29. Bölüm

410 71 50
                                    

Okulun son günüydü. İlk gün yaşadıkları akıllarına gelince 9 genci de gülme krizi tutuyordu. Çünkü bir zamanlar birbirine medeniyetsiz deyip totişlerine su şişesi fırlatan ikili artık sevgiliydi. Birbirlerine manyak gibi aşık olanlar ise ayrıydı hem de yanlış anlaşılma yüzünden.

Hyunjin ve Seungmin bu zaman içerisinde ne olursa olsun ayrılmamışlardı. Birbirlerine olan sevgileri her kavgalarında daha fazlalaşmıştı.

Woojin ve Chan evlemecekleri tarihi bile düşünmeye başlamışlardı. Galiba aynı şey Felix ve Changbin içinde geçerliydi.

Okuldan çıktıktan sonra küçük Jeongin erkek arkadaşından ayrılmak istememişti ama bunu zorda olsa başarmıştı.

Okul çıkışı hep beraber Chan'ın evine gittiler. Herkes sessizdi. Hiç kimse önündeki tavuğa dokunmuyordu. Woojin bile. Sessizliği bozan Jeongin oldu.

Jeongin: Ben biraz korkuyorum.

Woojin: Neden?

Jeongin: Bu sene senin son senen. Senden bir sene sonra ise herkes mezun oluyor. Ayrıca ailem bir "erkek" arkadaşım olduğunu öğrenirse...

Chan: Eğer o konuya gelecek olursak. Woojin bizim için bir sene bekleyecek. Sonra biz senin için bekliycez. Woojin iki sene bekleyecek. Aile konusunda ise benim babalarımı biliyosunuz. Jisung senin Park Jinyoung olayında ise babana özel numaradan her şeyi biz yazıcaz ki kişiliğinden de bildiğimiz gibi baban yargısız infaz yaparak seni hiç düşünmeden evlatlıktan reddedecek. Böylelikle sen yeniden HAN olacaksın. Diğerleri ise aileleriyle konuşacak ailelerine üniversite için Hollanda'ya gideceğinizi söyleyeceksiniz.

Felix: Neden Hollanda?

Woojin: Bu planı beraber yaptık. Homofobik bir ülkedeyiz ve ailelerimiz homofobik. Burdan sonrası asıl mesele Chan ailesiyle konuştu iki sene sonra Hollanda'da bizi özel bi üniversiteye yazdıracaklar böylece sınavla uğraşmadan aynı okula hatta belki de aynı sınıfa gireceğiz. Yaşımız tuttuğu anda da evleniriz.

Minho: Tamam. Sen ve Chan hyung, Hyunjin ve Seungmin, Jeongin ve Jisung, Changbin ve Felix. Ama ben? O yüzden gelmiyorum.

Jisung: Ben de gelmiyorum. Nasıl olsa artık öyle bir şey yok.

Jeongin: Allah aşkına Jisung derken küçük Ji-sung deyin ben bile bu meymenetsiz sanıyorum.

Jeongin sevgilisinin de adı Park Jisung'du. Bu yüzden genelde karışıyordu.

Chan: Lan sizi evlenin diye zorlayan yok hep beraber olalım en azından.

Woojin: Ayrıca Jeongin sen şimdi küçük Jisung'u arıyorsun her şeyi anlatıyorsun. O da gelecek bizimle. Ama yine de ona da fikrini sor.

Jeongin'in suratında kocaman bir gülümseme belirdi. Gitti ve Jisung'u aradı. Jisung ise hiç düşünmeden kabul etti.

2 YIL SONRA

Hollanda uçağından inmişlerdi. Herkes mutluydu. Aslında 1 ay sonra tekrar döneceklerdi. Aralarında bir kişi yoktu. Minho... O düğün hazırlıkları için Kore'de kalmıştı. Chan'ın evine gitmişlerdi. Odalara yerleşmişlerdi. Jisung yalnız kalıyordu.

Herkes Jisung'u haline acıyordu. Sevdiği adam başkasıyla evleniyordu. Diğerleri ise ailelerini karşılarına almış ve birbirlerini sevrek sonsuza dek mutlu olmaya evet demeye hazırlanıyorlardı.

PROHIBITION QUIET LOVE ♡MINSUNG×CHANGLIX♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin