GİRİŞ

31 5 49
                                    


  Birbirine yapışmış olan kirpiklerini aralamaya çalışırken göz kapağında dahi hissettiği ağrı bütün vücuduna yayılmış durumdaydı. Kelimelerle anlatılamayacak kadar sert bir baş ağrısı vardı, beynindeki tüm hücreler dışarı çıkmak için kafatasını yumrukluyordu sanki. Kendini zorlayıp gözlerini aralamak istese de bir türlü bunu yapıp yapamadığını anlayamadı. Her neredeyse burası zifiri karanlık olmalıydı. Günlerce taş toprak taşımışçasına ağrıyan bedenini doğrultmak için hareket bile edemedi. Sağ el parmaklarını oynatmaya yeltendiğinde ise kemiklerinin sesini duydu. Sanki yıllardır burada yatıp hiç hareket etmemişti. Çok üşümüş olduğunu hissederek ürperdi. Öyle bir histi ki bu, derisini aşıp ciğerlerinin içinden geçen soğuk rüzgarlar gibiydi. Yavaşça elini gözlerine götürdü, evet gözleri açıktı. Karanlıkta uzun bir süre etrafa bakarak gözlerinin alışması için mücadele etti. Ayak topuklarını yere sürttü, zeminin sert olduğunu düşündü. Parmak uçlarıyla yere dokundu ahşap bir kutunun içindeymiş gibi hissetti. Yavaşça doğrulmak için hareket etti, gözleriyse karanlığa alışmaya başlamıştı. Üst vücudunu kaldırmayı başarmış olsa da henüz ayağa kalkmak için çok erkendi. Vücudunun dengede durabileceğinden emin değildi. Etrafı ellerinin yardımıyla kontrol etmek istedi, ellerini her uzattığında boşlukta kaldı, kendini yaslayıp kalkmasına yardımcı olacak bir yer aradı. Yerde bebek gibi emeklemeye karar verdi, dizlerinin üzerine basmak için yeltendiğinde daha çok acıdı. Ne tarafa gitmesi gerektiğine karar veremiyordu sanki sürekli kendi etrafında dolaşıyor gibiydi. En sonunda parmaklarının uçları bir şeye çarptı. Aniden korkup geriye doğru kendini attı. Yerde yatan bir insan mıydı yoksa bir kabartma mı? Karar veremedi. Cesaretini toplayıp tekrar aynı yöne daha sakin yöneldi. Parmak uçlarıyla o her ne ise hareket ettirmek istediğinde tıkırtı sesleri geldi. Bunun bir değnek olabileceğini düşündü. Onu avuçlarıyla yavaşça kavradı ve havaya kaldırdı, hafif değildi fakat taşıyamayacağı kadar da ağır değildi. Parmaklarını yavaşça üzerinde gezdirirken üzerinde bir çeşit kabartmalar olduğunu hissetti. Bir çeşit asa gibiydi ve merak dürtüsü onu daha da hızlandırdı. Bütün kıvrımları çukurları ve kabarıklıkları dikkatlice kontrol etti, üzerinde camdan parçalar olduğunu düşündü. Uzunluğu belki de 10 karışı kadardı. Değneği destek olarak kullanıp ayağa kalkmak istedi. Fakat değneğin ucunda yuvarlak bir cama benzer bir şey hissetti, çok pürüzsüzdü bir su gibi kaygan ve serinleticiydi. Değneğin düz ucunu yere koydu ve tamamen destek alarak titrek bacaklarıyla doğrulmaya çalıştı. Ayağa kalkmayı başardığında neredeyse tüm gücü bitmiş gibi hissediyordu. İşte tam da o sırada derin bir nefes dahi alamadan her yeri çok güçlü beyaz bir ışık kapladı, gözlerinin içinin yandığını hissetti kolunu direkt gözlerini kapatmak için kaldırdı ve değnek yere düştüğünde büyük bir ses yankılandı.

                                                                                       * * *

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR YILDIZ OLSAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin