"Yoksa o, bir anlık da olsa, senin gönlüne yakın olsun diye mi yaratıldı?"
-Ivan Turgenyevİnsanlar aptaldı. Gözle görebildiklerini bile yok sayan, anlamamak için çabalayan, her şeyden korkup kaçan bir aptal.
Şimdi olduğum yerde tam bir aptal olduğumu düşünüyordum. Afi omzuma başını koyup ayı izlerken tek düşündüğüm ne kadar aptal olduğumdu.
Ben ona karşı hislerimi açıklayamayacak kadar aptal, o ise davranışlarımın ve dediklerimin hiç üstüne alınmayacak kadar kördü.
Burnunun boynuma değdiği zamanki hislerimi yok saymak için çabalıyordum. Yanlış anlıyordum onu. Afi hiçbir şeyin farkında olmadan öylece dururken benim kokumu içine çekmek için burnunu boynuma sürttüğünü ve derince nefes aldığını düşünüp boş umutlara giriyordum. Kalbim son dakikalarını yaşayan bir kelebek gibiydi adeta.
Dizlerimi kendime çektim ve kafamı kafasının üstüne yerleştirip burnumu saçlarına yaklaştırdım. Artık bir şeyler söylememe gerek yoktu. Burada oluyup bu kokuyu soluyabilmek yeterliydi.
Bu gece ay çok güzeldi.
O an ne yaptığımı bilmeden hareketlendim. Afi bundan rahatsız olmuş gibiydi.
"Bir kere omzunda dinleneyim dedim neden hemen çekiyorsun kendini? "
Kolumdan çekti ve sarıldı. İşte o zaman sadece onu sımsıkı sarmak istedi içim.
Fakat bazen korkarsınız, olacaklardan. İçinizdeki duygulardan, karşınızdaki güzellikten. Korkarsınız işte. Neden kaçtığınızı siz de anlayamazsınız, sadece kaçarsınız.
Kolumu sert bir şekilde aniden çektim ve çektiğim anda yüz ifadesini gördüğümde pişmanlık sardı içimi.
Ben onu reddedemezdim ki hiç.
Sonra dedim ki:
Aptallığına devam etmek zorunda değilsin emef.Minik ellerinden tuttum, yavaş yavaş öptüm. O şaşkınlıkla bana bakarken kendime yaklaştırdım. Şimdi onu öpsem bir daha bakar mıydı yüzüme?
İstemsizce yüzüne yaklaşırken hiç uzaklaşmadı. Onu öpemeyeceğim sandığı içindi belki de. Saçlarını okşarken kendime doğru çektiğim zaman gözlerini kapattı. Korkmuş muydu? Öpmemi istemiyordu.
Onu öpecek, sımsıkı sarılabilecek insan şanslıydı. Çok şanslıydı.
Şansımın hiç olmadığını unutmuştum bir süre.
Kafamı uzaklaştırıp sarıldım ona.
"Hava soğudu, hasta olmadan gidelim hadi evimize. Hasta olursan sana bakmam. "
Gözlerini kırpıştırırken ne de tatlıydı."Bizim mi? "
"Evet, benim evim senin de evin. "
"Ama benim bir evim var ki. "
"Bugün sadece benim evim var gibi davransak olmaz mı afi? "
"Olur. "Benim tek bir evim var, o da sensin. Senden başka hiçbir yer evim gibi hissettirmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yaralarıma çiçekler ek
Short StoryBazen bir insanın yaralarının sebebi olmak isteriz.