Sabah biricik cadımın üstümde zıplamasıyla uyandım. Bir kerecik olsun rahat rahat güneş ışıklarıyla süzülüp film oyuncuları edasıyla uyanamayacakmıyım ben?
" Uyan, Nefes uyan artık hadi! Sana uyan dedim!"
Gözlerimi açmadan yanımdaki yastığı dizlerine fırlattım ki düşebilsin ama malesef küçük cadı kendini benim üstüme bıraktı.
" Ahh! İmge kalkarmısın? Nefes alamıyorum! "
Üstüme biraz daha yapılıp yastıkla boğmaya çalıştı. Sen nasıl bir yaratıksın acaba? Bu kız kesinlikle benim arkadaşım olamaz!
" Dün erteledin ama bugün olmaz küçük hanım! Hemen Baranla olanları anlatıyorsun!"
Baran deyince tekrar içimi dün geceden beri beni yanlız bırakmayan kötü his kapladı. Hayır anlamıyorum ki beni burda öylece nasıl yanlız bırakabilir?
" Senden kurtuluşum yok öyle değil mi? "
Bir umut gözlerinde 'sen bilirsin' ışığı aradım ama nafile. 'İlla anlatacaksın' diyor başka da birşey demiyor.
Derin bir nefes aldım ve akşam yemeğinden bize gelişine kadar herşeyi, en ayrıntılı biçimde anlattım. Biraz durup düşündükten sonra bağırmaya başladı.
" Ne demek Baran gidiyor?! O aptal herif bana haber vermeden nereye gidiyor acaba? Ben senin 5 yıllık arkadaşın olduğum kadar onunda 5 yıllık arkadaşıyım! Ama beyimiz bana anlatma zahmetine bile girmemiş anlaşılan! "
Benim sanki hiç derdim yokmuş gibi birde İmge çıktı başıma! Ben kıza neden ağladığımı anlatayım, o ise sadece abimin neden ona birşey anlatmadığına takılsın! Vay be.
" İmge sen istersen git hadi. Bak bu gecede burda kaldın annen kızmasın. Benimde nota çalışmalarım var, onları halletmem gerekiyor. Yanımda canın sıkılır, haydi iyi günler. "
Konuşurken biryandan da onu odadan dışarıya atıp sakin bir düşünme ortamı yarattım. Aşağıdan söylenmelerini duysamda kapıyı açmadım ve çalışma masasının üstündeki kağıtları topladım. Şarkıma çalışmam gerekiyordu. Yarın Reşat Abi şarkımı eleştirecekti!
Yaklaşık on dakika boyunca İmgenin hala aşağıda olma ihtimaline karşın müzik dinleyerek uzandım ve gittiğine kanaat getirip odadan çıktım. Işin kötü tarafı ise istesemde istemsemde Baranla konuşmak zorundaydım. Bassı o ayarlıyordu ve ritim olmadan asla bu işi halledemezdim. Baranın odasına doğru yürürken düşünmeye başladım.
O nasıl olurda beni öylece yarı yolda bırakıp gitmek isteyebilirdi ki? Bugüne kadar şarkılarımın çoğunu onunla yazmıştım ve bundan sonrasında da ona ihtiyacım vardı. Herkesin ona ihtiyacı vardı. Babam büyük bir şirkette CIO gibi saçma sapan bir iş yapıyordu ve eve genelde pek uğrayamıyordu. Bize bu yüzden hep Baran gözkulak olmuştu. O giderse biz n'apardık?
Odanın kapısının önüne gelince duraksadım. Tekrar tekrar kafamı boşaltıp içeriye daldım. Ama hiç beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım. İmge ve Baran sarılmışlar ve İmge ağlıyor?
Kapıyı direk açınca ikiside bana döndü ama pozisyonlarını hiç bozmadılar. Ben onlara şaşkınca bakarken Baran gülümseyip benide kolunun altına çekti. Ona değer değmez gerçek abinin verdiği güven kokusu içime doldu ve istemeden bende göz yaşlarımı bıraktım. Sözde çok güçlü bir insanım! Görüyoruz ne kadar güçlü olduğumu!
" Bakın kızlar kendinizi üzmenizi istemiyorum tamam mı? Yaz tatillerinde illaki geleceğim zaten. Neden kendinizi bu kadar üzüyorsunuz? Siz üzüldükçe bende üzülüyorum. "
Burnumu derince içime çektim ve bütün mukus tabakamı yuttum. Ağzıma gelen iyrenç tada aldırmadan konuşmaya başladım.
" Seni seviyoruz da ondan! Sen gidersen biz n'aparız Baran?! Annem boşta kalır, ben boşta kalırım, İmge boşta kalır... Biz sensiz nasıl yaşarız ya?"
Iyice sarıp sarmaladı bizi. Biraz daha kollarının arasında ağladıktan sonra İmgeyi yolculadık ve yarın için çalışmaya başladık.
&*&*&*
Kafamı dikleştirip stüdyoya doğru yürüdüm. Dün gece yarısına kadar şarkıya çalışmıştık ve sonunda gerekli olan notayı bulmak yerine şarkıyı düzenleyip nota eksikliğini kapatmıştık. Bugün Reşat Abi şarkımı dinleyecekti sonunda. Pek heyecanlı değildim ama korkuyordum.
Kapıdan içeri girdiğimde herkes bana bakıyor gibi hissetsemde takmadan Reşat Abinin odasına girdim. Oda boştu ve bağımsızların şarkı dosyaları masanın üstündeydi. Bende kendi şarkımı masanın üstüne koyup odadan çıktım.
&*&*&*
Gün içinde birkaç defa heyecan patlaması yaşadım ve ölmedim! Harika! Derslere girip çıktıktan sonra eve otobüsle dönmeye karar verdim ve durağa yürüdüm.
Otobüs durağına varır varmaz benim otobüsüm geldi. Evren benim tarafımda. Kıyamet yaklaştı, tanrı bizi kutsasın!
Hızlıca otobüse binip kulaklıklarımı taktım. Yol boyunca duraklardan binen insanları izleyip evin hemen önündeki durakta indim. Evet çok şanslıyım. Evimizin önünde durak var!
Cebimden anahtarları çıkarıp eve girmemle gözlerimi belertmem bir oldu. Baran karşımda elindeki bavullarla annemgili öpüyor! Buda ne demek şimdi?! Bukadar erkenmi gidiyor yani?
Baran eve girdiğimi fark edince bana döndü ve gülümsedi. Gülümsedi?! Hemde böyle bir zamanda! Harika?!
" Gidiyormusun?"
O kadar sinirlenmeme rağmen güçsüz çıkan sesime lanet okurken Baran küçük bir kahkaha attı. Neler oluyor böyle!?
" Gitmiyorum minik gurbağam. Gidiyoruz. Ikimiz birlikte!"
Istemsizce ağzımdan çıkan 'anan!' sözüne karşı koyamadım. Nasıl yani? Buda nedemek oluyor şimdi...
Yeni bölüm geldiiiiii!!! Oleyy! Diğer bölümlerde görüşmek üzereeeee!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notaların Nefesi
Teen FictionHepimizin kendi içinde bir dünyası daha vardır. Herkes bu iğrenç yerde yaşıyor olamaz sonuçta. Belkide hepimiz aslında bu dünyada sadece birer ruhtan ibaretizdir. Kendi dünyamızda herşeyin sahibi. Çikolatalarla dolu bir krallık mesela veya bir sürü...