Başlıkta da dediğim gibi ben orta büyüklükteki bir ofis binasında çalışan bir güvenlikçiyim.Şehir çok tehlikeli değil aslında.Ortalama diyebilirim.Neyse ama tüm bunlardan önce ya aklımı kaçırıyorum yada çok ama çok tuhaf bir şeyin ortasındayım.Birkaç gece önce patronum bana incelemem için bir güvenlik kaseti verdi.Görünüşe göre vardiyalı çalıştığımız diğer güvenlikçi işten ayrılmıştı ama bu olay biraz alışılmışın dışında gerçekleşmişti.Olayın öncesinde kimseye haber vermemişti.En son vardiyasının ortasında bir anda binadan ayrılmış ve o zamandan beride kendisine bir dahada ulaşılamamıştı.O aynı gecede binaya zorla bir giriş gerçekleşmişti. Çalınan veya zarar gören bir şeyde olmamıştı.Sadece girişteki cam kapı parçalanmıştı. Öncesinde içeriye gerçekleşen bu girişten haberim vardı ama diğer güvenlikçinin olayını bilmiyordum.Tuhaf biliyorum ama bu gerçekten de çok iğrenç bir iş o yüzden birinin böyle pat diye çıkması çokta şaşırtıcı gelmiyor.Patronum içeri girenlerin kimliklerini tespit etmemi istemişti."Polisler bunu yapmak için çok tembeller.Bu kasetlere bakmaları bile haftalar alır."demişti.Bu isteği beni sinirlendirmişti.Sonuçta fazladan iş vermişti bana ama üniversiteden mezun olamamak benim suçumdu.Kasetlere baktığım gece etraf sessizdi.Patronum evde bakmamı söylemişti.Göreve mani olmasın diye ama öyle yapmayacaktım tabi.
Gece 2 gibi nihayet kasetleri izlemeye başladım.Olaylara gelene kadar epey ileri sardırıyordum kasetleri.Eski güvenlikçi Chris saat 2:17 de elini kolunu sallaya sallaya binadan ayrılıyordu. Dahada tuhafı tüm eşyalarını da içeride bırakıyordu.Öylece yürüyüp çıkıyordu.Tamam diye düşündüm.Bazen sıkıntılar yaşanır.Saat 3'te gerçekleşen olaya kadarda izlemeye devam ettim.Hafif yapılı beyzbol sopalı maskeli bir adam ön kapıyı kırıyordu.Chris in ayrılırken kapıyı kilitlediğini bile sanmıyorum aslında.Yani hırsız boşu boşuna kapıyı ziyan etmişti.Aynı zamanda alarmda ötmemişti çünkü aslında bir alarmımız yoktu.Sözde giderleri kısıyorlar.Bu yerde çalışıyor olmam aslında bir mucize.Rastgele adamın biri binaya girip beni öldürebilir.Polisinde sabaha kadar ruhu duymaz ama tabi bu yine konumuzdan ayrı.
Hırsız görünümlü adam daha sonra binaya girdi.Bende onu takip etmeye devam ettim kameradan.Bu işlem biraz karışık ama sonunda onu 6.katta bulmuştum.Orada cebinden tel gibi bir şey çıkardı.Onu görünce içime bir ürperti girmişti çünkü bir insan cebinde bir teli birkaç sebepten ötürü taşırdı ve bir tanesi oldukça kötüydü.Koridordan ilerlemeye devam etti.Sanki bir amacı vardı yada takip ettiği birisi vardı ve ondan gizleniyordu.Bir süre sonra tam karşısındaki kapı açıldı.Hızlı bir şekilde tepki verip hem yan koridora kendini atıp saklandı.Kapıdan biri çıktı ve size şunu söyleyebilirim. Kapıdan çıkan adamı görmeye hazır değildim.Kapıdan çıkan bendim.Neredeyse bendim aslında çünkü kamerada gördüğüm kişi benden daha zayıftı.Elbiseleri bir deri bir kemik yapışmıştı üstüne.Ben ise hafif kaslı bir yapıdayım.Gerçi çok zayıf olduğum anlarda oldu.Öyle olunca bu halimi rahat tanıdım.O gerçekten de bendim.Benim kopyam beyaz ağır işlerde çalışanların giydiği bir ceket giyiyordu.Kutuplarda askerlerin giydiği gibi.Göğsünü kaplayan kırmızı bir çizgi vardı.Onun taze bir yara olduğunu anlamak için dedektif olmaya gerek yoktu.Çok yorgun görünüyordu.Kemikli elleriyle duvardan destek alıyordu ve çok kuvvetli bir şekilde soluyordu.Kopyam içeriye giren adamın önünden geçerken adam kopyamın üstüne atıldı ama sanki o tamda bunu bekliyor gibiydi ve şiddetli bir arbede yaşanmaya başladı.Kopyam çelimsiz görünüşüne rağmen eliyle adamı ittirmeyi başardı.Şimdi bir şey söylememe izin verin.Dünyada mümkünatı yok ben öyle dövüşemem.Askerlerin giydiği ceketle yakın dövüşte usta gibi davranıyordu ama ne olduğunu anlayabilmem için daha fazla bilgiye ihtiyacım vardı.Birkaç saattir kopyamla uğraşan adam sonunda kopyama sağlam bir tane indirdi ve kopyamın sendelemesine neden oldu.Bu fırsattan da hemen istifa edip teli çıkardı ve kopyamın boynuna doladı.Taki kopyam hareketsiz bir şekilde kalana kadar.Arbede bitmişti.Devamında olanlar ise ilginçti.Bedeni kopyamın çıktığı odaya taşıdı ve ardından kapıyı kapattı.Bugüne kadar kaydı sara sara izledim ama kimse çıkmamıştı,kimse girmemişti de.Şok olmuştum ama vardiyamın bitmesini beklemekten başka yapacak bir şeyim yoktu artık.Ertesi gün patronum ne bulduğumu sordu.Ona uydurma bir hikaye anlattım.Maskeli iki liselinin sırf eğlencesine kapıyı kırdıklarını söyledim.Düzgün bir alarm sistemi kurmadan da bu tarz olayların önüne geçemeyeceğimizi de ekledim.Patronumda bu alarm işini ayarlamaya çalıştığını söyledi ve mevzu kapandı.Şu an ise bu işi unutmamın akıl sağlığın için en iyisi olacağını düşünüyorum ama unutulması çok güç şeyler vardı gerçekten de.
Bir sonraki vardiyamda 6.kata kendi başıma bakmaya karar verdim. Odacıklarla dolu olduğunu biliyordum ama özellikle tek bir odaya bakacaktım.Kata vardığımda etrafta gezinmeye başladım.O yerin gerçekleştiği yerde neredeyse gerçek olmadığını hissedecek gibiydim.Hatta birkaç dakikalığına akıl sağlığımı mı kaybediyorum diye düşünmeden edemedim ama cevabımı halıdaki kan izini görünce aldım.Çok zor fark ediliyordu ama ne aradığımı biliyordum ben.Bu iz ya benim kopyama yada o gizemli adama aitti.Kopyamın çıktığı odayı bulabilmek için ilerlemeye devam ettim.Görüntüye göre sağdan 4. kapı olmalıydı.Kapı kolunu zorladım.Kapı kilitliydi. Sonrasındaysa muhtemelen işimden atılmama neden olacak bir şey yaptım ama kendi kendime o kasetleri biri izlerse o gene ben olacaktım diye telkin ettim kendimi ve kapıyı tekmeledim.Oda bir konferans salonuna açılıyordu ama tadilatta olan bir konferans salonuna.Etrafta boya tenekeleri,halılar ve kartonlar vardı.Sıra dışı bir şey yok gibi gözüküyordu ama olmak zorundaydı.İlk birkaç saat odada hiç işe yarar bir şey bulamadım.Odanın bir diğer çıkışı da merdivenlere açılıyordu.Gizemli adam muhtemelen burada kaçmıştı.Tam pes edip geri dönecektim ki masaların orada saklanmış bir şeye denk geldim.Bu bir çeşit cihazdı.Yani muhtemelen.Tam olarak ne olduğunu bilmediğim için bende size söyleyemiyorum.Çok küçük olmasına rağmen epey ağardı.Silindir şeklinde metal bir obje.Üstünde de birkaç tuş vardı. Hepsine bastım ama bir şey olmadı.Birde kurumuş kanlı bir parmak izi.Orada öyleye biraz durup cihazı anlamaya çalıştım ama beklenmedik bir ses beni tekrardan kendime getirdi tekrardan. Koridordan gelen ayak sesleri.Yaklaşan ayak sesleri.O an aklım başımda değildi.Bu gelenin kim olduğuna dair bir şeyler aklımdan geçti ama seçeneklerden hiçbiri iyi bir yola çıkmıyor hatta bir tanesi çok kötü bir yola çıkıyordu.Her türlüde merdivenlere doğru yöneldim.O metal şeyi de yanıma aldım.Vardiya bitimine kadar yani 5:40'a kadar binaya tekrar girmedim.Yeni takılan cam kapının hala sağlam olmasına şaşırmıştım ama koridordan ayak seslerinin geldiğine de emindim.Başka bir yol bulmuş olmalılar diye düşündüm veya ben aklımı kaçırıyordum.Şu an elimde hala o tuhaf cihazı tutuyorum.Bununla ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok ama başka bir şeyden eminim.Oda Chris'i ziyaret edecek olmam.O eski güvenlikçinin bildiği bir şey mutlaka vardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Geceleri Çalışan Bir Güvenlikçiyim ve Kendi Ölümümü İzledim
Mystery / ThrillerKendisine tıpatıp benzeyen bir adam gören birisinin maceralarını anlatan güzel bir hikaye serisidir.