Sera'nın bedeni meltemle sarmalandı. Ayaklarının altındaki suya yansıyan görüntüsünü izledi ve ellerinin kanlarla kaplı olmasını umursamayarak yüzüne götürdü.
Parmakları, beyaza dönmüş yanaklarına yerleşen çukurlara dokunduğunda titrekçe nefes çekti...
Nefes alamıyordu genç kız, akciğerleri sıkışıyordu sanki. Gözünü her açışında mavilik ve birazda ışık vuruyordu görüş açısına. Mor saç tutamları her çırpınışında etrafa süzülüyor, yüzüne değip onu gıdıklıyordu.
İstemsizce firar eden gözyaşı, içinde bulunduğu kanlı suya karıştı ve küçük bir tebessüm oluştu soğuktan moraran dudaklarında. Ne kadarda saçma, diye düşündü. Ölüyorum...
Bakışları iyice bulanıklaştı ve siyaha büründü. Bilinci kapanıp hiçliğin içindeyken ince bedeni usulca dibe battı.
O gece, gökyüzünden cılız bir ses fısıldadı karanlığa;
"Sera..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
