hızla yanıma doğru gelirken gözlerim umutla ve şaşkınlıkla sonuna kadar açıldı.Beni,beni görebiliyor muydu?Gözlerim hala mutlulukla abime doğru bakarken bir anda üzerime gelen bedeni içimden geçip arkada olan ölmüş bedenime ilerleyişiyle mutluluğum da son buldu.
Yavaş yavaş kabulleniyorum artık. Gerçekten ölümden sonra da yaşam varmış.Ki ne kadar yaşam denilebilirse.Ama farklılık var. Kitaplarda,okullarda ölüm böyle değildi. Ya ben ölmedim ya da kitaplar yalan söylüyor.
Babamın ayağı kalkmasıyla hızla gözlerimi ölmüş bedenimden alıp aileme çeviriyorum.Babam konuşmaya başlarken annenin harap olmuş yüzüne bakıyorum.
"Miauel,Chanyeol o artık yok.Chaenie artık aramızda olmıyacak,olamayacak.Biz ise güzel kızımıza uzun ve güzel bir hayat sürdürmeye çalıştık.Ama,ama o çabuk pes etti.Biz basaramadık.Ben burda kızımın huzurunda ondan özür diliyorum. Özür dilerim kızım.Baban seni yeterince koruyamadı..."Babamın konuşmasından sonra hızla babamın yanina gidip ona sarılmaya çalıştım,başaramadım.Sesimi duyurmaya çalıştım, yapamadım.
"Baba!Beni görmüyor musunuz?Ben.buradayım Chaenie!Kızın. Anne sen!sen beni görüyor musun?Abi lütfen abi beni bırakmayın. Abi!Lütfen gitme,anne!!baba!"Be kadar bağırsam da sesimi duyuramadım.Gittiler.Beni burda,bu soğuk odada yapayalnız bıraktılar.
Ailemin gitmesinden yaklaşık 1 saat geçmesinden sonra ayağa kalkıp düşünmeye başladım. Artik anladım tam olarak ölmedim.Galiba ben araçta kaldım yani öyle tahmin ediyorum.Ölüm ile yasam arasında kalmışım gibi.Ruhum yaşıyor ama bedenim ölü.Çabalamam lazim diye düşünüyorum. Galiba galiba kurtulabilirdim...
Odanın ne kadar soğuk olduğunu tahmin edebiliyordum ama hissetmiyorum.Galiba değişik bir varlığa dönüştüm ben.
Yavaş yavaş üzerime düşen ağırlıkla gözlerimi kapattım ve olduğum yerde mayıştım ne olduğuna anlam veremezken yavaş yavaş bilincimin kapanmasıyla daha fazla kendimi sıkmayıp ruhumu karanlığa teslim ettim.
Merhaba!! Yeni bir kurguyla karşınızdayım...
Kitap çokça Moon Lovers dizisini andırabilir.Diziden esinlenerek bu hikâyeyi yazmayı düşündüm.🌷
🌸Umarım beğenirsiniz.🌸
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.🌷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•D£AD TIM£•KTH
FanfictionÖlüm... Ölümden sonraki yaşama inanır mısınız? Çoğumuz inanırız...Gözlerimizi açtığımızda yeni bir hayatda olmayı, yenilenmeyi kim istemez ki?? Peki, Ölümden sonraki yer değil de zaman değişikliğine inanır mısınız?