Colors are not always visible.

2.1K 119 272
                                    

Bininci bardak...

Neredeyim?

Kiminleyim?

En önemlisi o nerede?

Özledim. Evet, çokça özledim. Bana sarılmasını dudaklarının yanaklarımda olmasını ve tabii dudaklarının dudaklarımda dans etmesini...

Kafam şenlik alanı karışıklığında. Benliğimi unutacak düzeydeyim. Sahi adım neydi benim? Jongson? Junyeom? Ah, evet Jackson. Hayır. Hatırlamıyorum.

Elimdeki bardak sağa sola içindeki sıvıyı bırakıyor. Ayakta duramıyorum.

Fakat umrumda bile değil.

Gelsin istiyorum. Gitmesin.

Haberi var mı? Mesaj atmıştım sanırım ya da atamamıştım.

Bir anda yorgun hissediyorum sana da merhaba kahrolası saçma his. Seni de istemiyorum ki ben... Gelmiyor lanet herif hala yok ortalarda.

Geldiği anda 'sevmiyorum' diye haykıracağım yüzüne. Aslında kıyamam ki bem ona... O tatlı gülümsemesini sunarken nasıl 'sevmiyorum' diyebilirim?

Biricik sevgilim, kalbim, eşim, sanatım, nefesim, her rengim...

Kafam hala şenlik alanı. Neredesin?

Adım seslerinden tanıdığım sevgilim geliyor karşıdan. Hafif çatık kaşları, aralık dudakları, geniş omuzları, hızlı nefesleriyle yaklaşıyor her hücresine ayrı destan yazabileceğim adam.

Dudakları kıpırdıyor sanırım konuşuyor ama dudaklarına odaklanmaktan anlayamıyorum. Dudaklarını öpme isteğimi hissediyorum...

Niye duruyorum?

Beni oturduğum yerden kaldırmak için eğilmiş sevgilimin dudaklarına bastırıyorum dudaklarımı. Minik bir öpücük kondurup geri çekiliyor. İstemsizce dudaklarımdan dökülüyor kelimeler.

"Seni seviyorum, Taehyung."

Hafifçe gülüp belimden destekleyerek kaldırıyor beni oturduğum yerden. Zar zor yürüyerek getiriyor beni arabaya.

Ön yolcu kapısını açmak için tek elini benden çekiyor. Ben ise sanki kesilen temasımızdan dolayı eksik hissetmiş gibi Taehyung'un koluna sarılıyorum daha çok.

Kapıyı açıp beni oturtmaya çalışıyor. Kemerimi takarken önüme gelen yanağını öpüyorum ve yaramazlık yapmış çocuklar gibi gülüyorum.

Yine aynı hafif gülüşünü atıyor ve o da geri çekilirken yanağıma minik bir öpücük konduruyor. Ah, yine dudaklarını oynatıyor ama bu sefer kendimi o güzel dudaklarından dökülen harf dizilerine veriyorum.

"Beni öperek aklımı başımdan alıp sana bu kadar içtiğin için kızmamamı sağlamak istiyorsan. Hiç öyle bir düşüncen olmasın sevgilim."

Ne çok konuşuyordu ne dediğini bile anlamamıştım, kaşlarımı çattım ve ne demeye çalıştığını çözmeye çalıştım. Yoruldum.

Ben geriye yaslanınca Taehyung'da geri çekilerek arabanın içinde bulunan üst bedenini de aldı dışarı. Kapımı kapatıp sürücü koltuğuna geçti arabanın önünden.

Arabaya binip kendi kemerini de bağlayınca arabayı çalıştırdı. Ne güzel kullanıyordu arabayı.

Gözlerimi bir saniye bile üzerinden ayırmak istemiyordum. Sol yanağımı arabanın koltuğuna yaslayarak izlemeye başladım her rengimi.

Yola dikkatle bakıyordu. Eve gelmiş olmalıyız ki arabayı park etti ve dolaşıp kapımı açtı.

Yine belimden destekleyerek beni eve doğru götürmeye başladı. Asansöre bindmiştik sanırım bu küçük kutunun başka manası olamazdı.

colors and shots, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin