no scars to your beautiful, taekook

1/1

birileri okur mu bilmiyorum fakat belirtmek istedim taehyung 19, jeongguk 17 yaşında

  ekim aynın güzel bir gecesinde jeongguk, komşusu olan sevgilisinin göğsüne alnını yaslamış onun yatağında uzanıyordu. bir süre sonra taehyung hafif geri çekilmiş battaniyeye sarılı bedenin üzerine ağırlığını vermeden bırakmıştı kendisini. sevgilisine daha yakın olmaktı amacı. ancak o bunu yapar yapmaz jeongguk üzerindeki battaniyeyi gözlerinin altına kadar çekmiş, sıkı sıkı kavramıştı parmaklarıyla. dört aydır süren ilişkileri boyunca jeongguk böylesine yakın olmaktan kaçınmış, taehyungsa çekindiğini düşünerek onu rahat bırakmıştı ama şimdi anlıyordu neler olduğunu.

  "jeongguk" diye mırıldandı. jeongguk bakışlarını ondan kaçırıyor tavanda gezdiriyordu. "jeongguk" tekrarladı taehyung. "aşkım...bakar mısın bana?" jeongguk'un gözleri doluverdi, bakışlarını ürkekçe erkek arkadaşına çevirdi. "kızdın mı bana?" sesi kısık çıkmıştı küçük olanın. taehyung'un gözlerinde öfke aradı fakat bulamadı. aksine şefkat barındırıyordu bakışları. jeongguk'un sözleriyle minik bir tebessüm belirdi dudaklarında. "başlarda benden çekiniyorsun sandım jeongguk. alışmanı bekledim ama şimdi anlıyorum. sen benden çekinmiyormuşsun sevgilim, sen kendinden çekiniyormuşsun. güzel yüzündeki birkaç kırmızı noktadan mı çekiniyorsun yoksa? bilmiyor musun onların senin güzelliğinden hiçbir şey eksiltemeyeceğini?"

  dolu gözlerinden yaşlar şakaklarına akmaya başlamıştı jeongguk'un. "hyung..." dedi ancak devamını getiremedi, boğazından sesli bir hıçkırık koptu. "hyung, bana böyle yakından bakmanı is-istemiyorum. istemiyorum çünkü utanıyorum, senin kusursuzluğun karşısında yetersiz hissetmekten alıkoyamıyorum kendimi." titrekçe bir nefes çekti sözlerinin bitiminde.

  "jeongguk açalım mı şu battaniyeyi güzelliğim, hm? açalım ve anlat bana neden benden kaçındığını" jeongguk tereddütle battaniyeyi sıkarken taehyung destek vermek istercesine elini sevgilisinin elinin üzerine koydu. bakışlarındaki merhamet eksilmemiş, tebessümü silinmemişti. saf sevgiyi görebiliyordu jeongguk gözlerinin içinde. ellerini yavaşça indirdi küçük olan, "bak..." dedi titreyen sesiyle. "görüyor musun sivilcelerimi? burnum da kocaman zaten. şu yara izine bak, hepsi kusur bunların." diye fısıldayıp hafifçe yana çevirdi yüzünü. taehyung beklememiş dudaklarını bastırmıştı minik izin üzerine. yumuşak öpücüğünü bırakıp çekildiğinde jeongguk'un gözyaşları durulmuştu. "güzel sevgilim benim, kusursuz bebeğim nasıl düşünürsün bunları? jeongguk aşığım ben sana. sen olduğun için aşığım, kalbine aşığım. olduğun gibi güzelsin sen. bundan dolayı böyle endişeliysen birkaç nokta eksiltemez senin güzelliğini. öyle güzelsin ki... her parçana aşığım, bilmiyor musun?" sözlerinden sonra birkaç damla daha yaş akmıştı küçük sevgilisinin gözlerinden. "biliyorum hyung, bilmez miyim hiç?" ben de sana aşığım çok seviyorum seni. aşkımsın sen benim, güzel aşkımsın." taehyung kocaman gülümseyip yaklaşmış jeongguk'un yüzünün her bir yanına öpücüklerini kondurmuştu.

   "nasılsın? rahat mısın biraz daha şimdi?"
"evet, evet sevgilim çok teşekkür ederim. kaçmak yok bundan sonra." demişti güzel gülümsemesiyle. "söz de vereyim mi?" taehyung kafasını sallamış serçe parmağını uzatmıştı sevgilisine. jeongguk parmaklarını birleştirmiş, sözü de baş parmaklarıyla mühürlemişti. o gece taehyung öpücüklerini jeongguk'un yüzünden eksik etmemiş, o kollarının arasında beline sımsıkı sarılmış hâlde uyuyakalıncaya dek öpmüştü küçüğünü.