2. Bölüm

307 24 26
                                    

Miran'dan

Yüzüme öyle bir bakış attı ki sanki katilmişim gibi. Şaşırmasını anlamıyorum. Yoksa beni önceden tanıyor muydu?

"Ne oldu dondun kaldın?" diye sorunca kafasını hayır anlamında salladı.

"Ben... Şey... Götür beni." dedi. Neden böyle olmuştu? Aklımda deli sorular.

"Otur şöyle bir konuşalım, merak etme sana zarar verecek değilim." dedim. Kafasıyla onaylayıp, bir kayanın üstüne oturdu.

"Bana baştan her şeyi anlatır mısın, beni önceden tanıyor muydun? Neden şaşırdın?" dediğimde yüzünü bana çevirdi. Ağlamaktan gözleri şişmişti.

"Bak benle sen olmaz, aşka tövbe ettim ben iki cihan bir olsa bizden olmaz, sadece senle de değil." dedi. Niye böyle yapıyordu ki?

"Neyden ötürü?" dedim. Acaba ben mi fazla saftım, dediklerinden hiçbir şey anlamıyordum.

"Geçmişte yaşadıklarımdan dolayı. Senle bir ilgisi yok." dedi. Madem benimle bir ilgisi yok neden bana böyle yapıyor, benim mi suçum?

"Geçmişte yaşadıklarının faturasını bana kesemezsin!" dedim, sinirlenmiştim.

"Ne yapabilirim ya!? Güvenemiyorum kimseye! Anneme bile..." dedi. Geçmişte ne yaşamışsa onda derin yaralar bırakmış. "Götür beni." diye devam etti. Olmamıştı 2 yıl önce de karşısına çıksam yine olmayacakmış...

"Peki." dedim, ne diyebilirim? Beni istemeyen biriyle zorla olamam sonuçta. Platonik aşkımla devam edecektim hayatıma. Arabaya doğru gittim arkamdan geldiğini hissedebiliyorum. Arabaya bindikten sonra onu yurda bıraktım. Ama arabadan inmiyordu, yüzüme bakıyordu sadece.

"Bir şey demeyecek misin?" dedi.

"Ne diyebilirim Reyyan? İstemediğini dile getirdin zaten." dedim. Kafasını öne eğdi.

"Adımı nerden biliyorsun? Ben sana söylemedim ki?" dedi. Ah saf kızım, benim seninle ilgili bilmediğim bir şey yok ki.

"Hakkında her şeyi biliyorum." dediğim anda gözleri büyüdü.

"Senin adın ne?" dedi.

"Ne önemi var senin için!" dedim, sitemkâr çıkmıştı sesim.

"Ya lütfen!" dedi, adımdan bir zarar gelmezdi.

"Miran..." dedim. Gülümsedi ama sen ne güzel gülüyorsun öyle!

"Güzelmiş.." dedi.

"Tamam artık yüzümü görmezsin, şimdi inebilirsin!" dedim canım yana yana. Korkmuş olacak ki hemen indi. Arabayı sürmeye başladığımda arkamdan baktığını anlayabiliyorum. Aya son kez bakıp veda ettim...

Reyyan'dan

Bıraktı beni, bilmiyorum ama içimi bir hüzün kapladı. Duygularım yeniden yeşerdi sanki. Ay'a baktım uzun uzun. Son saatlerde yaşadıklarım, kafamı karıştırmıştı. Telefonuma baktığımda saat 10'u 7 geçiyordu. Gönül'den 16 kere arama vardı. Yuh! Hemen geri döndüm. Gönül benim en iyi arkadaşım. Aynı sınıflarda okuyoruz. Açtığımda sövdürmeye başladı. Ağzımı aralayamaya zaman bırakmadı.

"Neredesin sen kaç kere aradım haberin var mı!? Az kalsın anneni arayacaktım. Salak! Mal! Öküz! Cevap ver bana!"

"Can..."

"Hâlâ konuşuyor musun çabuk gel!" deyip kapattı ay kıyamam ya çok merak etmiş ama argolara hiç gerek yoktu. Hemen odama gittim. Maalesef aynı odada kalmıyorduk genelde salonda buluşuyorduk. Zaten yakın zamanda ikimiz bir eve çıkacağız. Bursumu biriktiriyordum. Minik bir evden zarar gelmez. İlk önce lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Sonra kendime bakıp aşağıya indim. Gönül sinirle bana bakıyordu. Tebessüm ederek yanına gittim. Hemen ne oldu diye sordu. Her şeyi tek tek sonuna kadar anlattım. Şaşkınlıkla dinliyordu. Sonra bana sarıldı.

"Çok kırılmıştır şimdi keşke bir şans verseydin." dedi. Yüzümü büzdüm.

"Ya tekrar yaşarsam yaşadıklarımı." dedim. İçimde anlam veremediğim bir şeyler oluyordu.

"Reyyan sen deli misin? Enes seni aldattı diye, o da mı aldatacak!?" dedi bağırarak sonra sakince "Adı ne çocuğun?" dedi, ya ben bu kızı anlamıyorum, daha az önce bağıran o değilmiş gibi!

"Miran.." deyip iç geçirdim. Gönül kafasını salladı. Sonra omuzu sıvazlayarak;

"Sen şimdi git yat uyu. Yorulmuşundur." dedi, ben bu kızı çok seviyorum ya..

"Sen ne yapacaksın?" dedim, içlenerek;

"Acıktım çıkıp açık market arayacağım." dedi, yine acıkmış ya!

"Çabuk ol, yurt kapanır sokakta kalırsın." dedim, ama Gönül hızlı ve tedbirlidir.

"Yok, yok hadi neysem ben kaçtım!" deyip koşarak uzaklaştı. Ben de Miran'ı düşünüyordum. Acaba şu an ne yapıyor? Dalmışken abim aradı. Hemen açtım.

"Canım nasılsın?"

"İyiyim abi sen nasılsın, hayırdır gece gece?"

"Hayır, hayır. Yarın seni ziyarete geliyorum."

"Ne! Çok çok sevindim. Seni çok özledim.. Annem nasıl?"

"İyidir. Neyse seni çok çok öpüyorum yarın yanındayım. Görüşürüz."

"Görüşürüz." deyip kapattım. Abim... İsmi Azat. Üvey abim... Ama öz abimden daha çok yararı var bana ve ben onu daha çok seviyorum. Hemen odama çıktım. Yatağa girdim Miran'ı düşünerek uykuya daldım...

Miran'dan

Kendimi çok kötü hissediyorum. Ama onu bir kez olsun sesini duydum kokusunu hafızama kazıdım. Gözlerimi kapattım. Sonra uyumuşum...

Sabah uyandığımda direk üniversiteye gittim. İçim bunalıyor bu derslerden! Vizeler başlayacak ve ben hiçbir şey bilmiyorum! Sonra ders bitti. Direk Reyyan'nın üniversitesinin oraya gittim. Onu beklemeye başladım. Sonra Reyyan koşarak bir erkeğe sarıldı. ERKEĞE! Çok mutluydu sonra adam Reyyan'nın alnını öptü. Elimi öyle bir sıkmıştım ki. Elim kanamıştı. Uzakta durmuyordum. Yakınından izliyordum sonra beni gördü. Yüzü düştü benim de gözümden yaş... Sorun olan sevgilisiyle konuşması değil, bana aşka inanmıyorum demesi. Hızla oradan uzaklaştım. Arkamdan geliyordu, kokusundan tanıdım.. Kolumdan tuttu.

"Bak vallahi yanlış anladın!" dedi, ben ise hâlâ sinirliydim.

"Neyi yanlış anladım ya! Bak Reyyan sorun olan sevdiğinle buluşman değil bana yalan söyledin sen!" deyip kolumu çektim.

"Hayır! Yemin ederim! Ya beni bir dinle!" dedi, umursamadım.

"Merak etme rahatsız etmem sizi! Reyyan Şadoğlu!" dedim koşarak uzaklaştım...

Reyyan'dan

Kahretsin beni yanlış anladı! Bilmiyorum ama buna inanmasını istemiyorum. Ağlıyordum. Canım çok acıyordu. Işık hızıyla hayatıma girdi. Ama çıkmasın lütfen! Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sanırım onu kaybetmiştim, sonsuza kadar...
.
.
.
.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 29, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ay Tenli Kadın-Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin