Bugün derslerimin erken vakitte olmasıyla erkenden bitmişti. Jimin ders çalışacağım diyerek kütüphaneye gitmiş ve eve beraber gitmemiştik. Hoş gerçi bugün beraber gitseydik onla gidemezdim. Çünkü bugün ilişki dersimin ilk günüydü.
Evime yaklaşırken bahçe kapısının önünde , elinde sigara ve diğer eli yırtık pantolonun cebinde bir şekilde serseri Jin vardı.
" Erken gelmişsin. " dememle yarım kalan sigarasını yere atarak ayakkabısını burun kısmıyla ezmiş ve bana bakmıştı.
" Derse erken gitmeli bir öğretmen " demesiyle gülmüş ve kapıyı iterek eve girmiştik.Eve baktığımda tahmin ettiğim gibi annem yoktu. Bu bizim için iyiydi.
" Şimdi senin klasik olarak giydiğin kıyafetleri çöpe atacağız . Yani Jungkook'a uymayan kıyafetleri atacağız. Odan nerede ? " demesiyle oflamış ve beraber odama gelmiştik.
Jin dolabımın başına geçip kapağı açtığında memnuniyetsizce başını sallamıştı.
" Buradaki her şey aynı. Hepsi kot pantolon ve düz renkte tşörtler. Böyle giyinerek değil Jungkooku , yoldan geçen birine bile baktıramazsın " demesiyle eline aldıklarını yere atmıştı. Bende onları poşete koyarak ihtiyaç sahiplerine bağışlayacaktım.
" Sonunda farklı renkte olan kırmızı pantolon ve dolabın köşesinden siyah gömlek buldum. Galiba bugünlük bunlarla idare edebiliriz. " diyerek yatağa atmıştı kıyafetlerimi.
" Bunları giy ve gel . Seni salonda bekliyorum." demesiyle odamdan çıkarak kapıyı kapatmıştı.
Benim için kombin yaptığı kıyafetleri giyerek üstümü düzeltmiştim. Gömleğimin kolundaki düğmesini iliklerken aynadan baktığımda her zamanki Taehyung dan çok ama çok farklıydım. Bu kıyafetlerin içinde daha genç hissetmiştim bir an.
Odadan çıkıp salona gittiğimde elinde telefonla mesajlaşan Jin görmüştüm. Beni farketmesiyle telefonu kapatıp arka cebine atarak beni baştan aşağı süzmüştü.
" Kıyafetlerin içinde rahat ediyor musun ?"
"Hayır. Bir an önce çıkarmak istiyorum."
" İyi bu oldu o zaman. Bunu çıkartma " demesiyle şerefsizce gülümsemişti.
" Sonunda Jungkook'un istediği kişiye dönmüşsün ama sadece dıştan. Biraz eksik olsada tamamlayabiliriz. Yüzüne bir kaç tonik ve dudaklarına lip balm sürmeliyiz. " demesi gülümsetmişti. Her ne kadar Jin'e karşı ilgili olmasamda egoist bir insanın beğenmesi hoşuma gitmişti.
Odaya tekrar girmemizle Jin yüzümü kremlemiş ve özenle lip balmı da sürerek parfüm sıkmayı da ihmal etmemişti.
" Parfümün meyve aromalı. Jungkook bundan asla hoşlanmaz.Her zaman erkeksi kokulardan hoşlanır. Bir daha dışarı çıktığında erkeksi kokan parfüm almayı ihmal etme. Şuan benimle olduğun için neyseki sorun yok " diyerek bana bakmış ve arkasına dönerek dış kapıya doğru ilerlemişti.
Yatağımın üzerindeki telefonumu alarak peşinden ilerlemiş ve siyah spor ayakkabılarımı giyerek evden çıkmıştık.
Jin park ettiği siyah hurda arabasına doğru ilerlerken seslenmiştim ona.
" Ne yani ? Bu hurda arabanla mı gideceğiz ? " dememle Jin arabanın kapısına yaslanarak cevaplamıştı.
" Hurda dersen o üzülür . Bebeğime böyle seslenme bir daha . " diyerek eliyle okşamıştı.
Arabanın kapısını açıp bindiğimde hala serzenişte bulunuyordum. Jin ise bana ters ters bakarak kontağı çevirmişti.
" Merak etme Jungkook'un arabası benimkinden kat ve kat lüks ve güzel. O lüks arabasıyla gezdirir seni . Şuan bana muhtaçsın bu yüzden beğenmediğin arabamda gitmek zorundasın " diyerek arabayı hızlandırmıştı. Belki yanlış konuşmuş olabilirdim ama çenemi tutamamıştım işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÑORITA
Fanfiction~ O bana ilişkide olacak her şeyi öğretecekti ama nasıl hissetmem konusunda öğretmeyecekti. ( Okuduğum eski ficten esinlerek yazıyorum. )