Sabah kalktığımda ilk işim pencereye gidip Dahyun orada mı diye bakmak olmuştu.
Ama yoktu. Onun hakkında bilgi toplamak istiyordum ama çekiniyordum.Hızlıca bir duş alıp karşı apartmana geçtiğimde karşımda koliler duruyordu. Gülümsemeye başladığım anda karşımda onu gördüm. Bana bir selam verip kolilerden birisini almaya çalıştı. Ama sadece çalıştı.
Ona seslenip yardım edebileceğini söylediğim de bana o kadar çok güzel gülmüştü ki oturup ağlamak istedim. Elindeki koliyi alıp kaçıncı katta oturduğunu sordum. Hâlbuki biliyordum...
Bana gülümseyip 'En üst kat. Geldiğinde açık kapı var. O ev benim.' dedi. Sesi acayip yumuşaktı. Dahyun'a bir baş sallamasıyla onay verip merdivenleri tırmanmaya başladım. O da arkamda geliyordu.
Elinde küçük bir koli vardı. Birlikte kolileri taşırken ona azıcık ucundan yaklaşmıştım. Birbirimiz hakkında genel bilgileri öğrenmiştik. Adını söyleyip elini uzattığında karşılık verip elini sıkmaya çalıştım.
Çünkü eli acayip minikti. Sanki elini tutmuş gibiydim. Küçük bir kahkaha bahşetmişti. Ve ben düşüyordum.
Onun için 1 saatlik iş ben gelince 10 dakika sürmüştü. Bana çok fazla teşekkür edip sarılmıştı. Ve bu sarılış o kadar çok masumdu ki, 3 yaşındaki minik bir kız çocuğuna sarılıyormuş gibi hissettim.
Bana küçük bir tavşan oyuncak verip uğurlamıştı. Ona sarıldığımdaki kokuyla aynıydı. Anlatılmaz bir şekilde hoş ve yumuşak kokuyordu.
Gece olduğunda ise oyuncak tavşanı elime alarak uykuya dalmıştım...