"Bunu neden yaptın?!"
"Hak etti."
"İyi ama yalnızca bizimle takılmak istemişti."
"..."
(Gerard, yere oturduktan sonra sırtına yaslanarak oturmaya başlayan Frank'e söylendi. Yeni tanıştıkları Bert ismindeki çocuğu neden dövdüğünü bir türlü anlayamıyordu, Frank'in, sorduğu sorulara cevap vermemesi ise kendisini delirtiyordu.)
"Cevap verir misin?"
"Ne dememi bekliyorsun Gerard?!"
"En azından pişman olduğunu söyleyebilirsin?"
"Pişmanmış gibi duruyor muyum sence?!"
(Gerard, Frank'e minik bir bakış attıktan sonra yeniden önüne döndü.)
"Sen önüne gelen her genci bu şekilde öldürürcesine dövmeye kalkarsan insanlar elbette emoların birer serseriden ibaret olduklarını düşünecekler!"
(Frank umursamadan omuz silkti ve cebinden çıkardığı bir dal sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi.)
"Ben o sikiği dövsem de dövmesem de bu, insanların emolara karşı olan bakış açısını değiştirmeyecek. Bu yüzden insanların hakkımda ne düşündükleri sikimde değil."
"Anlayamıyorum Frank, neden böyle yapıyorsun?"
(Gerard, dolu gözlerini Frank'e dikti. Frank, sertçe yuktundu.)
"Dedim ya, hak etti."
"İyi ama neden?! Hiçbir şey yapmadı! Sadece bizimle takılmak istiyordu!"
(Frank, dudaklarının arasındaki sigarayı derince içine çekti, sabahtan beri kendisini azarladığından dolayı içi Gerard'ın kahve kokulu nefesiyle dolu olan ciğerleri şimdiden dumanla dolmuştu bile.)
"Güvenilir biri değildi."
(Gerard, göz devirdi.)
"Nereden biliyorsun?!"
".."
"Alnında Distrustful falan mı yazıyordu ha?!"
(Frank, göz devirdi. Kısa bir sessizliğin ardından sessizce mırıldandı.)
"Sana fazla yaklaşıyordu."
"Ne?!"
(Hırsla ayağa kalktı ve ağzındaki sigarasını yere fırlattı. Yerde oturan Gerard, şaşkınlıkla ona bakıyordu, belki de içinden Frank'e saçmalamayı kesmesini falan söylüyordu.)
"Sana fazla yaklaşıyordu işte!"
"Saçmalama Fra-.."
"Sikeyim Gerard, asıl sen saçmalamayı kes! Sürekli sana temas ediyordu işte!"
(Gerard, şaşkınlıkla Frank'e bakıyordu.)
"Cidden saçmalıyorsun."
"Bu kadar saf olma Gerard!"
(Gerard ayağa kalktı ve Frank'in tam karşısına dikildi, boyu Frank'inkinden biraz daha uzun olduğu için ona yukarıdan bakıyordu.)
"Ben saf falan değilim!"
(Frank güldü.)
"Hayır, sen, sana arkadaşlık kurma bahanesi ile yaklaşıp bedenine dokunan insanları fark edemeyecek, seni gerçekten seven insanları göremeyecek kadar safsın!"
(Gerard, sinirden burnundan solurken Frank'i duvara itti, Frank duvara sertçe çarpan sırtından dolayı göz kapaklarını kısa bir süreliğine birbirlerine bastırdı.)