Yine ve yine bu saçma insanların bulunduğu köyde olmak canımı çok fazla sıksada mecburen bu insanlara katlanmak zorundaydım çünkü bu insanlar sayesinde harçlığımı kazanıyorum .Yani kısacası babamın yaptığı mesleği yaparak para kazanıyorum.
Balıkçılık!
Her gün sabah erkenden kalkıp sahile gidiyorum ve küçük teknem ile denize açılıp ağımı atiyorum.Saat on bir gibi ağımı geri topluyorum .sonrada topladıklarım'ı satmak için dükkana götürüyorum ve ardında o hiç görmek istemediğim insanlara topladığım balıkları satarak para kazanıyorum.-aslında bunu yapmak zorunda değilim .Dedem oldukça varlıklı biri .Ama balık satma işi bende hobi haline geldi ve ayrıca kendi harçlığımı çıkarmak hoşuma gidiyor.-sonra ise her zaman yaptığım gibi küçük tekne'me binip denizde dolaşıyorum ve ardından gün batımını izleyip eve dönüyorum.Eve geldiğimde ise dedemle beraber akşam yemeğimi yiyip yatıyorum.Yani kısacası her günüm böyle geçiyordu takı bu güne kadar...Öğlen balıkları satmak için dükkana doğru yol almaya başladım. Dükkanın önüne geldiğimde kapının demirine sıkıştırılmış bir zarf gördüm.Zarfi elime aldım ve kime geldiğini öğrenmek için arkasını çevirdim.Arkasinda "Hazan AKSOY" yazısını görünce bir ana duraksasamda daha sonra bunun Orkun ve arkadaşlarının işi olabileceğini düşündüm ve zarfı attım.Tezgahi kurdum ve beklemeye başladım.Her ne kadar bu zarfı Orkun ve arkadaşlarını gönderdiğini düşünsem de aklım hala zarfta ve o zarfta ne olduğunu merak ediyorum.
En sonunda merakıma yenik düştüm ve zarfı çöpten aldım.zafi açtığımda ise içinden bir fotoğraf çıktı .fotoğrafta daha önce hiç görmediğim bir kadının yeni doğmuş küçücük bir bebek vardı. Bu benim küçüklüğümde çok benziyordu fakat bu kadın kim?Sonra fotoğrafın arkasını cevirdim.
"FOTOĞRAFTAKİ KADININ KİM OLDUĞUNU ÖGRENMEK İSTİYORSUN SAAT 2'DE SAHİLE GEL!"
Bu da ne şimdi ? bu kadın da kim? Bu adam beni nereden tanıyor ? Ve en önemli soru bu zarfı bana kim gönderdi ?
"Kızım ! Hazan." Beni bu düşüncelerden kurtaran kişi Semih amca oldu.-semih amca benim ikinci babama gibidir. Babamın ölümünden sonra bana destek olan en zor zamanlarında her zaman yanımda olan biridir-"Efendim Semih amaca. Bir şey mi oldu?"
" Hayır kızım, bir şey olmadı . Uzun zamandır sana sesleniyorum,sende ses gelmeyince bir şey oldu sandim"benim için çok endiselnmis bunu yüzünden anlayabiliyorum"Hayır!hayır Semih amaca bir şey olduğu yok. Sadece uykusuzum biraz o yüzden seslendiği duymadım." O ana aklıma gelen ilk yalanı Semih anavatanı söyledim ve fotoğrafı arkama sakladım .bu söylememle içi rahatlamış olmalı ki sadece başını saklamakta yetindi ve tezgahin arka tarafına gecti.Semih amaca tezgahin arkasına geçince aklıma zarfı arkasında yazanlar geli ve direk olarak saate baktim.daha iki'ye üç saat vardı ve sahile gidip gitmeme konusunda tereddütlerim var. Oyuzden ne yapacağımı bilmiyorum?...
3 SAAT SONRA
3 saat ne ara geçti bilmiyorum ama o üç saat boyunca aklımda hep zarfın arkasında yazanlar vardı .
"FOTOĞRAFTAKİ KADININ KİM OLDUĞUNU ÖĞRENMEK İSTİYORSAN SAAT 2'DE SAHİLE GEL!"
Bu konuyu üç saat boyunca düşündüm ve en sonunda gitmemeye karar verdim."Hazan!kızım ,bugün pek iyi görünmüyordu o yüzden sen eve git ve biraz dinlen, buraları ben hallederim sen merak etme."Semih amcanın bunu söylemesini ardından duraksadım. Gerçekten o kadar kötü mü gözüküyorum?
"Hayır Semih amca bir şeyim yok benim . Sadece uykusuzum biraz okadar. Buda okadar önemli değil .yani kısacası ben hiç bir yere gitmiyorum . Ben burada kalıp sana yardım edeceğim sonra günlük rutinimi tamamlayıp eve gideceğim işte tam da o zaman senin dediğin gibi tam anlamıyla dinlenecegim!"dememle beraber Semih amaca kaşlarını çattı ve sert bir ses tonuyla konuşmaya başladı "bak,Hazan!şu anda Semih amcan olarak değil,ikinci bir baban olarak soyluyorum.Hemen şimdi eve gidip dinleniceksin ve yarın daha dinç bir sekilde işe geleceksin. Tamam mı? "