1. BÖLÜM

16 5 4
                                    

RÜYA

Sınıfa girdiğimde ikinci zil çalıyordu. Hemen sırama geçip oturdum. Sena beni fark etmemiş, tam gaz sınava çalışıyordu. Parmağımla dürtüp beni fark etmesini sağladım. Yüzüme bir gülümseme kondurup "Günaydın." dedim. Tam cevap verecekti ki tarih öğretmeni sınıfa girdi.

Yüzünde "Bana yıl boyunca çektirdiğiniz çilenin hesabını sormaya geldim." der gibi bir ifade vardı. Açıkçası sınavın kazık olduğunu anlamak için fazla zeki olmaya gerek yoktu. Dersine çalışan biri olarak ben bile çekinmiyor değildim ondan.

Sıraları sınav düzenine getirip yerlerimizi de kendi düzenledi. Sena'yı her ihtimale karşı kendi masasına oturttu. Zaten bu dersten geçebilecek düzey bir Sena'da vardı.

Sınavı başlattığında ters konulmuş sınav kağıdını çevirip gözümle soruları taradım. Her biri on puan değerinde on klasik tarzdaki soru beynime balyoz gibi indi. Başımı kaldırıp tarih öğretmenine baktığımda gözlerinden galibiyet okunuyordu.

***

"Girdiğim en kötü sınavdı."

"Her tarih sınavından sonra böyle söylüyorsun."

"Çünkü her sınav bir öncekinden kötü geçiyor."

Gözümü devirerek önüme döndüm. Kantin sırasında tarih sınavını analiz ediyorduk. Sınav herkesi sarsmış, etraftakiler beyin arayan zombi edasıyla dolanıyordu.

Sena içecekleri alıp köşedeki masalardan birinde oturdu. Ben de tostları aldıktan sonra yanına geçtim. Sena tasasız bir şekilde tostunu yemeye koyuldu.

Tabii sınav onu teğet geçtiği için dert etmiyordu ama o kadar çalışmaya rağmen sınav, yüksek hızlı bir ağır vasıta gibi beni ezip geçmişti. Düşününce çoğu kişiden yüksek alacağım kesindi ama notumun dersten geçmeye yeteceğinden emin değildim.

Tostlarımızı yerken Sena bana tatil planlarından bahsetti. Bu sene bir yurt dışı tatili istiyordu. Sene boyunca o kadar çok çalışmıştı ki bunu kesinlikle hak ediyordu. Benimse tatil planlarım çoktan belliydi. Yaz boyunca teyzeme ev temizlemede yardım edecektim. Son üç yıldır gündelikçi olarak çalışan teyzeme yardımcı oluyordum. Bu yüzden her seneki planım aynıydı.

Tostlarımızı bitirdikten sonra içeceklerimizi alıp konuşa konuşa kantinden çıktık. Konuşmaya dalmışken Sena birden koluma girip karşıyı gösterdi. Gösterdiği yere baktığımda onları gördüm. Koridora yayılmış her zamanki gibi mafyavari yürüyorlardı. Yanlarından geçerken Sena beni kenara sürükledi. Doğal olarak onlardan çekiniyordu.

Mert ve ekibinden herkes çekinirdi. Bulaştığı pis işler okulda efsane gibi dilden dile dolanırdı. Öğretmenler ondan korkar, müdür bile ona bulaşmazdı. Ama Sena ondan ayrı bir korkardı. Sene başında okulun ortasında bir çocuğu fena benzettiğinden beri tam anlamıyla ödü kopuyordu Mert'ten. Dövdüğü çocuğu bir daha okulda görmediğimizden o dayağın bilmediğimiz bir devamı olduğu aşikardı.

Benim Mert'e karşı olan duygularım ise bambaşkaydı. O pislikten nefret ediyordum. Okulda istediği gibi davranıp derslere bile girmeden sınıfı geçiyordu. Biz eşek gibi çalışırken o yattığı yerden okulu bitiriyordu.

Tabii herkes bizim gibi düşünmüyordu. Okulun genelinde saygı görüyor, kızlar etrafında pervane oluyordu. Hele Zeynep kolundan çıkmıyordu.

Sena'ya bakınca betinin benzinin sarardığını gördüm. Sakinleşmesi için sınıfa gitmeden elini yüzünü yıkamaya götürdüm. Onu böyle gördükçe o pisliğe olan nefretim daha da artıyordu.

***

Okuldan sonra teyzemin istediği birkaç şeyi aldıktan sonra eve geçtim. Teyzem işten gelmeden yemeği yapmak istiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BÜYÜCÜLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin