1 🕸

2 0 0
                                    

 
1.bölüm " Öğreneceksin "

                                   ***

Airpodslarımı kulağıma takıp evden çıktım. Başımı önüme eğip yürümeye başladım. Beni tanıyanların bana acımalarından bıkmıştım. Eski ben olmağı o kadar çok istiyorum ki. Ama artık herşey için çok geç. Annemi,abimi,babamı  itirdikten sonra bu hayatın hiç tadı kalmamıştı. Ne yakın arkadaşım vardı ne de sırdaşım. Annemlersiz kendimi yaşayan bir ölü gibi hissediyorum. Ben onlara yersiz bir yere küsmüştüm. O gecenin aslında olmaması lazımdı. O telefon hiç gelmemeliydi. Allahım, hatırladıkça deliriyorum. Beni dinleselerdi ne olurdu sanki?

Flashback -09.07.2018-

"Babamm nasılsıın" deyip babama sarıldım. Eli yine boştu. İstediğim şeyleri almamıştı. Üzülsemde bildirmemeye çalıştım. Abim olacak o şerefsiz iki yıl önce evimizi,paramızı,şirketimizi elde edip kaçmıştı. O günden sonra ne abimi gördüm ne de nerede olduğunu bildim

"Kızım, senin istediklerini yine alamadım" dedi babam

"İnan sorun değil" deyip yanağını öptüm. Akşam yemeğini yedikten sonra annemle mısır patlatıp komik bir filme bakmaya başladık. Kahkahalarımız evde şen bir melodi gibiydi. Babam arada sırada gazeteden gözlerini ayırıp bize bakıp içten gülüyordu.

Film bittiğinde biraz söhbet ettik. Ardından odama çıktım. Kitaplarımı açıp yarınki dersleri tekrara aldım.

Aşağıdan gelen kırılma sesiyle koşa koşa odamdan çıkıp jet hızıyla aşağıya indim. Annemin elindeki meyve suyu bardakla birlikte yeri boylamıştı. Babamın telefonuysa kulağında kalmıştı

"Anne?Baba?" Dediğimde annem ağlamaya başladı

"Neden yapıyor bize bunları" dediğinde annemin yanına geçip sıkıca sarıldım

"Ağlama annem,ağlama" dedim. Annem ağladıkça ben de ağlıyordum. Onu acı çekerken görmek bana bir eziyetti. Ama babam..  Babam benim süper kahramanımdı. Beni herkesten çok seven, hep beni koruyan süperkahramanımdı

"Gül" dedi babam. Ben ve annem babama baktığımızda başını yere eğip

"Ben Arın'ı aramaya gidiyorum" dedi. Gözlerim yuvarlarından çıkacak derecede büyüdü

"Hayır baba. Onu aramayacaksınız. Onun bize ettiği eziyetleri ne çabuk unuttunuz? Şimdi onu aramaya mı gidiyorsun?" Deyip ayağa kalktım

"Ben de geliyorum" dedi annem.

"Size inanmıyorum!Gerçekten onu arayacakmısınız?" Dedim. Artık adını bile ağzıma almıyordum

"Özür dileriz"

"Unutma kızım. Seni çok seviyoruz ,hep de seveceğiz. Kendine iyi bak meleğim" dedi babam ve alnıma uzun ama çok derin bir öpücük kondurdu. Annemde gelip bize kollarını sardığında gözümden bir damla düştü

"Neden gidiyorsunuz ki? Gitmeyin ne olur. Aramayın onu" dediğimde bana bakıp evden çıktılar

"Kahretsin! " deyip avazım çıktığı kadar bağırdım. Onlara çok kızgın ve kırgındım. Nasıl onu arayabilirdiler nasıl?

Elime gelen vazoların hepsi yerde kırılıyorlardı benim gibi. Ağlayarak yere çöktüm. Neden bu kadar ağladığımı bile bilmiyordum. İçimdeki hisler birbirlerine girmiş durumdaydılar

    30 dk sonra

Telefonumun sesiyle kendime geldim. Oturduğum yerden kalkıp telefonumu elime aldım. Tanımadığım numaraydı.  Açıp karşı tarafı dinledim

"Gül Evren, Kaya Evren, Mert Evren'in yakını mısınız?" Dedi birisi. Arkadan siren sesleri geliyordu

"E-evet"

"Başınız sağolsun"

Günümüz -8.5.2019

İşte benim hikayem bu. Abim annem ve babamın katili oldu. Asla onu affetmeyeceğim.

Okulun önüne geldiğimde derin nefes alıp bahçeye girdim. Sırtımı dikeldip kaşlarımı çattım. Ben buydum. İçimde herşeyi yaşayıp dışarıya birşey bildirmiyordum. İçimde fırtana kopsa da dışımda yaprak bile esmiyordu.

Sırt çantamı düzeltip binaya girdim. Biri omzuma çarptığında hırsla derin nefes alıp ağır çekimle başımı yana çevirdim. Alt sınıflardan bir çocuk bana korkuyla bakıyordu. Neredeyse 10 saniye yüzüne ters ters baktım ve yoluma devam ettim.  Sınıfıma girdiğimde baş selamı verip yerime geçtim. Airpodslarımı kulağımdan çıkardım ve çantama attım.

Zil çaldığında içeri tarih hocamız girdi. Ayağa kalkıp oturdum. Hoca kaldığımız yerden devam ediyordu. Bazıları dinliyor bazılarıysa başlarını masanın altına gömüp telefonla ilgileniyorlardı. Unutacağım şeyleri not aldım.

Tarih dersi bittiğinde airpodslarımı kulağıma takıp kantine indim.

Meyve suyuyla tost alıp yemeye başladım. Karşımdaki sandalye çekildiğinde kaşlarımı çatıp airpodslarımı çıkardım

"Hayırdır?" Dediğimde tahminimce benle aynı yaşta olan çocuk bana bakıp gülmeye başladı

"Ne tatlı şeysin sen öyle" deyip elini yanağıma getirdiğinde elini ters büktüm. Sinirlendiğini verdiği soluklardan anlamıştım. Başımı aşağı saldım. Gözlerimi yumup derin nefes aldım

"Ne istiyorsun?"

"Seni" deyip yanıma geldi. "Seni istiyorum" deyip burnunu saçıma gömdü. Hışımla ayağa kalkıp çocuğun yanına gittim. Burnunun dibinde durdum ve fısıltıyla konuşmaya başladım

"Sen kimsin? Sen kimsin de beni istiyorsun?"

"Öğreneceksin. Yakında her şeyi öğreneceksin" deyip beni düşünceler içinde bırakıp gitti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin