2-ÖFKE

724 27 8
                                    

Multimedya -Berk

HAYAL

Bitikle daha fazla konuşmak istemiyordum. Her ne kadar onu terslemek istesemde dün hayatımı bu ismini bile bilmediğim bitik kurtarmıştı. Hiç bir şey söylemeden masadan ayrıldım. Bana kurduğu cümleyi kafamda yüzlerce kere tekrarlarken bizim masaya doğru ilerledim. Sevgili nişanlım -babama göre şirketleri için ve tabi benim içinde en hayırlısı bizim birlikteliğimizmiş- masada tek kalmış kahve içiyordu. Bizimkiler dersliklere çoktan dağılmış olmalıydılar. Berk -nişanlım- bana ters ters bakıyordu. O çocuğun yanına gitmem hoşuna gitmemiş gibi gözüküyordu.

Ona "Ne var??" dedim. Bana ters bir bakış attıktan sonra gürültüyle sandelyeyi iterekerek kalktı. Sandelye yere düşmüş herkes bize bakıyordu. Omzuma çarparak yanımdan geçti. Çarpmanın etkisiyle geriye sendeledim. Şoktan ağzım açık kalmıştı. O kim oluyordu da Hayal Çeliktaş'a böyle davrana biliyordu? Yan masadaki kıza gülümseyerek "Müsadenle" dedim. Masadaki suyu aldığım gibi Berk salağının üstüne attım. Arkası ıpıslak olmuştu. Şaşkınlıkla geri döndü. Gözlerinden alev saçarak bana baktı "Sırf bu nişanlılık zırvalıklarından dolayı yaptığın saçmalıklara daha fazla dayanamıcam." dedi. En alaycı yüzümü takınarak "Saçmalık mı ? Senden ala saçma bir şey var mı burda ? Ben Hayal Çeliktaşım kim olduğunu zannediyorsunda bana böyle davranabiliyorsun ? Babam olmasaydı şirketiniz çoktan batardı. Ayağını denk al yani " dedim Şaşkınlıkla bana bakmaya devam ediyordu. Kızgınlıkla üstüme doğru yürüdü. Kolumu tutu ve "İstersen başbakanın kızı ol,senin şımarıklıklarından bıktım artık. Bence sen ayağını denk alsan iyi olur çünkü bir dahaki sefere bu kadar yumuşak olmam" dedi. Kolumu o kadar sıkı tutuyordu ki canım yanmaya başlamıştı. Kolum morarırsa ben sana gösterirdim dünyanın kaç bucak olduğunu.

"Berk kolumu bırak!! " diye bağırdım.

"İlk önce özür dilemen gerek prenses"

Ne olduğunu anlamadan Berk iki büklüm yerde kıvranıyordu. "Bence bırak dediğinde bırakmalıdın.Bakalım şimdi seni yer bırakacak mı ? " dedi. Sağıma döndüğümde o bitik vardı. Yine mi hayatımı kurtarmıştı? Ama bunu nasıl yapabilirdi ki ? Berk gibi spor salonundan çıkmayan birini saniyeler içinde nasıl yere kapaklayabilirdi? "iyi misin " bu sesle düşüncelerimden kurtuldum, mavi gözlerine baktım. Gerçekten endişelenmişe benziyordu. "Evet " dedim sakince. "Dur koluna bakayım" dedi. Hırkamın kolunu yavaşça aşağı kaydırırken elini tutum "İyim dedim anlamıyor musun ?" dedim. Onu arkamda bırakarak hızla okula yürüdüm.

.....

Okuldan çıkar çıkmaz eve gittim.Eve girdiğmde annem telaşla hizmetlilere bir şeyler söylüyordu. Ne olduğunu anlamamışken annem "Nişanlın ve ailesi akşam yemeğine geleckekler.Hemen yukarı çık ve hazırlan." dedi telaşla. Off bu akşam yemeğide nerden çıkmıştı? Yukarı çıktım ve hazırlandım. Sarı şaçlarımı maşa yapıp üstüme şık bir elbise geçirdim ve aşağı indim. Misafirler çoktan gelmişlerdi. Merhaba diyip tekli koltuğa oturdum.

Berk'in annesi Filiz Teyze "Nasılsın Hayalcim ?" dedi

"İyim teşekkürler siz nasılsınız?"

"Bende iyim canım.Berkle aranız nasıl ?" Ağzımı açıp konuşacakken Berk " İyi annecim hiç bir sorun yok değil mi Hayalcim ?" dedi bana göz kırparak. Tam cevap vericekken kapı çaldı."Ben bakarım" dedim ve kapıya doğru yürüdüm.Azra gelmişti.Azra ve İrem'e olayı önceden anlatmıştım. Azra da soluğu bizim evde almıştı. Beraber salona girdik ve yan yana oturduk.

Azra birden "Berk omzun nasıl ağrın var mı ? dedi. Berkle ben şaşkınca Azraya baktık. Tek bakan biz de değildik. Filiz Teyze "Ne oldu ki oğlum omzuna " dedi. Berk teleşla "Yok bir şey anneciğim" dedi.

"Birini omuz atmak için güçlü omuz gerek sağlığına dikkat et sonra bir bitik bile seni devirebilir o yüzden formdan düşme." dedi Azra. Berk'in babası Hamdi Amca "Berk oğlum ne diyo Azra birde sen anlat " dedi. Berk "Aman baba ya her zaman ki gibi Azra'nın saçmalıkları " dedi geçiştirmeye çalışarak. bütün gece Azra Berk'e laf sokup durdu. Berk'in çırpınışlarını izlediğmden intikamımı aldığımı düşündüm.

.......

BERK:

Gecenin sonunda annem ve babam önden gittiler. Azra ve Hayal de kapının önüne beni geçirmeye geldiler. Azra'nın laf sokmaları devam ediyordu.

"Hayal şu arkadaşına bir şey söyle yoksa o da benim öfkemden nasibini alıcak" dedim. Hayal sinirlenmeye başlamıştı. "Sen sinirlensen ne olcak yine babacığına mı söylersin? Sen bir hiçsin şimdi artislenmeyi kes!" dedi bağırarak.

çok sinirlenmiştim beni nasıl böyle aşağılayabilirdi? Biz nişanlıydık. Hayallin bileğini kavrayıp sıkmaya başladım. Bana karşı gelmek neymiş görecekti. Yalnız Azra'nın kareteci olduğunu unutmuşum ki hatırladığım an zaten 2 metre arkada kendimi bulmuştum. Bir günde 2 kere rezil omuştum.Hala inanamıyorum.Onlardan intikamımı alacaktım.

PARDONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin