10

4.8K 158 88
                                    

Sabah jungkookun kulağıma birşeyler fısıldama sesiyle uyandım

"Bebeğim hadi uyan hazırlanmamız lazım"

Yeni uyandığı için sesi olduğundan biraz daha kalındı. Ama ben uyanmak istemediğim için kendimi biraz daha yastığa gömdüm

"Jimiiin hadi uyan kamp var bugün unuttunmu"

Onun beni sarsmasıyla gözlerimi aralamak zorunda kaldım evet bugün kamp var ama biz mal olduğumuz için hiçbirşey hazırlamadık yani çantalarımız falan hazır değil sinirli ve uykulu olduğum için hiç yapmam gereken birşey yapıp ona argo sozcükleri kullandım

"Ya gerizekalı ben daha hiçbişeyimi hazırlamamışken kampa falan gitmem yürü git başımdan"

Bana şaşırmış bir ifade ile bakarken ben dediklerimi daha yeni yeni anlamya başlamıştım korkuyla ona baktığımda bu sefer kaşlarının çatık olduğunu gördüm

"Babacık bak gerçekten onları ben söylemedim benim ikiz kardeşim var o söyleyip gitti ben hiç öyle şeyler dermiyim "

Jk; "jimin sana ceza vermemem için mantıklı birşey söyle "

"Çok sevimliyim bana ceza verirsen üzülürüm ve sen bu sevimli yüzün asılmasını istemezsin"

Jk; "ah peki bu mantıklıydı o yüzden affediyorum neyse sabah sabah bu kadar saçmalık yeter ayrıca merak etme ihtiyacimiz olacak herşeyi dün hazırlattırdığım çantadan bulabilirsin şimdi odana git ve hemen üzerini değiştir çünkü geç kalmak istemiyorum"

Ona hemen kafamı sallayıp odadan çıktım ve kendi odama gidip sportif bir şeyler giydim sonuçta kampta rahat olmam gerekiyo biraz daha oyalandıktan sonra odadan çıktım ben çıktıktan bi kaç saniye sonra jungkookta çıktı üstündeki şeyler harikaydı ve şuan onu çok yakışıklı bulmuştum benim onu izlediğimi farkettiğinde sırıtıp elimi tuttu ve kendime gelmemi sağladı aşağı kata inerken

"Merak etme bebeğim beni çok izlemek istiyorsan heykelimi yaptırıp odana koyarım böylelikle her istediğinde beni izlersin"

Dedi ben ise ona göz devirip arkasından yürümeye devam ettim

*******

Yaklaşık 45 dakika süren bir yolculuk sonrasında ormanlįk bir yere gelmiştik aşağıya indiğimizde jungkook bagajda olan eşyalarımızı alıp yanıma geldi ve yürümeye başladık kamp alanına geldiğimizde geçen sefer kamp etkinliğini tanıtan kız geldi adı galiba jisoo çünkü boynuna taktığı kartta jisoo yazıyordu

Js; "merhaba jungkook bey istediğiniz gibi siz gelmeden burdaki arkadaşlar çadırınızı kurdular 5 dakika sonra lütfen çadırınızın önünde olun"

Dedi jungkook ise onu onaylayıp çadıra doğru yürümeye başladı içeri girdiğimizden jungkook elindeki eşyaları bırakıp oturdu galiba yorulmuştu. Çadırı incelediğimde çadırın geniş olduğun farkettim yani benim bildiğim çadırlar gibi dar değildi bi kaç dakika sonra jungkook elimi tutup çadırdan çıktı tüm cadirların ortasında olan jisoo konuşmaya başladı

"Efendim şimdi bugün yapılacakların planını anlatıyorum lütfen beni iyi dinleyin. Ilk olarak birazdan kahvaltı yapılacak sonra yürüyüş son olarak ise eğlenceli oyunlar olacak. "

etraftaki insanları incelediğimde jini gördüm ona gülümsedikten sonra tekrar etrafa bakmaya başladım ama abimi görmemele çok şaşırmıştım dün jungkookun konuştuğun yoongi adındaki adamla el ele tutuşmuş bana tedirgin birşekilde bakıyodu jungkook kulağıma yaklaşıp

"Evet abin sana söylemedi ama sevgilisi yoongi.  Çok yakışıyolar dimi"

Dedi ona boşboş baktıktan sonra bakışlarımı tekrar abime çevirdim bana gülümseyerek bakıyordu bende ona buruk bi tebessüm gönderdikten sonra jungkookun bianda yürüyerek beni peşinden sürüklemeye başlamasıyla biraz afallamıştım yere serilmiş bir örtünün üstünde yemekler jin tae abim ve yoongi oturmuş yanlarına gelmemiz icin ellerini sallıyolardı yanlarına gittiğimizde ben abimin yanına oturmuştum diğer yanımda ise zaten jungkook vardı abim kulağıma yaklaşıp konuşmaya başladı

"Jimin ben sana sevgilim olduğunu söyleyecektim ama jungkookun seni alması falan derken söyleyemedim"

"Sorun değil hyung ama jungkook beni almadı ben sorun çıkartmayıp onunla gittim çünkü ben senin beni zor durumda kalmadıkça kimseye vermeyeceğini biliyorum ama bize geldiğin günde anlatmamıştın o gün baya sohbet ettik"

"E-evet söylemeyi unuttum ya beni sıkıştırma hadi ye artık acıkmışsındır"

"Pekii"

Yemeğimi yerken arada jungkooka bakıyordum burda olmaktan zevk aldığı pek söylenemezdi benim için burda olduğu belli benim için böyle şeyler yapması tam tatlı gelecekteki bana dönüp kaba bir sesle

"Hızlı ye seni bekleyemem daha yürüyüşe çıkıcaz"

Dedi onu tatlı bulduğum âna lanet ettim ve yemeğimi yedim bikaç dakika sonra hazırlanıp yürüyüşe çıkmıştık hayır anlamıyorum neden boşboş ormanda yürüyoruzki herkes yanındaki ile bir sohbet kurarken ben ise yanımdaki jungkook denen odun ile boşboş yürüyordum jungkook benim sıkıldığımı fark edince

"Buraya senin için geldim ve sen keyif almıyosun"

"Evet çünkü diğerleri konuşurken bir yandanda tatlı bir şekilde sohbet ediyolar ama biz öylesine yürümekten başka hiçbirşey yapmıyoruz"

"Ne yani benimle gerçekten tatlı bir şekilde sohbet etmekmi istiyosun"

"Evet yani sıkılmamam için istiyorum"

"Pekala sen başla o zaman konuşmaya ben konuşmayı pek sevmem"

"Tamam o zama-"

Tam konuşacaktımki önümdeki taşa takılıp çamur birkintisinin üstüne düşmem bir oldu ben çığlık atarken etraftaki herkes bana gülüyordu jungkookta dahildi aralarına jin hyungun muhteşem cam silme sesi gibi olan kahkahasınıda duyuyordum tabi en son jungkook gülmeye devam ederken geldi ve beni kaldırdı üstüm başım hep çamur olmuştu yüzüm bile kirlenmişti ayağa kalktığımda jungkookun kahkahası artmıştı üstüm çok kötü gözüküyordu özellikle en sevdiğim tişörtüm mahvoldu diye üzülüyordum jungkook çantasından çıkardığı ıslak mendille yüzümü silmeye basladı kıkır kıkır gülmesi sinirimi bozmuştu yüzümü tamamen temizledikten sonra çekilip

"Bebeğim biraz dikkat etsene ya bir yerine birşey olsaydı ayrıca yürüyüşe böyle devam ediceksin çünkü yanıma yedek kıyafet getirmedim yürüyüşte ihtiyacım olacağını bilmiyordum"

Herkes bizim toparlanmamız için bi ara vermişti yürüyüşe ama ben benim biricik tişörtüme bakıp jungkooka döndüm evet ağlamaya başlamıştım

"A-ama babacık bu benim en sevdiğim tişörtümdü"

"şşt Bebeğim ağlama bir tişört için ağlamana dayanamam hem merak etme ben sana yenisini alırım eğer yoksada yaptırırım "

Ona teşekkür ettikten sonra gözyaşlarımı silmiştim en sonunda herkes yürümeye devam etmişti jungkook ise arada bir bana bakıp sırıtıyordu bu halim ona çok komik gelmişti sanırım yürüyüş bittikten sonra kamp alanına geri dönmüştük inanamayacaksınız belki ama gercekten gidiş ve dönüşümüz çok uzun sürmüştü o yüzden döndüğümüzde etraf karanlıktı herkes ateşin etrafında oturmuş komik hikayeler anlatan jin hyungu dinliyorduk arada gülümsüyordum o kadar.  gerçekten çok yorulmustum ayrıca merak etmeyin üstümüde değiştirdim ateşi izlerken bir yandanda gözlerim kapanįyordu sonrası ise tatlı ve rahatlatıcı bir karanlık...

jikook MY DADDYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin