-Bölüm 2 ''O Çocuk''-

49 11 8
                                    

    Otobüsten indiğimden beri okulumuza giden ağaçlı yolların arasından ilerleyen henüz hiç tanımadığım ve sadece otobüste kısa da olsa bir muhabbetimin olduğu çocuğun arkasından onun attığı adımlara uyarak onu takip ediyordum.

Onun adımlarına uyma sebebim aramızda oluşmuş belli mesafeyi bozmamaktı.2 dakika sonra okulumuzun meşhur ağaçlı yollarını geride bırakmış okulumuzun merdiveninden içeri girmek üzereydik.

    O sırada içimdeki dürtülerim bana onun yanına gidip ismini öğrenmemi emretti ve ben her zamanki gibi düşünce baloncuklarım ayrıca üstüne üstelik ona yardımcı olmaya çalışan dürtülerimle kavgaya girdim.Lig kupasını kaybeden bir futbol takımı gibi sonucunda tabiiki ben kaybettim,dürtülerim kazandı.

   Yavaş ve sakin adımlarla onun yanına yaklaştım,ardından önüne geçtim.Tabii o da refleks olarak tek kaşını kaldırıp sol elini pantolonunun cebine soktu.

Ben otobüste olduğu gibi onun yüzünün en derinliklerine dalıp düşüncelerimde boğulduğum sırada sol elini cebinden çıkarmış olacak ki sol eliyle omzuma dokunup beni sertçe dürttü.

   O sırada bana dokunmasından 4 saniye sonra gelen acı bana,sağ omzumun çıkık olduğunu hatırlattı.

Daha sonra içimdeki agresif,terbiyesiz kız dürtülerim,tatlı kız dürtülerimi engelledi ve düşünmeden,''Bana bak sen kendini ne sanıyorsun! Bulunmaz hint kumaşı felan olduğunu sanıyorsan yanılıyorsun.Benim gözümde bir...'' dememi sağladı. 

   Onu sinirlendirmiş olmalıydım ki bana o kadar sert bir ses tonuyla cevap verdi ki,kalbimin yavaş yavaş küçük parçalara ayrılıp daha sonra teker teker yere düştüğünün sesini duymuş gibi oldum.

Öfkeyle,''Sen yavaş yavaş şımarmaya başladın Minnak Surat!'' dedi.Bana ''Minnak Surat'' mı demişti? 

Gözlerimi kırpıştırarak ''Şaka mısın sen! Minnak Surat mı? Sen acaba gerçekten zeka geriliği mi yaşıyorsun yoksa zeka geriliği yaşıyormuş gibi mi...'' derken işaret parmağını dudaklarımın üstüne koyarak konuşmamı engelledi.

Bu hareketi beni daha da sinirlendirmiş olmalıydı ki parmağını dudaklarımdan çekip geriye doğru ittirdim.Canı acıdığından,''Bizim Minnak Surat psikopat çıktı.'' dedi ve ardından inlemeye yakın bir ses çıkardı.

Hızla merdivenleri çıkarken,''Yanına kalmayacak!'' diye bağırdığını duydum.Bu benim korkmama değil aksine sırıtmama sebep olmuştu.

Ben böyle bir kızdım.Hoşlandığı erkek bile olsa onun karşısında ezilmeyi,büzülmeyi doğru bulmayan,duygularını içinde değil dışında yaşamayı seven bir kızdım.Nasıl bir kız olduğumu düşünmeyi bırakıp hızlıca sınıfımın bulunduğu koridorun tuvaletine girdim.

Sağ omzumun acısıyla inlerken,aklıma bir anda saate bakmak geldi.Sol cebimden telefonumu çıkartıp saate baktım ve gördüğüm sayılar bozuk olan moralimi biraz daha alt üst etti.

Ders başladığından bu yana yaklaşık 8 dakika geçmişti.O halde o çocuk da derse geç kalmıştı.Aklımı bu düşüncelerden bir anda dağıtıp tuvaletin kapısını dirseğimle açtım.Sınıfıma doğru koşarak kapıyı tıklatmadan içeri girdim ve gördüğüm manzara karşısında biraz da olsa bozuldum.

Dersin matematik olduğunu ve dersimize giren Hayrettin Hoca'nın ne kadar dikbaşlı biri olduğunu hatırlamamayı dileyip,''Geç kaldığım için kusura bakmayın hocam! Dengesiz bir arkadaş sağ koluma çarptı.Hatırlarsanız 9.sınıfın ikinci dönemi kolum çıkmıştı.Tuvalete gitmek zorunda kal...'' diyecekken lafımı böldü.Bugün lafımın ikinci bölünüşüydü ve ben bundan hiç hoşlanmazdım.

Hoca tek kaşını kaldırarak,''Bir daha olmasın Defne,geç yerine.'' dedi.Homurdandım ama bir yandan da mutlu olmuştum.Hayrettin Hoca'ydı bu,disipline de gönderirdi,bir defter dolusu ''Özür Dilerim'' de yazdırırdı.Yani ne yapacağı belli olmazdı.

Sırama geçtim ve çantamdan hiç görmek istemediğim matematik ders kitabımı çıkardım.Üstündeki şekilleri incelemeye dalmışken kafama bir kağıt çarparak yere düştü.Kağıdı yerden alırken Hayrettin Hoca'nın görmemiş olması için dua ettim ve kafamı kaldırdığımda tahtaya yazı yazdığını gördüğümde kalbimdeki ağırlık kalktı,içim rahatladı.

Kağıdı açtım ve okumaya başladım.Notu Aslı atmıştı.

''Kızım sağ çarprazındaki en son sıraya bak! Dikkat et,gözlerin kamaşmasın.Sınıfta henüz yeniler.-Aslı ''

Aslı benim ilkokuldan beri arkadaşlığımı sürdürdüğüm,tam manasıyla güvenebileceğim tek insandı.Fakat bazen ironi yaptığı cümleleri de ciddiye aldığımdan bu sefer de salak gibi onun dediğine güvenerek,bakacağım şey gözlerimi kamaştıracakmışçasına dikkatle kafamı çevirdim.

Aslı notunda çoğul kişi olarak bahsettiğinden göreceğim kişinin o olacağı aklıma bile gelmemişti.Fakat kafamı çevirdiğimde sıraya yayılmış bir kız bir de erkek iki kişi gördüm.Gördüğüm iki kişiden biride ''o''ydu.

Ona balık gibi donuk donuk baktığımda,baktığımı fark etmiş olacak olmalı ki kafasını bana çevirdi.İlk başta ''Ne bakıyorsun'' dermişcesine kaşını kaldırdı,daha sonra sol elini cebine koydu ve sevimsiz bir sırıtış attı.

Ne yapmaya çalışıyordu bir fikrim yoktu.Sinirlenmeye başlıyordum.Agresif bir kız olarak sinirlendiğimde yaptığım tek tatlı hareketim dil çıkarmaktı.Ona bakarken aynı anda dil çıkarıp önüme döndüm.

Yaptığımın ne kadar çocukça olduğunu düşünürken arkadan bir ses,''Çocuk işte ne yaparsın.'' dedi.Bu onun sesiydi.

Hiç bir tepki vermedim.Bu sırada Aslı'yı unuttuğumu fark ettim.

Sırasına oturmuş başını kitabına yaslamış beni izliyordu.Ne olduğunu sorarcasına göz kırpıp başını salladı.Yok bir şey dermişcesine dilimi şaklattım.

Hayrettin Hoca bunu duymuş olacak ki,sırasıyla ilk önce Aslı'nın kafasına bir tahta kalemi geldi.Aslı afallamış şekilde başını tutup etrafa baktı ve Hayrettin Hoca'nın çatık kaşlarını gördüğünde başını sallayarak dudağını büktü.

Bu harekete alışmış olduğumdan kılımı kıpırdatmadan kıkırdamaya başladım.Ardından benim de kafama bir adet nur topu gibi tahta kalemi geldiğinde hızla sıradan başımı kaldırdım ve dudaklarımı ısırarak sinirle Hayrettin Hoca'ya baktım.

O ise sanki 30 saniye önce hiçbir şey yaşanmamış gibi dersini anlatmaya geri döndü.

Bu yaşanılanlar daha unutulmadan tenefüs zili çaldı ve çoğu öğrenci dışarı çıktı.Çoğu öğrenciyle birlikte o da dışarı çıktı ama tek değildi.Yanında oturan kız ona bir sülük gibi sarılmıştı.Bu şekilde dışarı çıktılar.

Aslı'yla birbirimize baktık.O an düşünebileceğim tek şey bugün yaşadıklarımdı.Bir an önce derslerin bitmesini dileyip,Aslı'yı alıp kantine indim.

                                                                                            ...



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIZILAY MEYDANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin