Allahım bana verdiğin şu işe yaramaz beyni ne zaman alacaksın? Biri bana yardım etsin artık yoksa kendimi öldüreceğim!
" Hadi, hadi, hadi, hadi, hadi..." Bilmem kaçıncı kez 'hadi' diyerek ilahi bir güç beklesemde malesef bende o kadar şans yok. Saatlerdir uğraşıyorum ama hala gerekli notayı bulamadım!
" Nefes! Gel buraya kızım. Seni bekliyoruz burda haydi, haydi. Çabuk! "
" Geldim anne. Bekleyin!"
Son bir deneme daha! Bu sefer belki şu içi boş kafam gerekli notayı bulabilir. Yoksa bu benim bitişim olur. Acilen şarkımı bitirmem gerekiyor artık. Son iki günüm kaldı. Sesimi şarkıya uydurabilmek için gerekli notayı bulmam gerekiyor. Yaklaşık aralıksız dört saattir çalışıyorum ama maalesef hala şarkıyı kusursuz kılamadım!
" Nefes! Haydi diyorum sana! Kızdırma beni oraya gelirsem neler olur biliyorsun. Baban seni bekliyor kaç saattir. "
" Offf. Geldim anne geldim! Bir durmadınız yiyin yemeğinizi işte bensiz. "
Hem merdivenlerden iniyor, hemde söyleniyordum. Hayır anlamıyorum ki. Bir kerede bensiz yeyin şu yemeği. Yiyemiyorum ki zaten boş boş oturuyorum!
Merdivenin son dört basamağından atladım ve ayağımın altındaki zonklamayı umursamadan yemek odasına dalış yaptım. Herşey yolunda gibi görünüyor. Herkes kendi halinde takılıyor sanırım. Kimse bana bakmaya tenezzül bile etmedi çünkü. Kabarık sandalyelerden birini çekip masaya oturdum ve çatalımla oynamaya başladım. Babam okuduğu spor gazetesini masanın çatal-kaşık bulunmayan köşesine bırakıp bana döndü.
" Eee kızım nasıl gidiyor?"
Sıkıntılı gibiydi biraz ama bize belli etmemeye çalışıyordu. Muhtemelen yine şu yurt dışından gelen pilotlarla sorun çıkmıştır diye düşünerek kafamı boş tabaktan kaldırdım. Bir yandan babama cevap verirken bir yandan tabağımı doldurması için anneme verdim.
" Iyi gidiyor baba işte. Dersler falan uğraşıyorum. Yeni bir şarkı var Baran'la onu çalışıyoruz. Iki gün sonra şarkımı Reşat Abiye vereceğim. Onun için hazırlanıyorum. Son notayıda buldum mu tamamız inşallah. "
Gözlüğümü düzeltip yemek dolu tabağımı annemden aldım ve tekrar oynamaya başladım. Diş tellerimden dolayı çok fazla yemek yiyemiyorum ve akşam yemrklerini genellikle geçiştiriyorum. Çok yemek yemeyi seven bir insanda değilim zaten iki-üç hafta yemek yemesem acıkmam.
" Son nota ne üzerine peki? Çok zorlamışa benziyor seni. Sadece iki günün mü var?"
Burnumdan kayan gözlüğü üçüncü defa düzeltip başımı önüme eydim. Evet bu şarkı benim için cideen önemliydi. Ilk defa Reşat Abi beni eğitmek yerine eleştirecekti. Müzik stüdyosunda herkes şarkı yazardı ve her ay bunları değerlendirirdik. Daha doğrusu değerlendirirlerdi. Asıl heyecanımda bundan dolayı. 17 yaşına yeni bastığım için mantık olarak 'bağımsız öğrenci' kimliğimi yeni aldım. Eleştirilerde sadece bağımsızlar arası yapıldığı için bu benim ilk eleştirim olacak. 17 yaşından büyük her müzisyen bağımsız kimliğini alır, bağımsızlar stüdyoda büyük yer sahibidir. Daha çok stüdyonun varileri olarak görüldükleri için sürekli birbirleri ile yatıştırılırlar. Bende artık bir stüdyo varisi olduğum için bu ay yapılan eleştiriye katılacağım. Şarkımın son notası eksik ama benim sadece iki günüm var!
"Eleştiri üzerine baba. Ilk eleştirimi yapacaklar. Artık bağımsız kimlikli olduğum için her ay diğer müzisyenlerle yarışacağım. Şarkımın bitmesi için uyumlu son bir notaya ihtiyacım var. Ne yaparsam yapayım maalesef doğru melodiyi tutturamıyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notaların Nefesi
Teen FictionHepimizin kendi içinde bir dünyası daha vardır. Herkes bu iğrenç yerde yaşıyor olamaz sonuçta. Belkide hepimiz aslında bu dünyada sadece birer ruhtan ibaretizdir. Kendi dünyamızda herşeyin sahibi. Çikolatalarla dolu bir krallık mesela veya bir sürü...