-Bölüm 1 Kızılay Meydanı -

75 12 16
                                    


    Her zamanki gibi bir okul sabahında dedemin o cılız sesi beni uyandırmak için bağıra çağıra söyleniyordu.Cılız bir sesi olmasına rağmen nasıl aynı bir borozan gibi kalın çıktığı tartışmaya açık bir konuydu.Daha çok bağırmasını engellemek ve zihnimin içinde dönüp dolaşan bu düşünce baloncuklarını patlatmak için yatağımdan zar zor olsa bile kalktım ve dedeme kalktığımı belirttim.Yatağımdan hızlıca doğruldum ve hep yaptığım gibi küçük aynalı dolabımın karşısına geçtim.Yüzümü incelemeye koyuldum.Kumral kıvırcık saçlarım,ela gözlerim,hokka burnum ve gülümsediğimde daha belirginleşen herkesin elini sokmaya çalıştığı gamzelerim vardı.Her sabah yaptığım gibi yine kendimi beğenmeyerek ve ayrıca homurdanarak banyoya doğruldum.

   İlk olarak her insan için ihtiyaç haline gelmiş bir takım işlerimi yerine getirdim ve daha sonra bir kozmetik mağazasından aldığım yüz yıkama köpüğünü 2 fıs olacak şekilde elime sıktım.Yine garip bir şekilde yüz yıkama köpüğünün şişesinin içinde bir sıvı olduğu ve onu sıkınca nasıl köpüğe dönüştüğü düşünceleri aklımı sorgu odasındaki bir polis gibi çelmişken bir anda dedemin sesi beni kendime getirdi.

''Defne,evden çıkmana 10 dakika kaldı! Hayır anlamıyorum...'' 

Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde lafını bölerek sert bir ses tonuyla cevap verdim.

''Tamam dede!''

Aceleyle banyodan çıktım.Formalarımı üstüme geçirdim.Aynamın karşısına geçtim.Düzleştirmiş olduğum saçlarımı saç bakım suyumla taradım.Elime geçirmiş olduğum ilk tokamla saçımı basit bir atkuyruğu yaptım.Daha sonra başımın üst iki köşesinden ve kulaklarımın iki yanından küçük saç tutamları bıraktım.Çıkan yerleri tel tokayla sabitledikten sonra tam işim bitmişti ki dedem süremin dolduğunu belirtti.Homurdandım ve yanına giderek ona dil çıkarttım.Tam kapıdan çıkacaktım ki bu yaptığımın çok çocukça olduğunu düşündüm ve yanına gidip yanağına bir buse kondurdum ve kapıya yöneldim.

Montumu ve ayakkabımı aceleyle giyip evden çıktım.Kızılay Meydanı'na doğru yürümeye başladım.Her sabah okuldan çıktığımda oradaki durakta beni okula götürecek otobüsün gelmesini beklerdim.Oradaki çoğu esnafı tanırdım.Hepsiyle bir sohbetim geçmişti.Liseye başladığımdan bu yana 2 senedir bu durakta beklediğimden hepsiyle bir sohbetim olmuştu.Durakta beklerken eğerki aklıma gelirse,durağın yanındaki minik büfeden  bir açma bir şişe su almayı ihmal etmezdim.

Durağa vardığımda kendimce  homurdandım ve boş bulduğum banka oturdum.Ayaklarım şu kısa mesafede bile ağrımayı unutmuyorlardı.Onlara bakarak içimden öfke kusarken bir anda bu yaptığımı yine çocukça bularak kafamı kaldırdım.

Gelen geçeni izlerken durağa doğru koşan birisini gördüm.Benimle aynı üniformayı taşıyan bu çocuk daha önce hiç görmediğim birisiydi.Okulumuza yeni nakil olduğuna emindim.

Eğerki yeni nakil olmasaydı onu kesinlikle tanırdım.Küçük bir okul olduğumuzdan dolayı hepimiz birbirimizi tanırdık ve birbirimizden selamı eksik etmezdik.Yine aklımın her köşesine dağılmış olan bu düşüncemi dağıtmak için kafamı iki yana bilinçsizce salladım.

Bu düşüncelerim beni esir almışken o sırada otobüs geldi ve ilk binen olmak için otobüse doğru koştuğum sırada arkamdan benim adıma yapılan homurdanmaları duymadım ve boş bulduğum koltuğa oturdum.Yanıma kimsenin oturmasını istemediğimden koridor tarafına doğru oturup çantamı da cam tarafındaki koltuğa yerleştirdim.

Şöyle bir etrafa göz attım ve başka boş koltuk olmadığını farkettim.O sırada içimdeki küçük iyilik meleği bana oturduğum koltuğu boşaltmamı söyledi fakat ortalıkta bir yaşlı,hamile veya çocuk olmadığından bu fikrimden vazgeçtim.

Otobüs harekete geçince ayakta olan kişilere tam bakayım derken görüş mesafemi kapatan o kişiyi gördüm.O sırada karşıdan koşarak gelirken onu yeterince incelemediğimi fark ettim.

Sarışındı,gözleri maviydi,kıvrımlı dudakları vardı ve kusursuzdu.Sanırım kendisi de bu denlisine yakışıklı olduğunun farkındaydı.Nereden bu bahse vardığımı tartışacak olursak her halinden benim düşüncelerimi kanıtlıyordu.Ben yine düşünce yağmuruna tutulduğum sırada bakışlarımı uzun süredir ondan ayırmadığımdan dolayı bunu fark etmiş olacak ki bana doğru yaklaştı ve bu nefesimi kesmeye yetti.1 dakikalık düşünmesinden sonra kendisi gibi eşsiz olan sesi irkilmeme sebep oldu.

Bakışlarını devirerek,''Daha çok bu saygısızlığını sürdürmeyip kenara mı kaysan diyorum?'' dedi.

Bu davranışından utanmam gerekirken yüzsüzce davranıp yine içimdeki saygısız kızı çıkardım ve ona sert bir şekilde,''Pardon,sana ne!'' dedim.

Bu tavrım onu şaşırtmış olacak ki homurdanarak,''Kenara kayar mısın ?'' dedi.Kafamı salladım ve çantamı kucağıma alıp kenara kayacakken şoför','Kuyubaşı!'' diye bağırdığında homurdanarak otobüsten aşağı indi.Bende onun bu durumuna kıkırdayarak aşağı indim.



KIZILAY MEYDANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin