Günlerden cumaydı. Carry sabah yatağından hızla kalktı. Bugün büyük gündü. Arkadaşının doğum günü partisi vardı ve daha güzeli hoşlandığı cocuk John onu partiye çağırmıştı.İlk defa gece yarısından sonra dışarıda olacaktı ve sevdiğinin yanında... Kapı şiddetli bir bicimde çaldı. O da ne? John Carry diye bağırıyordu..
Keeeeeesssttttiiiiikkkk!!!
Buraya kadar her şey güzeldi değil mi? Merak ediyordun belki devamını. Çünkü yabancı karakterler hep dikkatini çekti.
Hep onlar yerinde olmak istedin. Ama.bu hikayede yabancı karakter yok. Bu hikayede olur olmaz yerlerde romantik bicimde ortaya çıkan harika (!) erkekler yok. Burada yerinde olmak istediğin değil belki bir gün olacağın var. Biraz uzattım sanırım. Bazıları su an kapattı bile hikayeyi ama bu benim için daha iyi. Bana öyle okuyucu lazım değil zaten. Neyse başlıyoruz.
Doruk, lise 2 öğrencisi ve siir meraklısı.
Melisa, lise 1 öğrencisi ve erkeklerden hoşlanmayan bir tip. Kısacası feminist.
Günlerden cumaydı. Doruk okula gitmekten nefret ederdi. Zorla yatağından kalktı. Mutfağa yürüdü. Kahvaltısı hazırdı. Peynir, ekmek,cay,zeytin,yumurta. Klasik kahvaltısıydı bu onun. Annesi o uyanmaya calisirken hazırlayıp geri yatardı.
Doruk aslında okuldan nefret etmezdi. Onu bezdiren derslerdi. Okul arkadaslikları kolay kolay bozulmazdı onun için de.
Ve Melisa.. Şiirlerini süslediği, hayallerin onsuz olmadığı kızdı. Doruk onu sevoyordu. Ama gerçekten seviyordu. Bunu ona söylemeyi düşündü ama erkeklerden hoslanmadıgını öğrendi. Yıkmıştı bu onu.
Doruk kahvatısıni yapmış sekilde evden yavaşca cıktı. Kulaklık kulağında aheste aheste okula gidiyordu. Ve Dilek. Doruk'un Melisaya karşı hissettiklerini Doruk'a karşı hisseden kız.'Günaydın' dedi Doruk'a. Cevap vermedi Doruk. Daha yuksek sesle söyledi. Doruk onu takmıyor muydu? Eli kulağına gitti ve kulaklığı çıkardı Doruk. 'Sana da günaydın. Kusura bakma duymadım' diyerek özrünü dile getirdi. Okula kadar beraber yürüdüler. İkisi de hicbir şey demedi.
Ders zili çaldı. İlk ders iğrenç biyolojiydi. Aslında takan yoktu. Herkes başka isle meşguldü. Doruk da boyle zamanlarda uyumayı tercih ederdi.
İlk ders bitmişti ama Doruk hala uyuyordu. 'Doruuuk'. Kimin sesiydi bu. Bir dakika bir dakika. Melisa'nın sesiydi bu . Ama bunun imkanı yoktu ki. Melisa onu daha tanımıyordu bile. 'Doruuuuk. Ses daha netleşti ve Doruk kafasıno kaldırdı. Gelen Dilek'ti. 'Kantine gelir misin benimle?' dedi Doruk'a. Arkadaşını kırmak istemediği için çaresiz kabul etti Doruk. Kantine doğru gidiyorlardı ve biri ona doğru koşuyordu
Evet evet. Melisa Doruk'a doğru koşuyordu. Heyecanlandı Doruk. Rüya sandı bunu da. Rüya falan değildi. Ve Melisa gittikçe yaklasmiştı.. Devam edecek
