Multide Lydia’nın kıyafeti var.
'' Lydia Parker. Yine geç kaldınız.''
'' Özür dilerim efendim.'' dedim başımı öne eğerek.
'' Özrünüz kabul edilmedi. Şimdi derhal müdürün odasına gidiyorsunuz. ''
'' Ama , ama bir daha olmayacak.''
''Aması yok Lydia bunları tekrar tekrar yapıyorsun. Seni bir daha uyarmayacağım. Müdürün odasına git. Derhal!''
Yanaklarım kızarmıştı hep o kavgaları yüzündendi. Benim suçum değildi bu. Onların tartışmaları yüzündendi.
‘’ Lydia ? Gerçekten mi yine mi buradasın ?’’
‘’Özür dilerim efendim.’’
‘’ Yakında aileni çağırmam gerekecek .’’
Gözlerimi yere çevirdim ve kısık bir sesle :
‘’Olmayan ailemi mi ‘’ dedim.
‘’Ne dediniz ?’’ dedi Bayan Stark.
‘’Sadece tekrar özür diledim efendim.’’
Gözleriyle kapıyı işaret etti ve bir şeyler yazmaya başladı.
Ütüsüz beyaz gömleğime baktım ve utanç içinde sınıfa girdim. Tüm gözler benim üstümdeydi ; yine.
En arkada olan yerime geçtim. Bir çanta vardı. Yeni bir öğrenci gelmişti ve yanıma oturmuştu diğer sıralara göz gezdirdim ve tek boş sıranın benim olduğunu görüp tesadüf olduğunu anladım.
Az sonra kapıdan sarışın bir çocuk girdi ve yanıma oturdu.
‘’ Ronald.’’ Dedi elini uzatarak.
‘’ Lydia.’’ Dedim karşılık vererek.
Utanıyordum. Nedenini bilmediğim halde. Sanırım çocuk fazla yakışıklıydı ve ben ütüsüz bir gömlek giymiştim.
Son ders zilinin çalmasıyla eve gittim ve yarın giyeceğim kıyafetleri ütüledim. Ardından bir daha geç kalmamam için anneme bilgisayarımın şifresini değiştirttim. Ne koyduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
Ertesi sabah güzelce ütülediğim kıyafetleri giydim ve başıma bir bere geçirdim. İlk defa güzel hissediyordum. Okul evimize yakındı yürüyerek gidiyordum. Zaten olabildiğince erken kalkmıştım. Tek düşündüğüm bugün geç kalmamaktı.
Sınıfa girdiğimde kapı kapalıydı kalbimin ritmi değişmişti. Kapıyı açtım ve sınıfa baktım ; bomboş.
Hemen yerimi aldım ve heyecanla diğerlerini bekledim. Zaman ilerledikçe erken gelmenin çok sıkıcı bir durum olduğunu düşünmeye başladım. Sınıfa sadece 2-3 kişi gelmişti. 15 dakika sonra sınıf dolmuştu. Sadece Ronald yoktu. Zaten ders başlamıştı diye düşünürken kapı açıldı ve Ronald içeri girdi. Özür dilemeden yerine geçmesi Bay Launter’ı baya şaşırtmışa benziyordu.
‘’ Hey yeni gelen bir şey demeyecek misin ?’’ dedi Bay Launter.
Kafasını yan tuttu ve dudağını büzdü.
‘’ Hayır ne demem gerekiyor.’’
Kıkırdamama engel olamadım ve öğleden sonrası için ceza yedim. Ve Ronald’da.
Yemekhaneye gittim ve boş bir yere oturdum. Günün menüsü sandviç ve meyve suyu. Ne kadar da sağlıklı.
Tanıdık bir ses ‘’ Oturabilir miyim?’’ dedi bana dediğinden emin olmak için sağıma ve soluma baktım ‘’Lydia sana diyorum.’’ Kafamı salladım ve dudağımı büzdüm. ‘’Üzgünüm . Genelde bizim gibilere sizin gibiler böyle sorular sormazlar.’’ Dedim.
Baktı ve :
‘’Bizim gibiler ? Sizin gibiler?’’
‘’ Biz eziğiz. Siz ise yakışıklı. Burada kurallar böyle yavrum.’’
Güldü.
‘’Bu okuldaki ezikler senin gibi mi ?’’ dedi ‘’ Popülerlerin Megan Fox olmasından korkuyorum.’’
Eziğe iltifat etti.
‘’ Vay canına ilk defa birinden böyle bir şey duyuyorum.’’ Dedim gözlerimi büyüterek.
‘’Dalga geçme ben ciddiyim.’’
‘’Tabi ya ne demezsin.’’
‘’ Lydia.’’ Dedi ve telefonunu çıkardı. Bana bir köpek resmi gösterdi. ‘’ Bu benim eski sevgilim.’’
Kafamı geri çektim ve kaşımı kaldırdım. ‘’Köpek mi ? Ciddi misin?’’
‘’Pardon yanlış fotoğraf.’’ Dedi ve gördüğüm göreceğim en güzel kızı gösterdi bana.
‘’Ve bu kız ezikler grubunda.’’ Diye devam etti.
‘’Bu işler böyle yürümez ‘yavrum’ asla da böyle yürümeyecek.’’
‘’ Ihım ıhım.’’ Dedi Amy. ‘’ Yerime oturmuşsun ezik.’’
‘’Bizde şimdi kalkıyorduk.’’ Dedim Ronald’a ürkekçe.
‘’Hayır öyle bir şey olmuyordu. Otur. Önce biz oturduk.’’
‘’Sen de kim oluyorsun ? Ve neden bu ezikle oturuyorsun.’’
‘’Çünkü öyle istiyorum bayan botoks kraliçesi ‘’
‘’ Eğer kalkmazsanız Caleb ve Tyler’ı çağırırız.’’
Ronald’a bir bakış attım. Kalkması için.
‘’ Çağır o zaman.’’
Ne yapıyor bu ?
Sağolsun güzel bir dayak yedik. Dudağım ve kaşım patladı. Onunda dudağı patladı ve gözü morardı ,burnu kırık.
Yarın taburcu olacak ; umarım. Annemler hala farkında değiller ve olacaklarını da sanmıyorum.