2 。*゚+

48 10 13
                                    

kendime geldiğimde kafamı sağ sola salladım. başım ağrıyordu.

- beklesene!

arkama döndüm. kirishima? etrafa baktım. burası okulun çıkışıydı. daha az önce birlikte akşam yemeği yiyorduk. telefonumu açtım ve kilit ekranına baktım.

23 Eylül, 19:21


bu ne demekti böyle? ben zamanda geriye mi gitmiştim? kendine gel, bakugo. sen de diğerleri kadar mal olamazsın.

kirishima bana yetişmişti.

- dostum, akşam yemeği için çok heyecanlıyım!

evet, kesinlikle ya aklım benle taşşak geçiyordu ya da ben gerçekten zamanda geriye gitmiştim.

en son neler olduğunu hatırlamaya çalıştım.

akşam yemeğinde deku'ya bir şey olmuştu. uraraka onla ilgili bir şey söylüyordu. ama lanet olsun dediği hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum. kötü bir şey olduğu belliydi. uraraka'nın ağladığını hatırlıyorum.

belki de aptalca şeyler yapmadan sadece neler olacağına bakmalıyım. belki sadece oturup deku'nun gelmesini beklemeliyim. hayır, belki harekete geçmeliyim. ne yapacağım hakkında hiçbir şey yoktu, lanet olsun.

kirishima elini yüzüme doğru sallıyordu.

- huhu? kimse orada mı?

irkildim ve saçmalamamaya çalışarak konuşmaya başladım.

- altı üstü dalmışım, gerizekalı.

- bugünkü yemek için heyecanlısın, değil mi?

- beleş yemeğin tadı daha güzel olur derler.

siktir, bunu yüksek sesle söylemiştim. saçmalamama konusunda efsanesin, bakugo. teşekkürler, bakugo


saate baktım.

19:43


deku'ya her ne olduysa gerçekleşmesine yedi dakika var.

elimdeki çubukları masaya bırakıp ayağa kalktım. ben ayağa kalkınca kirishima ne oluyor dercesine bana baktı.

kafamı kapıya çevirdim. yedi dakikada orada olmalıydım. koşarak kapıdan çıktım. kirishima arkamdan bana sesleniyordu.


siktir, bir dakika vardı. daha da hızlandım. hayatımda merdivenleri hiç bu kadar hızlı çıkmamıştım.

kapıyı çalarken bir yandan da zile basıyordum. açmıyordu. kapıya omuzumla vurmaya başladım. lanet olası şey, açılmıyordu.

elimi kapıya doğru doğrulttum. patlama adeta kapıyı uçurmuştu.

- deku!

ne yapıyordu bu pislik? en sonunda gözüm önümdeki açık balkon kapısına kaydı.

balkondan aşağı düşen bedene baktım. başıma ağrı saplanmıştı. karnıma yumruk yemiş gibi oldum. balkonun demirliklerine doğru koştum. bir yandan deli gibi adını haykırıyordum.

balkondan aşağı baktım. gülümsüyordu ve gözyaşları adeta yağmur damlaları gibi onunla birlikte düşüyordu. ağlamaya başladım.

- DEKU!

merry-go-round of life ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin