Mehmet ilk defa vücudunu bu kadar yorgun ve bitkin hissediyordu. Elini kaldıracak hali yoktu . Gözlerini açmak istiyordu ama sanki göz kapakları buna izin vermiyordu . gözlerini açarken yarım yarım açılıp kapanıyordu . Güçlüklede olsa Mehmet gözlerini açtı . Etrafı hafif bulanık görüyordu . Beyninde bir ses yankılanıyordu "gözlerini açtı" diye
Hemşirenin çağrısıyla doktor oğuz bey odadaydı . Mehmet'in durumunu inceliyordu . Mehmet güçlüklede olsa elini kaldırıp başına dayadı
Yaptığı haraketle belliydi ki Mehmet'in durumu iyi değildi .
Mehmet : - Ne oldu bana böyle ?
Dr.Oğuz : - ilk öncelikle vücudunuza aldığınız 5 kurşun darbesi var . Şanslısınız ki 3'ü sıyırmış 2'si bacağa denk gelmiş . Kafanıza öldürücü darbeler almışsınız ve siz bugüne kadar gördüğüm en güçlü adamsınız ki bu darbeler sizi öldürmedi .
Mehmet doktor Oğuz'un anlatıklarını can kulağıyla dinlemişti . Fakat hiç bir şeye anlam verememişti . Neden öldüresiye dövüldüğünü bile bilmiyordu ve birden ağzından :
- Ben kimim ?
dedi . doktor Oğuz yatağın baş ucunda duran dosyayı alarak yanıtladı .
- Adınız Mehmet . Buraya bir taksici tarafından getirildiniz . yaklaşık 2 aydır burdasınız ama ne bir arıyanınız nede bir soranınız var . Polise haber verdik ama onlarda sizin hakkınızda birşey bilmiyorlar .
Mehmet adını örenmişti. Mehmet gerçekten aklını kullanan biriydi . Geçmişini bulmaya kararlıydı .
Ve aradan 2 hafta geçmişti . Mehmet taburcu oldu . Cebinde 1400 tl para vardı . Elini arka cebine attı ve bir cüzdan . İçinde kimliği , bir lokanta kartı vardı . Cüzdanın arka tarafında bir fotoğraf vardı . Bu fotoğraf esmer beyaz tenli güzel mi güzel bir kızın fotoğrafıydı . Mehmet bu kızın kim olduğunu hatırlamaya çalıştı . Aklını zorladı . Malesef hiç birşey hatırlamıyordu . Bu kız belki eşi , belki , sevgilisi belki de kız kardeşiydi . Mehmet bu kızı bulup geçmişini öğrenebilirdi . Ama nasıl bulacaktı ki . Sokakta her geçene bu kız kim diye soramazdı . Koca İstanbul . Bu fikir saçmalık olurdu . Mehmet fotoğrafa son kez baktı ve cüzdanına attı . Akla ve mantığa yatkın olan ilk ipucu lokantaya gitmekti . Mehmet hastaneden ayrılıp bir taksiye bindi . Taksi ye lokanta kartını uzatıp "şu adrese" dedi . Mehmet yolda camdan dışarıya bakıyordu . İstanbul boğazına , muhteşem yalılara , konaklara ve gök delenlere . Bunlarda Mehmet'e hiçbirşey ifade etmiyordu . Taksici burası diyerek Mehmet'i getirmişti . Lokanta Şirin evlerde küçük bir lokantaydı .Mehmet içeriye girdi . Kasaya yönelerek
Mehmet : - Bu kızı tanıyor musunuz ?
Diye sordu . Kasada duran adam bundan şüpelenmişti . Mehmet'in cüssesi ve sert bakışları adamı ürkütmüştü . Mehmet te bunun farkına vardı .
Mehmet : - şey ben Mehmet . Benden korkmanıza gerek yok . ben hafıza mı kaybettim ve bu fotoğraf benim cüzdanımdaydı . Ben sadece geçmişimi öğrenmek istiyorum dedi .
Mahmut : - Merhaba delikanlı . Benim de adım Mahmut . Bu kız 2 öncesine kadar burda çalışıyordu . ama ne olduysa birden işten ayrıldı .
Mehmet : - Adı neydi peki ?
Mahmut : - Melek . Adı gibi melek bir kızdı . Biz ve tüm müşteriler ondan memnunduk . Neden işten çıktığını bizde anlamadık . Melek işini eksiksiz yapan biriydi . Dürüst çalışkan üstelik güvenilir biriydi .
Mehmet bu söylendiklerden sonra donup kaldı . Sanki kalbi yerinden fırlayacak gibi oldu . Göz bebekleri büyüdü . Sanki aşk olmuştu . Ama insan tanımadığı birine nasıl aşk olabilir ki . Mehmet'in aklı gerçekten karışmıştı . Bir anda.kendini topladı
Mehmet : - Peki bu kız oturduğu adres var mı ?
Mahmut : - Bende tam olarak bilmiyorum ama heralde lokantanın 2 sokak arkasındaydı .
Mehmet heycanla lokantadan çıkarak hızlı adımlarla Mahmut'un tarif ettiği yere doğru yürüyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP GEÇMİŞ
AdventureBir adamın hafızasını kaybettikten sonra ki yaşantısı ... Yaşantısı bir sır gibidir ama taki melekle tanışana kadar ...