Damon, Katherine’i bu kadar korkutan şeyin ne olduğunu anlayamadı. Katherine kolay kolay korkmazdı ki… Arkasını döndü ve gördü. Gözleri sarı-yeşil karışımı, dişleri vampir dişleri olan sarışın, uzun boylu bir genç gördü.
Damon: Sen kimsin?
Adam: Klaus. Birlikte çok eğleneceğiz. (Damon’ı da alıp Oradan uzaklaşır.)
Elena ve Stefan 2 saat önce eve gelmişti. O zamandan beri Elena Damon’ı en az 15 kere aramıştı. Damon telefonları duymuyordu.
Elena: (Stefan’ a) Kesin başına bir şey geldi. Stefan, onu bulmalıyız.
Stefan’ ın kardeşini aramaya niyeti yok gibi görünüyordu.
Elena: İyi! O zaman ben kendim ararım. Tek başıma.
Stefan: Başka şansım yok değil mi?
Elena başıyla hayır anlamına gelen bir hareket yaptı.
Stefan: Tamam o zaman. Arabayı ben sürerim.
Klaus Damon’ı küçük, duvarları siyahlarla kaplı bir odaya getirdi. Ellerini bağlayıp beklemeye başladı. Elena’ nın geleceğinden emindi ama asıl beklediği Stefan’dı. Salvatore kardeşler arasındaki kopmak bilmez bağı herkes bilirdi. Ama son zamanlarda o kopulmaz bağ önce 1864’te Katherine şimdi ise Elena yüzünden yol olma durumuna gelmişti.
1 SAAT SONRA
Stefan ve Elena gece karanlığında Bonnie’nin evine girdiler. Bir yer bulma büyüsü yapmasını istediler. Yaklaşık 15 dakika sonra sonuca ulaştılar.
Bonnie: Yaklaşık 200 km uzakta (eliyle haritada bir noktayı gösterir) işte burada.
Elena: Anlaştık. Hadi Stefan!
Aradan 1,5 saat geçtikten sonra Bonnie’nin gösterdiği yere ulaştılar.
İçeri girdiklerinde Damon’ı kanlar içinde yerde yatarken buldular. Elena koşarak Damon’ın yanına çöktü.
Elena: Damon aç gözlerini. Damon bana bak, gözlerime bak Damon! Damon uyan, Damon!
Damon: Elena?
Elena: Evet. Tanrıya şükür yaşıyorsun!
Klaus: Evet yaşıyor ama uzun sürmez. Tabi Stefan istediğim cevapları vermezse.
Elena Stefan’a dönerek: Ne cevapları? Klaus neyden bahsediyor Stefan?
Klaus: Stefan yıllar önce benden bir şey çaldı. Onu geri istiyorum!