Beden dersini her zaman sevmişimdir. Belki tam olarak atletik bir bedene sahip değildim ama okul döneminden sonra yapmak istediğim kesin bir şeydi. Buna rağmen iri yarı, uzun bir yapım vardı ve bu derste en azından herkesten çok daha iyiydim
Bay Tomlinson'u o halde gördüğümden beri yani yaklaşık dört gündür hayret içindeydim. Sorun gay olması değildi böyle sert bir adamın içinde tatlı ve arsız bir kedicik olduğunu fark etmek şok olmama sebep olmuştu
Tanrı aşkına sürekli aklıma gelip duruyordu. Dar eşofmanın içinde olan dolgun poposunu sıkan adamın yerinde olmak isteği sürekli aklımdaydı ve geceleri onu en arsız düşüncelerimden atmak çok zordu. Üstelik gerçek poposunu bile görmemiştim!! İşin en garip yanı onu böyle hayal edemiyor olmamdı. Evet adama karşı çok arsız ve seksiydi ama seks sırasında nasıl olduğunu düşleyecek kadar hayalperest değildim. Sonuçta Bay Tomlinson her zaman sert olandı ve sevişirken de hakikaten bu kadar sert mi yoksa tatlı mı olurdu bilemiyord-
Of ne düşünüyorum! Adam sanki benimle sevişecekmiş gibi düşünmem saçmalıktı. Onu aklımdan çıkarmalıydım sadece beden öğretmeniydi o kadar
"Hey koca adam çok dalgınsın"
Brad'in sesiyle kendime geldim."Evet evet iyiyim"
Annemin bize hazırladığı sandviçleri mutfağımızda yerken dalmıştım. Onu düşünmekten kendimi alamıyordum bir türlü"Gidiyor muyuz artık?"
"Evet bekle"
Lokmalarımı bitirdim. Okulun Fransa'ya gezisi vardı ve biz de keyifle kabul etmiştik. Kış tatilim daha iyi geçemezdi
*
Buz gibi Fransa havası hücrelerime işlerken ellerimi montumun cebine soktum. Bay Tomlinson diğer iki öğretmenle birlikte önümüzde yürüyordu ve her yürüyüşünde gözüme takılan kalçaları mideme kramp gibi yayılıyordu. Daha önce ona bu gözle hiç bakmamış olsam da gördüklerim yüzünden sürekli onu seyredesim geliyordu
"Çocuklar odalarınıza yerleşebilirsiniz. Kartlarınız da bunlar, hadi bakalım çabuk olun, hadiii!"
Edebiyat öğretmeni Bayan Fisher aceleyle bizi odalarımıza yollamaya çalışıyordu. Ben de zaten yorgunluktan ölmek üzereydim. Kendimi odaya atmaya hazırlanıyordum ki Bayan Fisher beni durdurup elime kağıt tutuşturdu
"Harris al bunu Bay Tomlinson'un odasına götür. Koridorun sonunda seksen iki numaralı oda"
Telaşla yanımdan ayrılırken omuzlarımdaki iki çantayla kalakalmış ardından ona bakıyordum. Çantaları Brad ve Sam'le paylaştığım odaya fırlatıp denilen odaya yürüdüm ama kapının açık olduğunu fark etmem uzun sürmemişti. Kapı eşiğine halının potluğu takılmıştı. Yine de birkaç kez tıklattım ama ses yoktu
Yavaşça içeriye girdim. Banyodan gelen su sesiyle onun burada olduğuna iyice ikna olmuştum. Kendimi odanın manzarasını izlemekten alıkoyamadım. Eyfel Kulesi ışıldayarak önümüzde duruyordu. Şanslıydı. Çift kişilik bir yatak ve özel döşenmiş bir odaydı. Öğretmenler para harcamasını iyi biliyordu
"Burada ne işin var?"
Bay Tomlinson'un sesiyle ona döndüm. Şaşkın bakışlarla bana bakarken benim gözlerim durumun ne kadar riskli olduğunu önemsemeden bedenini izlemeye kaymıştı. Küçük göbeği ve göbek deliği havluya inen damlalarla parlarken sertçe yutkundum. Ona bakmam gerektiğini fark ettiğimde yanaklarının kızarmış olduğunu gördüm, lanet olsun, çok seksiydi
"Be.. ben-" Ugh, cümle kurmamı engelliyordu! Boğazımı temizledim "yani bu kağıdı Bayan Fisher size vermem gerektiğini söyledi"
Bana göre küçük olan elleriyle kağıdı aldığında istemsizce ondan bir adım geriye kaçtım. Kaçtım çünkü mükemmel kokuyordu ve küçük kasları ve minik göbeğiyle önümde böyle dikilirken- ah siktir
"Yoklama kağıdıymış"
Bakışlarını bana çevirince yutkundum. Kızaran elmacık kemikleri ve bana bakamayan, duştan dolayı ıslanmış mavi gözleriyle içim titriyordu. Bu adamın o sert Bay Tomlinson olduğunu kimse bana ispatlayamazdı. Onu sarıp her bir tatlı noktasına dokunmak için yanıp tutuşuyordum. Küçük kaslı kollarına minik göbeğine kalçalarına dudaklarına, her yerine! "teşekkürler Harry. Çıkabilirsin"
Ergenlikten çıkamamış fonksiyonel hormonlarımı da alıp odadan çıktım. Kalbim gürültülüydü ve küçük Harry her bir saniye daha da büyüyordu. Kendimi odaya atar atmaz banyoya girdim ve...
Evet. Yaptım. Bana alttan baktığını, o adama yaptığı gibi dişlerini alt dudağına geçirdiğini düşledim. Sessizce boşalırken dudaklarımdan onun adı dökülüyordu