Jungkook olduğu yerde sabırsızca beklemeye başladığında bir yandan da kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
Taehyung'u sonunda görebilecekti ve şuan içinde yaşadığı tüm duygular onun için çok özeldi.
Ayaklarıyla yerde ritim tutmaya başlamış,gözleri ile Taehyung'u her yerde kontrol ediyordu.
Içine kocaman bir nefes çekti,ve yüzüne bunca zamandır hiç kondurmadığı gülümsemelerden birini takındı.
Uzun zamandan sonra ilk defa dışarı çıkıyordu.Ellerini gökyüzüne uzattığında yüzündeki gülümseme dahada çok arttı.
Güneş'in ışığı o kusursuz tenine çarpıyor Jungkook'un mutluluğuna şahit oluyordu sanki.
Daha sonra belinde hissettiği kollar ve tam boynundaki sıcak nefesle gözlerini kocaman açtı.Sevdiği adam ona sarılıyordu.
Dişlerini dudaklarına bastırdı,ağlamak istemiyordu.
"Ben geldim sevgilim" o kadar güzel sesi vardı ki,bu sıcak havada bile titremişti Jungkook'un vücudu.
Yavaş adımlarla arkasına döndüğünde,uzunca bir süre baktı yüzüne.O cennetten gelen bir melek gibiydi.
Sevdiği ve aşık olduğu bu yüzü kazıdı hafizasına,onun dokunuşlarını ve yüzünü unutmak istemiyordu.
Gözleri Taehyung'un o mükemmel dudaklarına kaymıştı,sonunda onun o pembemsi dudaklarını hissedecek miydi?
Taehyung'un parmaklarını yüzünde hissettiğinde ne zaman ağladığını bile bilmiyordu.
"Ağlama,bak artık tam karşındayım."
Yüzü az öncekine karşın daha yakındı,ve Taehyung'un o sıcak nefesini tam şuanda yüzünde hissediyordu.
Gülümsedi Jungkook,sevdiği adama o eşsiz gülüşünü gösterdi.
"T-aehyung" sonunda ismini söylebilmişti,kollarını onun ince beline sardı.
"Sonunda kavuştuk." Taehyung gülümseyerek onayladı sevdiği adamı "kavuştuk" diye tekrarlamıştı onu.
Jungkook Taehyung'un belinde duran ellerini boynuna sarmış,dudaklarını onun dudakları ile buluşturmuştu.
Taehyung ilk baş şaşırsada bu anı hiç bozmamış,Jungkook'u kendine biraz daha bastırmıştı.
Işte o zaman onlar için zaman durmuştu,Jungkook için bu an sonsuzluk gibi bir şeydi.
Kararmış olan hayatına Taehyung diye bir ışık girmiş bir daha hiç karanlığa gömülmemişti.
Dudakları birbirinden ayrılırken Taehyung gülümsedi.
"Her zaman merak ediyordum,seni öpmek nasıl bir histir diye."
O sıra Jungkook gülümsemeden edemiyordu.Elleri titriyor bacakları daha bedenini taşıyamıyordu.
"Ben de" diye utangaçca karşılık verdi,Taehyung onu çok tatlı buluyordu.
"Mükemmel" demişti Taehyung Jungkook'un ellerini kendinkilere kenetlerken bir yandan da konuşuyordu.
"Dudaklarınla tüm güzellikleri keşfettim"
Jungkook'un kalbi hızlı atıyor derin nefesler almaya çalışıyordu.O bunca senedir mutluluğu arıyordu.
Mutluluk Taehyung'un dudaklarında mıydı?
Öyle olmalıydı,çünkü Jungkook hiç olmadığı kadar mutluydu.
"Seni seviyorum Taehyung,ve hep seveceğim de.Bana çokça güzellikler kattığın için teşekkür ederim.Ama en önemlisi kendini bana tattırdığın için teşekkür etmek istiyorum.
Benim umut ve hayat ışığım oldun,ne zaman kötülüklerle uğraşsam aklıma sen geldin ve iyi oldum."
Taehyung masumca sevdiği adamın cümlelerini dinliyordu,Jungkook çiçek gibiydi.
Güzeldi,tüm çiçekleri kıskandıracak kadar.
"Ben teşekkür ederim."
Jungkook anlamsız bakışlar yolladı,Taehyung yüz ifadesine istemsizce kıkırdamıştı.
"O mükemmel kalbinle beni sevdiğin için."
Taehyung'un gülüşlerinin arasına Jungkook'un gülüşüde eklenmişti.
"Ve daima seni sevecek." diye ekleme yapmıştı.
O gün belki de son kez gülümsedi hayata ve sevdiği adama karşı.
O gün ilk kez acıdan değil mutluluktan ağlamıştı.
O gün mutluluğun tanımı olarak "Taehyung" demişti.
Kontrol etmeden yayımlıyorum ): hatalarım varsa şimdiden çok özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
死の日-taekook
Romantikjungkook: merhaba taehyung,benimle birlikte ölümüme geri sayım yapar mısın?