Selam , ilk hikayem olduğu icin cook fazla hata var hepsinin farkindayim zamanla duzeliceini dusunuyorum umarim begenirsiniz, vote vermeyi unutmayin cok tesekkurler :D
Medya : alp
Ne Biliyim ?
1.Bölüm
off yaa yine okul açılacak ! okul ! yine o kaşarların olmayan eteklerini , saç savuruşların ve bütün erkeklerin onlara bakışlarını görüp öküz diye iç geçireceğimiz bi yıl daha.. ordan oraya koşturup mal mal bağıranlar mı dersin , deli gibi gelen geçenlere gülenlerini mi , yoksa embesil gibi götü sıraya yapışık olanları mı ? gerçi biz - deniz ve ben - o deli gibi herkese gülenler grubunda olsakta bu davranışları yapanları yargılıyorum. napiim ya elimde değil ki.
1 haftadır denizlerde kalıyorum çünkü annemler kuşadasındaki yazlıktan kopup bir türlü gelemediler foçaya , e tabi mağlum ben bu sene sınava gireceğim için dershane için erken döndüm. ve yarın okulun ilk günü off off hiç heyecanlı değilim . ama yinede denizle beraber çıkıp okul alışverişini yaptık.
annemleri çok özledim , alpi hiç özlemedim sanırım -kendileri beni başka bi kızı kıskandırmak için kullanan arkadaş ama ben onu çok seviyorum , yazlık iyi geldi sanırım bana onu unuttum gibi- , umarım denizle berabaer kurduğumuz hayaller gerçek olur yaa , diye düşünürken içerden nazan teyzenin -denizin annesi- sesi duyuldu
*kızlar mantı yaptım hadi yoğurt alıp gelin*
hemen denizle ayaklandık önce nazan teyzeye
*tamam annee*
diye bağırdıktan sonra -evet bende ona anne diyorum denizde benim anneme anne der- hemen hazırlanmaya koyulduk. farkındayım diyeceksiniz bi markete gidip gelceksiniz diye ama denizlerin evi marketlere uzak ve market şehir merkezinde olunca hazırlanmak gerkeiyo haliyle.
yüksek bel kot şortumu giyip kolsuz kırmızı beyaz kareli gömleğimi içine kattım , su dalgalı kahverengi biraz uzun saçlarımıda at kuyruğu şeklinde toplayıp kahverengi gözlerimi ön plana çıkarması için rimel sürdüm baktığımda ben hazırdım ama deniz hala ne giysem diye bakınıyodu.
hemen dolabına yönelip çiçekli dizden 1 karış yukarda olan pileli eteğini çıkardım üstüne onun çiçekleriyle aynı renk bordo tonlarında yarım kollu bi bluz verdikten sonra saçlarını düzleştirmeye başladım. siyah, benim saçlarımla aynı uzunlukta olan saçları düzleştikten sonra onunda rimelini sürüp göz kalemini çektim artık oda hazırdı ve çok güzel gözüküyodu.
çantalarımızıda hazırladık ancak bi türlü motorumun anahtarını bulamıyordum. nerdeydi bu anahtar yaa bütün çantalarıma anahatarlığa odamıza mutfağa hatta banyoya bile baktım ancak bulamadım bi türlü, endişeli bi şekilde
*deniz motorun anahtarlarını gördün mü *
diye sorduğumda elinde motorumla aynı renkte olan motor anahtarlığını gördüm
*niye söylemiyon göt heryerde onları aradım*
*kızım sormadın ki söyliyim *
diyerek bana piç sırıtışı yaptı. bu seferlik onu affediyodum ama bidahakine elimden kurtulamaz...
çok acıktığımız için hemen motora binip kasklarımızı taktık , motorumu çalıştırdığımda bi kaç gündür sürmediğimi ve ne kadar özlediğimi hatırladım. motorumun benim için anlamı büyüktü çünkü ben onu liseyi kazandıktan sonra sırf zevkine bi kafede çalışarak para biriktirip almıştım. yolda giderken trafik polislerinin yolu çevirdiğini gördüm. heryerimi ateş kapladı neden bilmiyorum ama ne zaman polis görsem böyle garip hissediyorum işte. bize sağa çekmemizi işaret ettiğinde hemen yavaşlayıp kenara çektim motoru ehliyetimi sordu. kendime olan güvenimle hemen ehliyetimi cüzdanımdan göstericektim ama oda ne cüzdanım yok ! içimden aha şimdi sıçtın miray ! diye geçirirken bana şaka yapmaya çalışan deniz
*burda buyrun memur bey *
diyerek elindeki ehliyeti polise uzattı. arkama döndüğümde , oda ne ! iyide o benim cüzdanım !
*denizz !!*
diye cırladım , sonrasında polisten özür diledim.
ordan hemen ayrıldık. ve yolumuza devam ettik, tabikide benim o bağırışımdan sonraki polise dönüp attığım o garip bakış çok komikti bu yüzden kahkahalarımızı tutamıyorduk yanımızdan geçen arabalar bize bakarak geçiyordu. en sonunda sağ salim markete vardık inip kasklarımızı filanda bıraktıktan sonra ben önde deniz arkada hemen markete girdik , hemen star bucksa girip sıcak çikolatalarımızı alıp asıl marketin içine girerken benim yüz ifadem bidaha aklımıza geldi ve yeniden gülmeye başlamıştık. nefesimi düzene sokup tam kafamı kaldırmıştım ki biriyle çarpıştım ve sıcak çikolata benim bacaklarıma boşaldı , canım o kadar çok yandıki karşımdaki kişi babam da olsa farketmezdi o kişiye o kadar çok içimden küfrettimki , yüzüne bakmadanda sadece
*yuh be öküz önüne baksana yaa, aaa çok acıyooo*
diye bağrındım sonrasında tabikide yerdeydim. kafamı kaldırıp çarpıştığım kişiye baktığımdaysa ağzımdan sadece
*alp ?*
çıkmıştı...
