Büyük camdan içeriye süzülen güneş ışığı gözlerimi rahatsız ederek uyandırmıştı beni. Ellerimi gözümün önünde gölge yapacak şekilde uzattım. Üzerimdeki beyaz örtüyü hızlıca atıp dağılmış saçlarımı düzenledim. Kendim uyandığıma göre Anna erkenden çıkmıştı veya gece hiç gelmemişti. Komidinin üzerindeki telefonumu alıp kurcaladım. Anna'ya nerde olduğuna dair mesaj attım. Bu kadar eğlence düşkünü bir kız kim bilir nerede sızıp kalmıştı. Hangi barda?
Benim de ondan kalır yanım yoktu ama bir yerlerde hiç sızmamıştım. Veya barda tanıştığım birinin evinde geceyi geçirmemiştim.Sonunda yataktan çıkıp alt kata indim. Etrafa biraz göz gezdirdim ve iki kızın yaşadığı bir ev daha düzenli temiz olmalıydı diye düşündüm. Ama çok geçmeden bu fikrin sıkıcı olduğunu düşünüp kendi kendime omuz silktim. Mutfağa ilerledim. Mutfağın da dağınıklığı en az salon kadardı.
Büyük buzdolabının tek kapağını açıp süt pakedini aldım. Alt çekmecede olan mısır gevreğini de alıp ikisini kaseye boşalttım.
Tek elimde kaşık tek elimde telefon mısır gevreğini öylesine karıştırıyordum. İlk kaşığı ağzıma götürmüştüm ki kapıdan tıkırtılar gelmeye başladı. Anna üçüncü deneyişinde doğru anahtarı bulmuştu. Mutfağa girdiğinde gözlerimi telefondan ayırmayarak sordum
"Bir yerlerde mi sızıp kaldın yoksa birinin evinden mi ?"Kıkırdayarak yanıma ulaştığında elimdeki kaşığı alıp mısır gevreğimden bir kaşık alıp ağzına götürdü. Ağzındaki tam bitmemişken elindeki ufak çantayı masaya bırakarak iki elini kaldırdı ve bağırarak hecelemeye başladı
"Ef sa ne bir geceydi"
Yüzüme sinsice bir gülümseme yerleştirdim
"Çocuk mu gece mi?"
Yüksek sesli kahkahası mutfağı doldurmuştu.
"Kızım çocuğun bir kasları var görmen lazımdı!"Her sabah eve gelişinde aynı sohbet dönüyordu.
Eğer 'Efsane' diyorsa geceyi adını bile bilmediği biriyle geçirmiş oluyordu. 'Başım çatlıyor, uykum var' diye sızlanırsa gece bir yerlerde sızıp kalmış oluyordu."Öyle olduğuna eminim güzelim" diyerek yanağından öptüm. Duş almak için odamdaki banyoya gidiyordum.
"Duş alıcam sonra düzgün bir kahvaltı için dışarıya çıkarız?"
Diye sorarcasına konuştum."Güzel fikir benim de duş almam lazım" diyerek kendi odasına doğru adımladı.
~ ~ ~
Üzerimde bol duran bornozla dolabımın önünde dikilmiştim. Havalar iyice sıcaklamaya başladığı için spor bir şeyler giymek istedim. Yüksek bel kot ve beyaz göbeğimi açık bırakan sade üstü dolabımdan çıkarıp hızlıca giyindim. Kahverengi ve turuncu arasında gidip gelen saçlarımı kurutup doğal dalgalarıyla omuzlarıma dökülmesine izin verdim. Dudaklarıma renk verecek kadar bir ruj ve rimelle hazırdım. Çantamı da alıp odamdan çıktığımda direk Anna'nın odasına yürüdüm. Benim aksime şık giyinmişti.
"Hadi hadi!" Diye sızlandım. Hızlıca hazırlanıp çıktık."Benimkiyle gidelim." diyerek Anna'yı benim arabama doğru sürükledim.
Sürücü koltuğuna yerleştiğimde her zaman takıldığımız McPub'a sürdüm.Anna çoktan radyodan şarkı ayarlamış kollarını bir o yana bir bu yana sallayarak muhteşem dans figürlerini sergiliyordu.
Çok geçmeden McPub'a gelmiştik.
İçeriye girdiğimizde her zamanki masamız boştu. Anna doğrudan oraya giderken bar kısmındaki Taylor yüzünde büyük bir gülümseme ile bana doğru konuştu.
"Günaydın Bella."
"Günaydın Taylor n'aber?"
gayet resmi bir şekilde konuşmuştum. Taylor'ın yıllardır bende gözü olduğunu biliyordum çünkü.
Ufak gülümseme ile vedalaşıp Anna'ya doğru yürüdüm. Çoktan siparişlerimizi vermişti.
Heyecanlı heyecanlı elindeki telefondan bir şeylere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDYS GIRL +18
RomanceDonup kalmış bakarken gözleri beni buldu. Hafifçe dudakları kıvrıldı. Annemle tokalaştıktan sonra dün gece içimde olan elini bana doğru uzattı zar zor kalkarak "Bella" diyebildim ancak. Yüzündeki gülümseme hala yerini koruyordu. Gözlerini bir an b...