İçkimden bir yudum daha aldım.
Okulda ki çocuk orda.
Buse'nin ''Bu başka alemerde.'' demesiyle kafamı onlara çevirdim.
''Kızım sana diyoruz deminden beri.''
''Ne?''
''Beraber bir tatil ayarlasak.''
''Napıyım ben tatili.''
Kızların bir şey demesine fırsat kalmadan önüme döndüm. Tatilmiş onların tatil anlayışı sabahleyin alışveriş akşam da türlü türlü oje sürmek. Ne eğlenceli ama.
İçkimden bir yudum daha aldım. Kafamı kaldırdım ve tekrar çocuğa bakmaya başladım.
Arkadaşları ile gülüşüyor ve etrafına bakıyordu.
Gözleri beni bulduğunda gözümü kaçırsam mı diye duygulara kapılmadan baktım. Çocuğun dudağının kenarında bir kıvrılma olurken ben donuk bakışlarla ona bakıyordum.
Kısa bir bakışmayı bozan bir sürtük olmuştu. Ne hoş ama. Çocuğun üstüne atladı bildiğin.
Ağızlarını okuduğumda kızın yavşak bir şekilde eğilerek ''Pardooonn.'' deyişine göz devirdim. Çocuk ise umursamamış kızın kalçasına bir kez vurup kahkaha atmıştı.
Tapılası bir kahka idi fakat kızın kalçasına vurması ciddi anlamda moralimi bozmuştu.
Kız götünü kıvırarak mutlu bir şekilde eski yerine dönerken içkimi kafama diktim ve tezgaha koydum.
Yakıcı sıvı boğazımdan geçerken yüzümü buruşturdum. Arkamı dönüp kızları dinlemeye başladım.
''Ya hayır o alışveriş merkezinde benim mağazam yok olmaz.''
''Ya napalım sende bizle alırsın sonra oraya geçeriz merak ettim.''
''Ay kızlar şu etek çok güüzell.'' dedi telefonunu göstererek. Göz ucuyla eteğe baktım. Bordo bir renkti oldukça kısa olduğu mankenin üstünden belliydi. Hiç giymeyecekti. Dolabı bunlarla doluydu.
Tekrar önüme döndüğümde çocuk bir garson la konuşuyordu. Garson onayladıktan sonra gitti.
Ne kadar ağızlarını okumaya çalışsam da anlamamıştım.
Bir kaç dakka sonra aynı garson elinde biraz önceki içtiğim içkiyle geri döndü.
Hey bir dakika bu bana doğru geliyor.
''Hanfendi içkiniz.''
''İçki siparişi etmedim.'' dedim soğukça.
''Zaten. Şurda ki beyfendi etti.'' dedi eliyle onu göstererek.
''Ha teşekkürler.'' dedim içkiyi alırken.
''Rica ederim bir arzunuz var mıydı?'' Yavşak.
''Hayır.''
Garson gittikten sonra içkiyi şerefe dercesine kaldırdım ve gülümsedim. O da gülümsedi.
Aslında okulda hiç görüşmezdik. Bugün. Bugün iletişime geçmiştik.
Hafifçe yerimden kalktım ve yavaş adımlarla kızları unutarak onun yanına gitmeyi planladım.
Yolu yarılamıştım.
Ahh sürtük yine mi sen.
Hem de nedense sinirli bir şekilde. Yanın daki geçen garson dan hiddetle bir bardak alırken hızla banailerledi.
Yanıma geldiğinde bilerek olduğu belli bir şekilde içkiyi üzerime döktü.
''Ayyy canım benimm yanlışlıkla olduuu.''
Sinirle homurdanarak yanından gidecek değildim. Tırnağımın uzun ve sivri olması işime yarayacaktı.
Hızla kolundan tutarak bir tokat attım çoğu kişi etrafımızda toplanmıştı. Kız ağzı açık bir şekilde bana bakarken elimi ağzına soktum ve tırnağımı yanağına bastırdım. Hayır psikopat değilim.
Tırnağımın diğer ucu kanlar içinde diğer taraftan çıkarken sinsi bir sırıtışla gülümsedim. Kız boğuk bir şekilde çığlık atıyor ve beni itelemeye çalışıyordu.
Elimi ağzından çıkardım ve kızın ağzının açık olmasından yararlanarak ağzına tükürdüm.
Kızın ağlamaktan çoktan makyajı ahh pardon badana sı akmıştı.
''Ahh pardoon yanlışlıklaa olduu.''
Ayağa hızlı bir şekilde kaltım. Üstümdekinler ciddi anlamda giyilmeyecek durumdaydı. Yüzümü buruştururak kalabalığın arasından ayrıldım.
Kızlar yanıma gelirken yavaş adımlarla ilerliyordum.
''Kızım sen neymiş sin ya.''
''O yanağını zor düzeltirler.''
Sıkkınca yanaklarımı şişirdim ve
''Susar mısınız. Sadece sessizlik istiyorum.''