Kageyama, elindeki topu yere atarken sinirliydi.
Kaybedeceklerdi.
Bir önceki maçta olduğu gibi, yine onun yüzünden kaybedeceklerdi.
Sugawara yanına gelmek için adım atsa da vazgeçti.
O'na ihtiyacı yoktu aksine kendini güçlü hissettirecek birine ihtiyacı vardı.
Tek başına çalıştığında terk edildiği an geliyordu aklına.
Bu güçsüz kılıyordu onu.Tsukishima da fark etmiş olacak ki Hinata'nın yanına gitti.
Hinata'nın boş bakışlarına karşılık vermeden Kageyama'yı gösterdi kafasıyla.Derin bir nefes alarak sevdiği adamın yanına gitti, kısa çocuk.
Kageyama'nın canı sıkıldığında, o da üzülüyordu.
Mutsuz olmasına katlanamıyordu.Pas çalışması yapan Kageyama'nın arkasından koşarak, zıpladı.
Zıplama sesini duyar duymaz kendine oraya konumlayan Kageyama, beklemeden attı.
Karşıdan gelen Tsukishima , Tutmak için zıpladığında, ikilinin gücü ellerinin arasından kaydı.
Yere düşen topun tok sesi, herkese rahatlama verirken Hinata gülümsedi.
Gözleri ışıldayarak bakan Kageyama'ya döndüğünde ikisinin de aynı hissi paylaştıklarını biliyordu.
Zafer, gurur ve mutluluk.
O topun ellerinde bıraktığı his.
Birbirlerine güvenleri.
Başta pas atmayan Kageyama'nın, güvenini kazanmış olması.
Kageyama'nın bileğine sardığı elleri ile çekiştirirken gülümsemesi yerini koruyordu.
Arka bahçeye çıktıklarında durdular.
Kısa olan önüne geçerken gözleri hırsla parladı."Kendine güvenmemen beli deli ediyor. Mükemmel bir oyuncusun."
"Sorun bu değil."
"Seni hiçbir zaman bırakmayacağım. Her zaman pas atman için bekleyeceğim."
"Hatalarım fazla."
"Benim de fazla ama bir takımız. Takım, birbirlerinin hataları yüzünden kızmaz aksine o hataların altını doldururlar, seni geliştirirler."
"Koç, beni oyundan çıkaracak."
"Hayır, çıkarmayacak. Sugawara,, bu sene mezun oluyor ve sen fazla iyi bir pasörsün."
"Fazla iyi olduğumu mu düşünüyorsun?"
"Kim demiş? Ben öyle bir şey demedim."
"Çok tatlısın."
Kısa olan kollarını sardı. Utandığı içindi bu saklanışı.
Kageyama'nın kalbinin ritmini dinledi.
Bir melodiydi sanki.
Kalbi ritme uyum sağladı.
Kalplerinin ritimleri dans ederken sarılmaları sürdü, iki gencin.
Sonsuz olacaklardı.
Ölene kadar beraber voleybol oynayacaklardı.
Ve bir gün ülke değiştirip evleneceklerdi.
Kalplerinin ritmine, yüzükleri de uyum sağlayacaktı.'^
Buraya kadar beraber geldik.
Finalin uzun olmasını istedim.
Duyguların yoğun olduğu bir bölüm olsun istedim.
Bu bölüm bittiğinin sembolüdür.Belki de bitmesini istemiyordunuz ama bunun yanı sıra iki kitap daha yazıyorum.
Hakai'nin yoruculuğundan kaçmak istediğim için yazmaya başladığım bu kitap, bir dönümde.
Geldiğimiz noktaya bakarak gurur duyuyorum.
Yaptığınız her yorumla yüzümü güldürdünüz.
Başka shiplerle, başka kitaplarda yine görüşeceğiz.
Birazcık bekleyin.
Sizi seviyorum.