Jungkook
Sabah erkenden uyandım. Yatağımda doğrulurken bir yandan da gün içerisinde neler yapacağımı planlıyordum. Tuvalete girdim ve sonra kendime maske yaptım. Maskenin bekleme süresi 15 dk idi. Onu beklerken kendime kahve yaptım. Kahvemi yudumlarken alarm sesi ile irkildim. Maskenin süresi dolmuştu. Gittim yüzümü yıkadım maskenin özelliğini sağlaması için üzerinden tonik ile geçtim. Yarım kalan kahve keyfimi tamamlamak için salona ilerledim televizyonu açtım ve radyoların olduğu kanalı buldum. Son ses şarkı açıp evi toparlamaya başladım. Toparlanma işim bitti. Banyoya doğru adım atarken arkadan telefonumun bildirim sesini duyar gibi oldum ama umursamadan emin adımlarla banyayo gittim dişlerimi fırçaladım. Musluğu kapattım. Odama doğru ilerledim. Üstümü değiştirdim. Kıyafetlerim aynen bu şekilde idi
Siyah giyince kendimi daha iyi hissediyordum. Sırada evden çıkıp servisi beklemek vardı. Dışarı çıktığım anda servis geldi. Yerime yerleşirken aynı anda da kulaklığı çantamdan çıkarmaya çalışıyordum. Kulaklığı bulmuştum ama öyle karışık ki çözmeye çok üşenmiştim onun yerine sadece sosyal medyaya bakacaktım. Ondan sonra gelen mesaj aklıma geldi sosyal medya yerine ilk ona bakmaya karar verdim. Baktığımda şok olmuştum mesajda:
Bilinmeyen Numara: Hayatını mahfedicem yaşadığın için pişman olacaksın nihahaha 😏
Sinirden küplere binmiştim sinirim hakim olamayıp servisin içinde:
- Bunu yazan oç kim?!!!
Diye bağırdım. Servis şöförü ve servisteki arkadaşlarım hiç bişey anlamamış bana bakıyorlar ı. Yanımda oturan arkadaşım "Sakin ol Jungkook kim sana ne yazmış?" dedi. Ona mesajı gösterirken bir anda durduk