İnşallah güzel gider kötü olamasını istemiyorummm.😊😊
Siz hiç düşündünüz mü bir insanın kendisini unutmaya başlamasını. Park Jimin tam olarak bunu yaşıyordu sevgilisini unutmaya başlamıştı ve ne yapacağını da bilmiyordu, ona sadece günde bir öğün yemek veriyorlardı. Aslında o öğünü bile yemiyordu ama olsun sadece sevgilisi Min Yoongi'yi düşünüyordu onsuz olmak istemiyordu. Fakat kendisine yapılan deneyler ve ona verdikleri ilaç işleri olumsuz etkiliyordu her ne kadar olumsuz etkilenmek istemese de.
Min Yoongi sadece sevgilisi Park Jimin'i istiyordu ama nerede olduğunu bilmiyordu. Onu en son tam 6 ay önce görmüştü ve artık dayanamıyordu. Park Jimin'i istiyordu fakat her ona bir adım yakalştığında sanki bir engel varmış gibi sanki ondan uzaklaşmaya çalıştırıyorlar gibi hissediyordu çünkü her Park Jimin'e yaklaştığında yeni bir ipucu çıkıyor ve hep böyle devam ediyordu ipucular kolay olsa sıkıntı yoktu ama zordu.
Park Jimin'siz 6 ay, her gün bir önceki günden daha kötü hissediyordu sanki nefesini kesiyorlar gibi.
Bilinmeyen'in Ağzından
Her şey çok güzel gidiyordu Min Yoongi'yi oyalamayı çok iyi yapıyorduk, inşallah kötü bir şey olmaz yoksa burada ki herkesi çiğ çiğ etme ihtimalim yüksek.
Zemin kata indiğimde herkes çalışmalarına aynı şekilde devam ediyordu, çok sıkılıyorum ama buna asla ara vermeyeceğiz.
6 Ay Önce
Park Jimin Min Yoongi'nin evindeydi o gece her şeyden habersiz 2min mutfakta oturmuştu biri konuşup sessizliği giderirken diğeri ise patlamış mısır yapıyordu. Şahsen Park Jimin açtı ama olsun. Patlamış mısırlar olunca beraber salona geçip korku filmini izlemeye başladılar, aslında Min Yoongi sevgilisini izliyordu ama orası ayrı, Park Jimin sıkıca sarılmıştı Min Yoongi'ye ama bilmiyordu ki bunun son sarılışları olacağını. Biri televizyonu izlerken diğeri sevgilisini izliyordu. İşte tam o sırada elektrikler kesildi ve saat gecenin 3'üydü. Korkudan iyice sırnaşan Park Jimin Min Yoongi'nin gözlerine bakmaya çalıştı ama başarısız oldu fakat Min Yoongi ise Park Jimin'i gayet net görüyordu ve içinde bir sızı vardı sanki kötü bir şey olacak gibi.
Park Jimin'in gözlerinin içine baktı ve sessizce 'İçimde kötü bir his var meleğim' dedi. Keşke bu hissi gerçek olmasaydı keşke bunların hiçbiri yaşanmasaydı.
2min beraber mutfağa gidip kaseyi tezgaha koyduklarında yukarı Min Yoongi'nin odasına çıkamak için yol aldılar. Park Jimin yatağa girer girmez başını Min Yoongi'nin göğsüne koydu ve uyumaya çalıştı ama yapamıyordu, yapamadı.
Min Yoongi ise sevgilisini izlemeye koyulduğunda içinden gelen bir his ile Park Jimin'i kendisi ile yatak arasına sıkıştırdı. Ve sanki canını yakmak istemiyormuş gibi yavaş yavaş sevgilisinin dudağından öpmeye devam etti. Aslında gerçekten de canının yanmasından korkuyordu.
Park Jimin ise Yoongi'nin saçlarının okşamaya başlamıştı bile. Min Yoongi dudaklarını bırakıp alnına küçük narin bir öpücük bıraktığında ise kendini dünyanın en mutlu insanı gibi hissetmişti. Sevgilisinin onu alnından öpmesini çok seviyordu ve dudaktan öpülmeye tercih ediyordu. Ona göre aşk sadece seksle alakalı değildi her zerresine kadar onu hissettiğinde, küçücük bir dokunuşuna bile tüm vücudun karıncalandığında, küçücük dokunuşuna bile kalbin teklediğinde ve karnın kasıldığında aşkttı. Her şey seks değildi insan sekssizde yaşayabilirdi. Park Jimin masum olan aşkları seviyordu. Ama o gece çok farklı bir aura vardı ikisinin üzerinde çünkü Min Yoongi asla dudaklarından yumuşak öpmemişti, öpse bile dudaklarında ki sertliği hissederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
£scape-Yoonmin
Random(Mini Fic) Yoongi'nin 'miniği' canından çok sevdiği Jimin kaçırılmıştı. Ve onu bulması gerekiyordu. Bulabilecek miydi? Peki? Ihım öncelikle bu hayatımda yazdığım ikinci kitap ilki bok gibi olmuştu, inşallah bu öyle olmaz güzel olmasını istiyorum ve...