Sınıftakilerle Gülhane Parkı'na gitmiştik. Girişte bir kitap üstünde İngilizce ve Türkçe hoş geldiniz yazısı vardı. Gülhane Parkı'nda çok fazla ağaç olduğunu fark ettik. Sonra piknik ve oyun molası verdik. Piknik yaptıktan sonra oyun oynamaya geçtiğimizde Aziz ortada yoktu. Hüseyin'in az sonra geleceğini düşünüp oyuna başlamıştık. Kaydıraktan kayarken bir kağıt bulduk. Bu kağıtta '' Hüseyin kayboldu. Size ipuçları vereceğim. Siz bu ipuçlarını takip ederek Hüseyin'i bulabilirsiniz. İlk ipucunuz kiraz ağacı bulmak. '' yazıyordu. Bu kağıdı kimseye göstermeden grup oluşturup kiraz ağacını başlamıştık. Bir süre sonra çok fazla yol kat ettikten sonra bir kiraz ağacı bulduk. Kiraz ağacının etrafını aradık. Bir kağıt daha bulduk. Bu kağıtta ise '' ikinci ipucunuz nemli ve yumuşak bir toprak bulmak'' yazıyordu. Nemli ve yumuşak bir toprak aramaya başladık. Ama çimenlere bastığımızı gören Gülhane Parkı görevlisi bizi uyardı. Ama biz basmak zorundaydık. Sonunda nemli ve yumuşak bir toprak bulduk. Toprağın üstünde bir kağıt daha vardı. Bu kağıtta '' ölmüş bir yılan bulun.'' yazıyordu. Aramaya başladık ölmüş yılanı. Ama ölmüş bir yılan bulmak çok zordu. Çok yorulmuştuk bir çardak gördük ve orada oturduk. Otururken Özgür yanında ölmüş bir yılan gördü. Bu yılanın yanında bir kağıt daha vardı. Bu kağıtta ''bu son ipucunuz.Hüseyin'i burada bulacaksınız. İpucu şu: yapışkan bir ot bulun.'' Yazıyordu. Gülhane Parkı görevlisini gördük. '' burada yapışkan bir ot varmış. Bu yapışkan ot nerede ?'' diye sorduk. Gülhane Parkı görevlisi ''Çok yaklaşmışsınız. Bakın şuradan çıkın oralarda bir yerde.'' Dedi. Gülhane Parkı görevlisine teşekkür edip görevlinin gösterdiği yere doğru ilerledik. Ama burada bizi çok zorlu bir yol bekliyordu. Çünkü yol çok kaygan bir yoldu. Düşe kalka bu yolu çıktık. Oradaki bütün otlara dokunduk. Mert Efe ise yapışkan otu buldu ve bizi yanına çağırdı. ''Hüseyin buralarda bir yerde olmalı.'' dedi. Bülent ise ''Bakın Hüseyin şurada.'' Diye söyleniyordu. Biz de Bülent'in peşinden koştuk ve Hüseyin'i bulduk. Hüseyin'e hep bir ağızdan '' Hüseyin ne oldu?'' diye söylendik. Hüseyin kahkahalar atmaya başladı. Daha sonra bize ''Ben kaybolmadım. Size şaka olsun diye böyle bir şey yaptım. Hatta o elinizdeki kağıtlardaki yazılar benim yazım.'' dedi Hüseyin. Hep bir ağızdan '' bunu seninle daha sonra görüşeceğiz.''dedik. Bizimkilerin yolunu tuttuk. Hepsinin bizi aradığını gördük. Ayşe Öğretmen bizim geldiğimizi gördü.'' Neredesiniz siz?''diye bize biraz kızdı. Hüseyin hariç hepimiz'' Hepsi Hüseyin'in yüzünden oldu.'' diye söyledik. Sonra okulun yolunu tuttuk. Okulda bütün olayları Ayşe Öğretmene anlattık. Bizi uyardı Ayşe Öğretmen.'' Böyle şakaları birbirinize asla yapmayın!'' dedi. Hüseyin de dahil hep bir ağızdan ''Tamam'' diye bağırdık.