1

45 2 2
                                    

"00:00... O gün bugün mü dersin". Dalmıştı, karşısında koyu, bitişi gözükmeyen, gökyüzü ile bir olan denize. Çok soğuk gözüküyordu etrafımızdaki her şey gibi.Bir an için kendimden rahatsız oldum. Çünkü çok sırıtıyordum bu enerjimle, ümidimle... İstifini bozmadan, gözlerini bir an olsun baktığı yerden ayırmadan. "O gün bugün."Bana döndü gülümsedi gözlerime baktı.
- Çok mu istiyorsun bunu.
-Neyi?
-Başarılı olmasını.
-E tabiki, sen istemiyor musun? Gece gündüz bunun için uğraştık, bu müthiş bir şey hepimiz için.
Bir şeylerin ters gittiğinden anlamalıydım çok farklıydı o gün. "Biçare." dedi ağzında bakla vardı.Söylemek istediğini demiyeceğini ve yalan söyleyeceğini biliyordum. "Umarım her şey güzel olur." dedi ve gülümsedi.

O gün o koydan ayrılmadık. İkimizin de uykusu yoktu. Denizlerin huzur verdiğini söylerler, ki öyle... Ama bu deniz kasvetliydi. O bana her zaman güven verdi. En başından beri yanımdaydı. Ben kimim, neyim,ne yapacağım, dediğim de tuttu elimi ikimiz de birbirimize çok değer verdik, destekledik. Her zaman yanımda olacağına emindim ona bakınca bunları düşünüyordum. Çok sessizdi bu kadar saat uyanık kalmama bile şaşırmadı zaten pek dayanamadım. Hava soğuktu o soğuktu ve uyku tatlıydı.Kafamı ona yasladım ve uyudum. Uyandığımda o uyanıktı." Günaydın" dedi.
-Günaydın saat kaç ya?
-7: 38
-oh, oh iyi uyumuşum sen uyumadın mı? Uyumadın demi.Yüzünü kırıştırdı.
-ıııh
-Ya zaten minicik gözlerin var. Şimdi daha da ufalmış ayrıyetten kızarmış çok çirkinsin dedim ve karşılıklı gülüştük.
-Aaa, sen önce şu tipine bak yüzün gözün şişmiş.
-Hih, olamaz! Dizilerdeki gibi makyajlı uyanmadığıma inanamıyorum.
-Ahahaahah senden ümitliydim.
-Neyse ya hadi anca hazırlanırız 8:30' da buluşucaktık.
Ayağa kalktık örtüleri toplamaya yeltenirken elimi tuttu.
-Böyle olmayacak. Gidince öğreneceksin zaten benden duy istedim.
-Ne oluyor ya?
-Ayşen... Denek benim.
Sustum. Gerçekten konuşmak, ne saçmaladığını sormak istiyordum. Ama sustum, hiçbir şey söyleyeyemedim. Anlamıştım zaten her şeyi beraber yaparken, birden aramıza soğukluk girmişti. Yalan söylüyordu, benimle ilgilenmiyordu.
Örtüyü aldım, alana doğru yürümeye başladım. Peşimden koştu:
-Ayşen, ya Ayşen bi bekle. Ben sana söyleyecektim.Ya yeter! diye tuttu çevirdi beni.
Boynundaki ikimizde de bulunan saate baktım. "7:52. 38 dakika kaldı"dedim. Yürümeye devam ettim. Arkamdan bağırarak:
- Belki de bu son konuşmamız...
Elim ayağım titriyordu. Konuşursam ağlayacağımı bilerek arkamı döndüm iki elimle göğsüne vurarak:
-Senden nefret ediyorum. Nasıl olur bu. Sen istedin bunu demi. Kudret abi. Kudret abiye ne olacak? Profesör nasıl izin verdi? Artık hıçkırıyordum:
-Ya sen bunu bana nasıl yaparsın? Ben seni kaybetmekten bu kadar korkarken sen hiç mi beni düşünmedin?
-Geri dönüc...
-Sus! Sus! Ne halin varsa gör! Koşmaya başladım. Peşimden:
-Biçare yorma beni. Biçare bana güven.
-7:54 son 36 dakika...

O gün keşke konuşsaydık. Neden bunu yaptı neden denek oldu? Hepsinin bir cevabı olması lazımdı.O bana Biçare bem ona Derbeder derdim.Derbeder duy beni! Herkes adımla sesleniyor. Şimdi yalnızım, yapayanlızım. Bugün sen gideli 543. gün oldu.

TEK DEĞİŞKEN ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin