9

3.3K 210 157
                                    

Lalisa'dan

Çok uykum vardı.Hemde çok ama uyuyamıyordum bu dersten geçmek için uyumamam gerek.Göz kapaklarım kapanmamak için savaşıyorken ben tahtada uykulu bir şekilde ders anlatmaya çalışan adamı dinliyordum.Tanrım öğretmenin bile uykusu var niye bizi serbest bırakmıyor ki.

Gözüm duvarda ki saate kaydığında son 2 dakikanın kaldığını gördüm.Ağlamamak için direnirken son kelimeleri de deftere gecirip defteri büyük bir gürültüyle kapattım.

Bu bir kaç gözün bana dönmesini sağladı.Umursamayıp eşyalarımı çantamda koyup  dakika saymaya başladım.

Sonunda zilin çalması ile kendimi hızlıca kantine attım.Kantinde göz gezdirip Jisoo Unnie nin oturduğu yere doğru gittim.Keşke gitmeseydim.

TANRIM KİM TAEHYUNG ORADAYDI!!!

Nasıl heyecanlanma dan durup otururdum ki.

Tam arkamı dönüp geri gidecek iken Jisoo Unnie nin beni görmesi bir oldu.Biz bakışırken bana gel dedi.Bende hayır dedim.Evet gözlerimizle konuşuyorduk.

"Lalisa Manoban hemen buraya gel!" Diye bağırması ile gözlerimi sonuna kadar açtım.Herkes bana bakmıştı.Kim Taehyung bile.Ona bakmamaya özen göstererek masaya doğru ilerledim.

Masada Jisoo Unnie nin arkadaşları vardı.Benim tanımadığım galiba daha yeni tanışacağım arkadaşları.Tanıdığım sadece Chaeyoung vardı ama onunla da samimi değildik.Çünkü aynı sınıftaydık.

Masanın başında durup bana tanıtmasını bekledim.

Jisoo Unnie eliyle yanında oturan siyah saçlı çocuğu gösterdi "Bu Jungkook" daha sonra onun yanında oturan turuncu saçlı çocuğu gösterdi "Bu Hoseok biliyorsun zaten Chaeyoung un sevgilisi." tamam anlamında kafamı salladım.

En son olarak Taehyungu gösterek "Bu da T-"

"Biz tanışıyoruz" diyen kalın sesle herkes Taehyunga baktı.

Ne tabiki tanışmıyorduk bu ilk konuşmamız olacaktı.

"Öyle mi?"dedi kinayeli bir sesle Jisoo Unnie.

Taehyunga bakarak kafamı evet anlamında salladım.Daha sonra masaya oturup konuşulanları dinlemeye çalıştım.Çunkü gözüm sürekli Taehyunga kayıyordu.

Ona dalmış bakarken kafasını kaldırması ile göz göze geldik.Hemen kafamı çevirdim.Yanaklarımın kızarma ya başladığını hissettim.

Zilin çalması ile herkes kalktı ben ise hala oturuyordum.

"Senin dersin ne?"diye soran Jungkooka baktım.Sanane.

"Beden senin?"

"Bizimde beden birlikte takılalım"deyip göz kırptı.

Hiç istemeden de tamam anlamında kafamı salladım.Yanıma oturduğunda kafamızda elleri göğsünde hala başımızda dikiliyordu Taehyung.

"Gitsene"dedi Jungkook Taehyunga.

"Sanane"

"Ya gitsene Taehyung senin dersin başlamadı mı?"

Bir süre daha bakışan ikili Taehyungun gitmesi ile son buldu.

Telefonu mu çıkarıp ınstagrama girecek iken kulağımın yanında hissettiğim nefes ile durakladım.

Beni mi kokluyordu bu.Köpekmisin yaa.

"Lisa"dedi fısıltıyla "Hı?"diye kısaca yanıt verdim.

"Bugün -" sözünün yarıda kesilmesi ile duraksayıp sinirle gözlerini kapattı.

"Jungkook"Tae'nin tekrar yanımıza gelmesi ile ona doğru baktık.

"Ne var"diye hırladı Jungkook.Bu kadar sinirlenecek ne vardı.Tae Kaşlarını çatıp "Beden Hocası seni çağırdı."

Sinirle yerinden kalkıp giden Jungkook un arkasından bende kalktım.

Spor salonuna girecek iken beline dolanan kollar ile bir bedene yaslanmam bir oldu.

"Seni bir öpsem unuturum bir kere öpmeme izin ver."

.............
LoVe

9 Oy 17 Yorum

İnşallah becerebilmişimdir.

forever | taelice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin