Piyanonun başına geçtim. Özlemiştim. Yavaşca çalmaya başladım. Notalar kendiliğinden elimde olmadan teker teker bir uyumun içinde sürüklenmeye başlamıştı. Tekrar düşünmeye başladım. Kendime engel olamıyorum hep o liste aklıma geliyordu. Bakılinca bana takıntılı diyebilirsiniz ama o kadar basit değidi. Bu okuldaki dördüncü yılımdı ve bir kez olsun ilk sıradan hiç inmemiştim. Kızlar bile donup kalmıştı.Anneme bile söyleyememiştim.Bense nasıl tepki vereceğimi kestiremiyorum. En önemlisi birazdan şeçmeli matematik dersinde ne halt yiyeceğimdi.
Bay Albert asla laf geçirmeden durmazı. Adam ilk geldiğimden beri benimle uğrasıyordu
Flashback
3 yıl önceydi. Dersi her zaman ki gibi uyuyarak geçirirken birden başımda bitmişti. Beni tahtaya çıkartıp rezil etmekti amacı. Ama beni tanımıyordu. Çıkıp bana ilk sorusunu sordu. 20 saniye kadar çözüp yerime otururken beni durdurdu."Bir saniye bir saniye. Sen dersi
Dinliyomuydun?"demişti.
Onaylamayarak kafamı salladım."Gel buraya birde bunu çöz bakalım." Tahtaya yazmaya başladı bitince gidip kalemi alıp işlemleri yazmaya başladım. Diğerinden daha zordu ama yine çok kolaydı. Bitirdiğimde arkamı döndüm ve bana bakan şaşkın gözlere baktım. Bay albert kendi kendine konuştu"İlginç"dedi ve devam etti "Bu 11.sınıf konusu içeriyor"dedi"Adın ne?" Al başına derdi artık her ders başında lisa. Tebrikler. Bi çeneni kapatıp susmuyorsun. Diye düşündüm içimden ve "Lisa" diye cevap verdim. "Bakalım lisa başka neler biliyorsun"dedi ve eline bir kitap alıp tek tek tahtaya sorular yazmaya başladı geri çekildiğinde çözmeye başladım.
Bitirdiğimde Bay Albert cevapları teker teker kontrol etti ve "Seni tahtaya utandırmak için çıkartmıştım ama galiba ben rezil oldum"dedi ve sınıflar birlikte gülmeye başladı.
Flashback End
Hala derse girdiğinde bana sorular sorar aklımdan çarpma işlemi yaptirirdi. Bazen üstüme çok gelir beni gaza getirip sinir ederdi. Ama bence beni kıskandığından diye düşünüp boş verirdim. Bay Albertle laf dalaşlarımız olsada birbirimizi severdik. En azından ben.
Okulda başka bir dahi olduğunu bilmiyordum. Rosé onu ve arkadaş çevresini bize bildiği kadar anlatmıştı.7 kişilermiş okula geleli iki hafta kadar anca oluyormuş fakat peşinden koşan kız kitlesi oldukça fazlaymış. Bunun dışında yaptıkları kötü işler olduğu hakkında bir kaç dedikoduyu da anlatmıştı. Galiba bir barları varmış ve her halt varmış. Uyuşturucuya kadar. Biraz tırsmıştım bizde az değildik ama bu kadarı fazlaydı. Kızlarla defalarca sarhoş olup ortalığı dağıtmıştık. Ama asla uyuşturucu konusu bile açılmamıştı.
Son notaları da çalıp düş dünyamdan çıktım. Biraz olsun rahatlamıştım. Tam kalkacakken yan tarafında koltukta oturan bir beden beni durdurdu.Ne işi vardı burda? Beni mi dinlemişti? Bunları dıştan söyliyecekken konuşmaya başladı
"Demek sensin Lalisa Monaban"
Hadi bakalım tanışın siz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Numbers
Fanfiction"Çok sevinme Jeon Jungkook. Çünkü bir daha asla birinci olamayacaksın."