🌼9'

774 73 44
                                    

İyi Okumalar...

Taehyung, elindeki günlüğün kapağını kapattı. Gözünden akan, yanaklarında özgürlük bulmuş gözyaşlarını, güçsüz ve titreyen elinin tersiyle sildi.

Şuan okulun içi boştu ve hava yavaş yavaş aydınlanıyordu. Okulun normalde kapılarının açılmasına yarım saat vardı.

Babasınından aldığı anahtarla kapıyı açamıştı, Taehyung. Şuan okulda kimse yoktu. Ve yarım saati vardı, acele etmeliydi.

Yavaşça Jeongguk'la birlikte(!)  oturduklardı sıradan kalktı.

Neredeyse yirmi dakikada, bütün sınıf arkadaşlarının resimlerini dolaplara koyup, yanlarına küçük, onlar hakkındaki mektupları koymuştu.

Ne kadar nefret etse de Jimin, Yoongi ve Namjoon için yaptığı resimleride dolaba koydu. Yanında onların yaptığı hataları anlatan mektubuplarıda koymayı ihmal etmedi.

Jeongguk'un dolabına geldiğinde önce iki resmin üstüne kendi kokusunu sıkıp, sonra dolaba koymuştu.

Elindeki günlüğe bakarken tekrar gözleri dolmuştu. Günlüğünün her sayfasına özenle papatyalar yerleştirdi.

Kitabı öpüp dolaba koydu. Kapağı kapatıp, anlını yasladı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.

"Özür dilerim, Jeongguk. Özür dilerim." ağlaması daha da arttı ve hıçkırıklarının arasında tekrar konuştu.

"Özür dilerim, Seni çok seviyorum." diyip, anlını yasladığı dolabın kapağını öpüp, sınıftan çıktı.

Dışarıda onun için bekleyen arabaya binip, havaalanına doğru gitmeye başladı.

~

Jeongguk, okula geldiğinde herkes fısır fısır konuşuyordu.

Sınıfa girdiğinde ise herkesin ellerinde kağıtlar, herkes üzgün çoğu kişi ağlıyordu.

Meraklı Jeongguk, Jimin'in yanına gitti, o da ağlıyordu.

"Ne oldu sevgilim, neden herkes ağlıyor? Sende ağlıyorsun"

Jimin daha fazla dayanamadı, Taehyung'un verdiği mektupta o kadar ağır laflar ve nasihatlar vardı ki... Daha fazla devam edemedi.

"B-ben... Ben özür dilerim, Jeongguk." koşarak sınıftan çıktı.

Jeongguk'da peşinden gidecekken, Jimin'in arka sırasında oturan Hoseok, Jeongguk'u kolundan tuttup, durdurdu.

"Jeongguk, sende dolabına bakmalısın bence" diyip, gittiğinde. Jeongguk daha çok meraklanmıştı.

Dolabını açtığında iki kağıt ve bir defterle karşılaşmıştı.

Kağıtları ve defteri alıp, sırasına oturdu. Herkes merakla ona bakıyordu.

Jeongguk, önce kendi resmi bulunan kağıdı açtığında birden, Taehyung'un eşsiz kiraz çiçeği kokusu her yere yayılmıştı.

Jeongguk'un kaşları çatılmıştı. Diğer kağıdı açtığında da Taehyung'un resmi vardı.

Herkes şaşkınlıkla bakarken, olacakları bekliyorlardı.

Çoğu kişi Taehyung ile yakın olanlar, kokuyu aldıklarında daha çok ağlamaya başlamışlardı.

Kağıtları yan tarafa koyan Jeongguk, defteri eline aldı.

Üzerinde "Jeongguk İçin♡" yazıyordu.

Jeongguk'un kaşlarını imkanı varmış gibi daha çok çatmıştı.

Günlüğün kapağını açtığında ilk boş sayfada yara bandı ile papatya yapıştırılmıştı.

Güzel ve düzenli yazı ile "Papatya koydum çünkü sen papatya gibi kokuyorsun, Jeongguk." yazıyordu.

Yara bandının üstünde ise "Kaderimiz değilmiş." yazıyordu.

Diğer sayfaya geçtiğinde, bir papatya ile daha karşılaştı ve altındaki uzun yazıları dikkatle okumaya başladı.

~

Jeongguk, son satırıda okuyup, günlüğün kapağını kapatmıştı.

Ne zaman aktığını bilmediği gözyaşlarını eliyle sildikten sonra resimleri ve günlüğü özenle çantasına koyudu.

Şuan hem sinirli, hemde üzgündü. Şuan Jimin'i, Yoongi'yi ve Namjoon'nu ölesiye kadar dövebilirdi.

Ama çantasını kaptığı gibi koşarak okuldan çıktı. Bulduğu ilk taksiye binip, havaalanına doğru gitmeye başladı.

Havaalına geldiğinde ne yapacağını bilmiyordu,Taehyung'un nereye gideceğini bilmediği için onun hangi uçağa bineceğinide bilmiyordu.

Öylece etrafına bakarken, tepede asılı olan televizyonda, bir haber dikkatini çekti.

"On beş dakika önce Rusya'ya gitmek için havalanan uçağın, motorunda ki arıza yüzünden, düşen uçakta sekiz ölü bulunmaktadır."

Jeongguk, emin olmak için biraz daha dinlemeye devam etti.

"Kore'nin en iyi lisesinin müdürünün oğlu Kim Taehyung, uçak kazasında hayatını kaybedenler arasında bulanmaktadır."

Jeongguk duyduğu haber ile ağlamaları artarken ayakları güçsüzleşmiş, titremeye başlamıştı.

Soğuk soğuk terler akıtıyor, ardı arkası kesilmeyen gözyaşları, soğuk terlerine karışıyordu.

Olduğu yere çöküp ağlamaya başladı. Ağlaması, bağırmalarına ve hıçkırıklarına karışıyordu.

"Beni bırakamazsın, Kim Taehyung. Sana ihtiyacım var görmüyor musun Beni bırakma. Söz veriyorum, yaralarını saracağım geri gel."

Jeongguk, sakinleşemiyordu, olduğu yerde bağırıyor, yerleri yumrukluyordu.

Çoğu kişi 'deli bu' , 'ne yayıyor bu manyak' bakışlarını atıp yanından geçip gidiyorlardı.

Çoğu kişi ise acı dolu gözlerle süzüp "yazık" diyorlardı.

Sonunda gelen bir güvenlik ve sağlık görevlisi eşliğinde Jeongguk'a sakinleştirici iğne yapıldı.

Jeongguk, ne kadar gözlerini kapatmak istemesede, güvenliğin kollarına, sakinleştirici yüzünden bayılmak zorunda kalmıştı.

~♡ ~

For Jeongguk | TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin