İnsan bazen ağlamak ve güçlü kalmak arasında uzun zaman kararsız kalır ya..
En sonunda ya ağlarım yada güçlü kalmak için direnmeye devam ederim.Fakat bu çıkmaz esnasında her şey zor geliyor, her şey koca bir fil ağırlığında çöküyor yüreğime, kaldırmak güçsüzleşen bedenimde iyice zorlaşıyor.İyi şeyler düşünüyorum, sadece bir kaç saniyeliğine iyi geliyor.Halbuki ben hayat zincirlerimi yağlamak, paslanmamasını sağlamak istiyorum. Peki bu nasıl olacak? Ağlayıp tüm gücümü kaybetmek mi yoksa gücüm tükenene kadar devam etmek mi ? Aslında ikiside aynı çıkmazda. Fakat şu an gücümü kaybetmek gibi bir seçeneğim yok çünkü duygularımın derslerimi etkilemesini istemiyorum. Devam edersem en azından biraz zaman kazanmış olurum. Bir yandan da değer verdiğim şahsın davranışları bu hazin durumda daha çok hassaslaştırıyor yüreğimi. Ona anlatmak istiyorum her şeyimi, düşününce iyi bir fikir gibi geliyor.Fakat bir süre sonra kaçıp hiç iyi fikir değilmiş gibi kayboluyor ruhumun önünde. Anlatırsam ne olacak diye düşünüyorum.Başkalarına duvarlarımı yıktırsam ne olacak ? Hem bana acımalarına hem de ellerinden bir şey gelmediği için üzülmelerine neden olacağım. Bu berrak mutsuzluk akşamında başkalarını da katıcam akıntıma. 'Ne gerek var ki buna , kendim de çözebilirim' derken diğer yanım isyan ediyor mesela. "Meşalesinde kalbimi yakıyorum hayatın." Acizliğin ıssız sokaklarında yalınayak yürüyorum bu genç yüreğimin çalkantılarıyla. Belki bir refakatçi güzel olur diyorum acıma, sonra tekrar geliyor bir yalnızlık isteği. Artçılar yavaş yavaş kökünden oynatıyor duygularımı ve ardından büyük çöküş. Bu hep böyle değil midir zaten? Bir süre sonra da hissizleşiyor insan.Çünkü enkazları yeniden onarmak zaman ve enerji istiyor.Ne tesadüf ki hissetmek de enerjisiz olmuyor. İşte burda yine o giriyor devreye. Bana değer verenden alıyorum enerjimi. Bu kısmen bir enerji döngüsü.Dökmek istiyorum ona içimi ama ne tür bir şeyedir verdiğim bu tepki onu da bilemiyorum artık. Her zaman iyi olmuyor aramız.Emek verilen şeyleri kökünden sökmek de hiç olmuyor. Sonradan pişman olacağından emin olamamaksa en kötüsü.. Ben söylemeden o anlasın istiyorum.Ya da hiç olmasın. Çıksın hayatımdan pişman etmeden.Unutulsun tüm anılar. Yanlış zamanda tanıştık biz desin. Belkide kimseyle tanışmamalıydım.
Aramız kötü oldukça sorun oluyor.Sorunlar çıktıkça başka sorunlar düşünülüyor.Ne çok şey varmış hayatımda ters giden diyor insan.Çünkü belli bir sınıra kadar fark edilmiyor.Hayat gayet güzel gidiyor, ta ki sorun sınırı aşılıncaya kadar.İşte o zaman anlıyor insan.Şimdiye dek kafaya takmadığı şeyler o zaman yıkıyor insanı.Üzüntü çukurunun içinde sanki bir bataklık oluşuyor o an.Dışarı çıkmasını daha çok engelleyen ise etrafında herhangi bir dal bulunmaması. İstemediği için de kendini ölüme sürüklüyor işte.Böylece yanıp gidiyor tüm aşklar.Dünyadaki her şeyi unutup depresyona giriyor insan.Sonuç .. mefta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yalnızlığın melodisi
General FictionArkadaşlar yazıyı duygusal olarak çok dolduğum bir zaman yazdım. Burda yayınlamamın sebebi de nasıl yorumlar alacağını merak etmem. Yazmaya yeni başladım benim için yeni bir deneyim.Genelde deneme yazarım hikaye hiç yazmadım.Umarım benimle aynı duyg...