Sabah yoğun bir baş arısı ile kalkmış berbat hissediyordum, Polis Merkezinde bu ay içinde olan yoğunluk beni çıldırtacak derecede yormuştu. Bu ay içinde ne kadar çok cinayet olmuştu, Tanrım Paris adeta Texas'a dönmüştü. Yatağımdan homurdanarak kalktım ve direkt mutfağa inip kendime kahve yapmaya başladım, bir insan 24 saat'te nasıl yüksek sayıda kahve içebilirdi aklım almazdı ama demek ki oluyormuş 24 saat'te tam olarak 10 kahve içmek zorunda kalıyordum cidden işimi sevmesem istifayı basardım sanırım. Üstüme klasik olacak şekilde siyah pantolon ve siyah tişörtümü giyip çantamı alıp evden çıktım, arabama binip keyfimin yerine gelmesi için bir şarkı açtım - Maroon 5 / Moves Like Jagger -. Direksiyonda parmaklarımla ritim tutarak araba'yı sürmeye devam ettim ve 30 dakika'nın sonunda Polis Merkezine gelmiştim, derin bir iç çekip içeriye adımımı attım bu arada Rose ile karşılaştım ve gülümseyerek bana doğru ilerledi. "Selam Dexter ve göz torbaları ikinize de günaydın." Rose hafifçe kıkırdarken göz devirerek ona baktım. "Ha ha ha çok komik Rose... Üstüme gelme lütfen cidden başım çatlıyor."
"Tamam tamam merak etme, ağrı kesici ister misin peki?" diye sormuştu Rose, ciddi bir bakış attım ona "Rose ilaç kullanmayı sevmediğimi biliyorsun o yüzden hiç uğraşmanı tavsiye etmem canım."
"Pekala koca adam iyi şanslar çünkü yeni bir cinayeti araştırmaya gideceğiz"
"Tamam gidelim bakalım." Rose ufak bir gülüş attı ve oda'ya doğru yürümeye başladık, diğerlerini özlemiştim şahsen Rose, Nathan, Roxa, Dax, Susan, Abby ve Matt polis arkadaştan ziyade onlar benim ailem olmuştu onlarla çok yakındık sonuçta 6 yılın hatrı vardı. Evet henüz gençtik ama işimizde çok iyiydik. Ekipte ki diğer arkadaşlara selam diyip masama oturdum ve dosyaları incelemeye başladım bu arada Abby yanıma geldi.
"Merhaba Bay Garcia, bugün nasılsınız efendim?" yüzünde ki kocaman gülümseme ile bana baktı ve ben de istemsizce gülümsemiştim.
"iyiyim Bayan Jones sizler nasılsınız Efendim? Bu arada Watson cinayeti hakkında haberleriniz var mı acaba?" Tek kaşımı kaldırmış merakla Abby'e bakıyordum.
"İyiyim ve evet yeni bilgiler elimize ulaştı Dexter, biliyorsun ki 5 gün önce Annie Watson'un cesedini otopsiye göndermiştik bugün o hastaneden haber geldi, otopsi sonucunda Annie'ye tecavüz edildikten sonra boynunda ki şahdamar bıçak hasarı görmüş. Baş polis siz olduğunuz için hastaneye gitmeniz gerekiyor Bay Dexter." Derin bir iç çekmiş ellerimi birleştirip parmaklarımla oynuyordum ve konuşmaya başladım.
"Hangi hastaneye göndermiştik?"
"Hôpital Hôtel-Dieu AP-HP Hastanesi."
"Anladım, peki belli bir saati var mı? Yani belli bir saat randevusu verildi mi?"
"Evet saat 11.00 için çağırıyorlar zamanımız kısıtlı olduğu için en erken o saati uygun görmüşler."
"Teşekkürler Bayan Jones." hafif bir gülüş sundum Abby'e ve dosyalarımı incelemeye devam ederken aklıma birden Madaline gelmişti... Onun cesedini otopsi dışında gördükten sonra ilk kez bir cesed görecektim, sert bir şekilde yutkundum ve baş ağrım gittikçe artıyordu belki ağrım hafifler diye alnımı hafifçe ovalamıştım. İlaç almam lazımdı belki de ama bunu istemiyordum ilaçlardan nefret ederdim. Daha ölen kardeşimin cinayeti çözülmemişken üstüne tonlarca cinayet haberi geliyordu bu cidden sinir bozucuydu. Hangi pisliğin kardeşimi öldürdüğünü çok merak ediyordum çok saf, narin, güzel, iyi bir kızdı kime ne yapmış olabilirdi de ölüme kurban gitmişti anlayamıyordum bir türlü. Madaline öleli sadece 4 hafta olmuştu içimde çok büyük bir kırgınlık olsa da bunu gizlemekte gayet başarılıydım... Ya da öyle sanıyorum.
.
.
Paris'in eşsiz sokaklarında her zaman ki gibi neşeli bir şekilde dolaşıyordum, hastalık filan umrumda değildi omzumda Çello çantam hastaneye geri dönüş yapıyordum. Ne kadar rahat nefes alamasam da derin bir nefes alıp verdim ve tekrar gülümsedim hayata karşı hastalığıma karşı ne olursa olsun inadına gülümseyeceğim kendime söz verdim. Hastaneye geldiğimde maskemi sarı saçlarımı sıyırıp maskemi taktım ve çalışan bütün insanlara selam verdikten sonra odama girip Çellomu kenara bıraktım saçlarımı toplayıp üstüme rahat bir şeyler giydim ilaç kartlarımı kontrol etmek için çalışma masama yakınlaştım lakin ilaç kartlarım bitmişti sıkıntı bir iç çektim ve sedyeme oturup bilgisayarımı açtım. YouTube'da bir kaç video araştırırken odamın kapısı çalınmıştı.
"Girin! ~" Odaya Fiona girdiğinde şirin bir şekilde kocaman gülümsedim ilaç kartlarımı getirmişti.
"Selam prenses nasılsın?"
"İyiyim Fiona, sen nasılsın?"
"İyiyim ilaç kartlarını getirdim, ilaçlarını çok iyi kullanıyorsun böyle devam et olur mu? Ve umudunu yitirme bebeğim elbet sana yeni bir ciğer bulacağız ve o burun borsundan kurtulup rahatça nefes alacaksın." Dudaklarımı birbirine bastırıp burukça gülümsedim
"Teşekkürler Fiona... Umarım olacak."
"Bu arada Chelsea'nin yeni bebeği bugün gelecek gibi" Gözlerimi fal taşı gibi açmıştım ve heyecanlı bir şekilde yerimden kalktım ve konuşmaya başladım
"CİDDİ OLAMAZSIN... CİDDİ OLAMAZSIN!"
"Ciddiyim Jacklyn ama sakin olman lazım tatlım."
"Doğduğunda haber vermezsen çok kırılırım Fiona haberin olsun ve bu arada ben bir kaç dakika sonra kütüphane'ye gideceğim haberin olsun."
"Haber veririm de, yine şu cinayet işleri için mi gideceksin Jacklyn?" Fiona'ya göz devirdim.
"Evet bu tür şeyleri sevdiğimi biliyorsun Fiona."
"Hmm, bu sefer kimin cinayetini araştırıyorsun?"
"Madaline Garica cinayeti 4 hafta önce işlendi."
"Ah, doğru duymuştum kolay gelsin Jacklyn."
"Sağ ol Fiona." Gülümsedim ve Fiona odadan çıktığın da kulaklığımı telefonuma takıp - Girl in red / 4am - dinlemeye başladım, bu sırada çalışma masama oturdum ve yarım kalan resmime devam ettim çok az bir işi kalmıştı zaten. Bir kaç dakika sonra resmim bitmişti resmim de çiçeklerle kaplı rahat nefes alan ciğerler vardı, umutlu bir şekilde gülümserken masamdan kalkıp tekrar sarı saçlarımı açıp maskemi takıp kütüphane'ye gitmek için dışarıya çıktım...
.
.
"Roxa ben çıkıyorum diğerlerine haber verirsin."
"Nereye Dexter?"
"Kütüphane de bir kaç işim var hastaneye gitmeden önce halledeyim diyorum."
"Madaline mi?..." Gözlerimin dolduğunu ve boğazımın düğümlendiğini hissettim.
"E-evet..." başımı eğip zorla yutkundum, Roxa yanıma gelmişti ve ellerini omzuma koyup sıvazlamıştı.
"İstediğini yap Dexter karışamam, ama üzgün olma lütfen buna hiçbirimiz katlanamıyoruz..."
"M-merak etme Roxa iyi olacağım şimdilik gitmem lazım." Polis Merkezinden uzaklaştım ve her zaman gittiğim kütüphane'ye doğru yol aldım, 20 dakika sonra gelmiştim ve "polisiye cinayet" bölümüne gidip bir kaç kitap araştırmaya başladım.
.
.
Sonunda kütüphaneye gelmiştim, kırmızı atkımı biraz gevşettim çünkü kütüphane çok sıcak oluyordu, içimden ölen kızın adını geçirdim "Madaline Garcia". Kız için çok üzgündüm henüz çok gençmiş 22 yaşında eminim ki yaşayacağı çok şey vardı, düşüncelerimin arasında biraz daha bilgi birikimim olsun diye "Polisiye cinayet" kitaplarının olduğu bölüme yöneldim kitap araştırırken birini fark ettim ve yüzü Madaline'i anımsatıyordu ve bu bir adam'dı kafamı iki yana sallayıp kitaplara bakmaya devam ettim.
.
.
Kitapları araştırırken gözüme kırmızı bir atkı takılmıştı "Acaba polis mi yoksa polisiye cinayet okumayı seven biri mi?" diye düşünmeden edemedim. Aradığım kitabı bulunca parıldayan gözlerimle kitabı almaya çalıştım ama... Lanet olsun raflar neden bu kadar uzundu ki? Boyum da o kadar kısa değil 1.82'yim, tam kitap'a yaklaşmıştım ki elimin dengesini tutamayıp bir kaç kitap'a çarpmıştı elim ve kitaplar yere düştüğünde herkes bana bakıyordur Tanrım çok utanç vericiydi yutkundum ve utanmış bir şekilde düşen kitapları toplamaya başladım.
.
.
Yüksek derece bir gürültü geldiğinde gürültünün olduğu yere baktım bir adam'ın kitapları düşürdüğünü gördüm, hemen yanına geldim ve bir kaç kitap'ı alırken insanlardan uzak durup onlara dokunmamam gerektiği geldi aklıma üzgün bir şekilde kitapları üst üste dizdim ve kenara koyup adam beni görmeden kütüphanenin başka bir bölümüne koşturdum ama çok geçti sanırım çünkü beni görmüştü arkamdan şu sesi duydum "Hey bakar mısınız lütfen?..." sese aldanmayıp kaçmaya devam ettim...
.
~Devam edecek~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙍𝙚𝙙 𝙈𝙪𝙛𝙛𝙡𝙚𝙧 / 𝘋𝘦𝘵𝘦𝘤𝘵𝘪𝘷𝘦 𝘴𝘵𝘰𝘳𝘺
Mystery / ThrillerSevgi için illa ki dokunmam mı gerekir?... Yoksa dokunmadan sadece bakarakta sevilebilir mi? Bunun cevabı basit, sevilebilir. Zamanında bir adam için iyi bir fikirdim ama daha sonra onun için harika bir hata oldum... Aşık olmadan önce biraz düşünün:...