Eymen'den*
(Bölüme başlamadan önce şunu belirteyim; Bu hikaye gerçekleri değiştirerek yazılmış olduğu için kullanılan isimler dışında Tumblr hesapları da dahil olmakla bir kaç şey gerçekten esinlenerek yazılmıştır. Nickleri Tumblr'da aratırsanız ben ve Kankamın hesabı çıkar)
Hayatım lanet olası okul tehlikesi ile yeniden karşı karşıyaydı. Ne kadar sıkıldığımı bir ben bilirim bir de her gün okula ettiğim küfürlere şahit olan odam. Hayattan sıkılmış bir şekilde bir kaç ay önce açtığım tumblr hesabıma girdim. Girdiğim an "önerilenler" kısmında nicki benim kullandığımın kız versiyonunu gördüm. Gördüğüm gibi önce sayfasına baktım. Pek bir şey paylaşmamıştı. Sonra nereden estiği belli olmayan bir cesaretle kıza yazmaya karar verdim.
Bu çok riskliydi benim için. Çünkü genellikle kimseyle konuşmayı sevmezdim. Bir çoğu kaba, sadece kendini beğenmiş bir ukala oluyordu.
Mesaj bölümüne tıklayıp yazmaya başladım.
-buadambirhic;
~İsimlerimiz ne kadar da benziyor öyle değil mi?
-bukizbirhic;
~Ah, biraz öyle olmuş (:
-buadambirhic;
~Biraz mı?
-bukizbirhic;
~Oh pekâlâ baya baya benziyor.
-buadambirhic;
~Her neyse tanışalım mı bukizbirhic?
-bukizbirhic;
~Tabii tanışalım buadambirhic ben Ekim sen?
-buadambirhic;
~Eymen ben de memnun oldum Ekim.
-bukizbirhic;
~Ben de Eymen görüşürüz yatmam gerek.
Tam o sırada cevap verip vermemek arasında kaldım. Ve cevap vermemeyi seçtim. Az önce söylediğim gibi hem insanlarla iletişimim çok kötü, hem de konuşmayı sevmiyorum. Telefonumu daha fazla beni oyalamaması için kapatıp kitaplarımın başına yöneldim. Her ne kadar da okuldan nefret etsem de, kazanmalı olduğum bir tıp fakültesi var.
Sabah erkenden bir çok kişinin zorluk çekerek uyandığı gibi uyanmadım. Kalkar kalkmaz hemen bir kaç esneme hareketi yaptıktan sonra rutin işlerimi halletmeye başladım. Zamanım olduğu için acele etmeden giyiniyordum. Açık mavi rengindeki kot pantolonumun üstüne beyaz üzerinde "Melody" yazan t-şörtümü giydim. Kesinlikle bana boldu bu t-şört amabol severim.
Çantamı aldıktan sonra aşağıya indim ve işe erkenden gitmemiş olan aile bireylerim ile kahvaltı ettim. Ama bu sefer sakin değildim. Yemek beni çıldırtıyor ve istemsizce hızlı yiyorum. Bu da bana bir az daha zaman kazandırmış oluyor.
Evden çıkarken koku konusuna çok dikkate ettiğimden parfüm faslı uzuyor. Bildiğiniz parfüm banyosu yapıyorum.
Evden çıkarken almayı unuttuğum bir şeyin farkına varıp hemen odama dönüp aldım. Tabii ki bu benim vazgeçilmez kulaklığımdı! Kulaklıklarımı takıp yola koyuldum. Okul pek de uzakta olmadığından rahatça yürüyordum. Tam yürürken minik bir şeye çarptığımı anladım. Nasıl düşüncelere daldıysam bu efsane koyu kahverengi gözlerin sahibini göremedim.
"Özür dilerim. Önüme bakmıyordum" diyerek mahcup bir ifadeyle yüzüme baktı. O an gülmemek imkansız olduğu için gülmüştüm. Ve ardından "Sorun değil." demiştim. 'Neden gülüyorsun mal' demesin diye içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayallere Hoş Geldin/Eymen/
Teen FictionKesinlikle gerçekti bu! Ona karşı olan sevgim gerçekti. Her ne kadar onu gerçekte görmemiş olsam bile, hayatımda rastladığım en harika arkadaş kendisi. Belki bir gün Paris'e gidip, hayal kurduğumuz gibi dondurma yerdik, Onunla birlikte lunaparka gid...