Bir zamanlar, yaşlı bir kabile şefi kendisenden sonra kabilenin başına geçecek genç şef adayının ne kadar bilge olduğunu anlamak istedi. Ondan kendisine iki yemek hazırlamasını istedi. Birinci yemek, dünyanin en güzel en lezzetli, ikinci yemek de en kötü ve tatsız yemeği olmalıydı.
Belirtilen günde, genç şef adayı yaşlı şefin önüne çok iyi pişirilmiş, garika derecede lezetli bir inek dili koydu. Çeşitli sebzelerle süslenmiş bu yemek gerçekten çok lezetliydi. Ertesi gün, genç adam yaşlı şefin önüne dünyanın en kötü ve lezzetsiz yemegi getirecekti. Ama genç, yaşlı şefin önüne bir önceki günle tıpatıp aynı yemeği koydu
BİR DİL!!!
Bunun nedenini soran yaşlı şef, alacağı cevapla yerine geçecek adamın kendisinden daha bilge olduğunu anladı.
"Dünyanın en lezzetli şeyi dildir, çünkü hakikati dile getirip insanların iyiliği bulmasına yardım eder. Doğru sözler başka insanları doğru yola yöneltir ve onları cesaretlendirir. Diller sevgi ve ahenk kelimeleriyle bütün köyümüzü bir arada tutar.
"Dil, dünyanın en tatlı şeyi olduğu gibi en kötü şeyi de olabilir. Öfke ve yalan söyleyen diller insanları kırar, onları yanlışa yöneltir. Dilin söylediği yalanlarla bir toplum parça parça olur. Bütün silahlardan daha korkunç şekilde köyümüzü felekede türükleye bilir.
Yazan: Miray Gep