1. Bölüm

1.2K 20 1
                                    

Not; Karakterler bildiğiniz gibi. Kızlar yurtta. Ayşe'nin ailesi aynı ama sadece abileri yok.
-bu arada alakasız iki film evet. Ama sevdiğim oyuncuların oynadığı iki filmide birleştirerek değişik bir dram/komedi tarzı şeklinde bir hikaye düşünüyorum. Çok konuştu diyorsunuz. Başlıyoruz. EyAl'in tanışmasından, sonra AyKer tanışacak.

~~~~~

"Serkan... Cemre.. Bu duyduklarım.. Siz.."

"Bak Eylül.. Yan-"

"YANLIŞ MI?!"

Cemre başını yere eğmişti.. Kardeşine böyle bir şeyi nasıl yaptığını aklı kestirememişti.. Bu heves gözünü kör etmiş, canından saydığı kardeşinin duygularını umursamamıştı..
Eylül, koluyla gözyaşlarını sildi.
Derin bir nefes aldı ve konuştu.

"Bir daha ikinizde, karşıma çıkmayın. Cemre korkma. Feride hanımla konuşurum ve senin kaydını başka bir yurda alır."

Arkasını dönmüştü. Çantasını aldı ve çıktı. Kapıyı açıp kendini bir hışımla dışarı attı. Babasını kaybettiği günden beri şansı ondan yana değildi.. Her şey üst üste geliyordu.. Dayanamadı ve koşarak bahçeden çıktı. Nereye gittiğini ayakları belirliyordu sanki, kendini bir anda evinin önünde bulmuştu.. Kemal'in annesini öldürdüğü evde.. Ve babasının da öldüğü o eve gelmişti.. Ne yapması gerektiğine bir türlü karar veremedi..
Sonra kapıya tutundu ve bedeninin kapının eşiğine düşmesine izin verdi.
Gözlerinden akan yaşlar, sel oluyordu..
Telefonunu çıkardı.. Yıllar önce çekildiği fotoğrafı açtı.
Babası, kendi ve Büşra'ya hamile olan annesi..
Boğazında yumru vardı sanki.. Öksürdü..
1 , 2 , 3...

Başını kaldırdı ve yutkundu.. Konuşacaktı.

"Baba" , dedi.. "Beni neden bıraktın?", yuktundu.. "Annem bana hiç inanmadı baba.. Sen olsaydın..", hıçkırıklar başlamıştı.. "Sen olsaydın bunlar olmazdı, bana zarar gelmezdi.."

Etrafa baktı. Saat geç oluyordu.. 10'u geçmişti ve yurda geç kalmıştı. Neriman'dan azar işitecek olması umrunda değildi. Yorulmuştu. Hem de çok.. Sordu kendi kendine.

"Gelmeli miyim baba?", gözünden bir damla yaş akarken tekrar hıçkırdı.
"Yanına gelirsem mutlu olacak mıyım baba?"

Telefonu çalıyordu.. Sanki işaretmiş gibi..
Kızlar arıyordu..

"EYLÜL NEREDESİN SEN?!"

"Bilmem. Nerede olmamı beklersin?"

"Ya kızım! Döverim seni!"

"Songül. Bu gecelik beni idare edin. Lütfen.."

"Öğrenmişsin.."

"Evet.." "kapatıyorum."

Telefonu cebine koymuştu.. Ve kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

Yaklaşık 2 saattir uyuyordu.. Soğuktan titreyen bedeni.. Üşütecekmiş gibiydi..
Sonra, o gördü onu.. Peşinde sürü sürü gazeteci vardı.. Ama o, soğuktan titreyen bedene baktı.. Kendinden 2 yaş küçük birine benziyordu. Onu kucağına aldı. Ve üzerindeki kalın montu giydirdi.

"ORADA!"

Başını o tarafa çevirdi. Kucağındaki bedeni sarsmadan ilerlemeye başladı.
Kimseyi takmıyordu.
Takmaması gerekirdi.
Arkasından gelen gazetecileri takmıyordu. En yakın hastaneye gidiyordu. Bir taksi çevirdi.

"En yakın hastaneye sür."

Taksici başıyla onayladı. Gaza yüklendi.

"Işıklarda durma, cezanı öderim. "

"Ama efend-"

"Öderim dedim. Onun sağlığından önemli değil."

"Sevgiliniz ya da eşiniz mi?"

"Ha-.."

Durdu.. Hayır derse şüphelenirdi. Eşi olmadığı da belliydi...

"Sevgilim. Bunu birine söyleme."

"Peki. Ali Bey."

Ali Göktürk.. Ünlü iş adamı Mehmet Göktürk'ün oğlu. Ve başarılı Polis!

"Kes sesini ve arabanı sür!"

"A-Afedersiniz Ali B-"

"Sana az önce ne dedim! Sus!"

Eylül'ün kısık sesleri duyulmuştu.

"D-donuyorum.."

"Şşş.. Tamam.... Hastaneye gidiyoruz. Korkma."

Eylül'ün saçlarını okşuyordu.

~~~

"Alo? Alo Ayşe. Benim Kader."

"Kader? Bir sorun mu var?"

"Ya şey evet.. Eylül.. Gitmiş. Nerede biliyor musun?"

"Yo-Yok.. Ben nereden bileyim ki?"

"Songül arıyor. Ama kapalı. Feride hanım da korkuyor.."

"Ben.. Ben ararım onu. Tamam . Siz korkmayın sakın."

"Ya saol Ayşe.."

"Ne demek, Eylül benim çocukluk arkadaşım. "

"Neyse Ayşe. Ben seni tutmayayım."

"Peki. Görüşürüz. "

Ayşe üstüne bir şeyler giymişti. Koşarak evden çıktı. Tek arkadaşı Eylül'e bir şey olmasını istemiyordu.

Aşk OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin