Geçen yıl bu gün bu hikayeyi benim için özel bir yere sahip olan bir güzelliğe ithafen yazmıştım... Bugün bir yıl sonra tekrar onun doğum günü... Bu hikayeyi tekrar onun için yayınlıyorum.. GÖnül isterdi ki yeni bir hikaye yazayım... Ama buna hiç vaktim yok malesef...
İyi ki doğdun Pitır'ım seni çok seviyorum ♥
-
Salonun da boş olduğundan emin olduktan sonra kapısını yavaşça örttüm. Artık evde kimse olmadığından emindim. Yavaşça merdivenleri çıkarken ne yapsam diye düşünmeye başladım.
Ahh tabi yaa uzun süredir yapmak istediğim bir şey vardı.. Yapmalı mıyım acaba? Odamın kapısını yavaşça kapattım artık tamamen yalnız olduğuma emindim içimde bir eziklik vardı.
Yapmak istediğim şeyi yapmaya karar verdim raftan boş kasetlerimden birini alıp teybe yerleştirdim. Bunu artık yapmalıydım böyle rahatlayabilirdim anca. Teybin kayıt tuşuna bastıktan sonra derin bir nefes alıp konuşmaya başladım:
~Bu kısım kasette bulunan kaydı içerir~
Yıllar önce küçük bir kızla tanışmıştım adı neydi Wendy mi? Wendiydi sanırım kendisi gibi şirin mi şirin bir adı vardı çünkü. Ama tam hatırlayamıyorum emin değilim yani. Wendy olmasını ümit ederek devam ediyorum.
Onunla tanıştığımızda bir arkadaşımla tartışmıştım ve kaldırımın kenarına oturmuş ağlıyordum. Soğuk bir kış günüydü Kendimi kadar kötü hissediyordum ki mutsuzluktan ne yapacağımı bilemez bir şekilde öylece oturuyor ve ağlıyordum sadece. Ben hıçkırıklara boğulurken yanıma gelip oturmuş benim onun elinin 2 katı olan elimi kendi minnacık avucuna alıp sırtımı sıvazlamaya başlamıştı. "Ne oldu? neyin var?" minnacık eli anca benim bir kaç parmağımı tutmaya yetebilmişti önce ellerimize baktım ve yavaşça ona doğru döndüm. Kız, eli gibi yüzünde de minnacık hatlara sahipti oldukça da şirin bir tipi vardı. Hafif çekik ama irice gözleri beresinin iki yanından çıkmış kocaman lülelere sahip saçları vardı. Bir atkı sarılıydı boynuna ama soğuktan yanakları kızarmış elma gibi olmuştu. Yaş olarak da benden küçüktü 4-5 yaş olduğunu tahmin edebiliyordum anca. Nedense ona anlatabileceğimi düşünmüştüm nasıl olsa anlatacağım kişileri tanımıyordu ve benimle bu kadar ilgilendiğine göre belki bana fikir verebilirdi.
Başladım anlatmaya bir kaza geçirdiğimi sonrasında bir kaç arkadaşımın beni anlamadığını ve daha bir sürü şey....
Ben anlatırken çok soğuk olduğu için beni oturduğum kaldırımın köşesinden kaldırmış ve elimi tutmuştu. Birlikte yürüyorduk bense bir yandan ona anlatıyordum. Beni dinledikten sonra anlattığım her şeye çözüm üretmiş ve beni rahatlatmıştı. Sesi bana huzur veriyordu o konuştukça dinlerdim öyle güzeldi ki. "Seni anlıyorum." dedi "Ben de benzer şeyler yaşadım hayat gerçekten zor ama bundan zevk almaya ve mutlu olaya bakmak lazım."
Benim sıkıntılarıma çözüm ürettikten sonra bana yaşadığı şeyleri anlatmaya başladı. "Ne zaman umutsuzluğa düşüp beni çağırırsan " dedi "Sana bir anımı anlatacağım. "Böylece kendini çok daha iyi hissedeceksin."
Bense onun şirinliği karşısında kocaman gülümseyerek karşılık vermiştim ona. Hem şirin hem de güzeldi. Onun kadar güzel değilim diye geçirdim içimden, kızıl saçlarım ve kaküllerim vardı ama onunkiler gibi lüle lüle değildi. Ben onun şirin olduğunu ve onun kadar şirin olamayacağımı düşünürken bana anlatmaya başladı.
"Peter Pan ile tanışalı çok olmadı. Asıl adı Min Seok ama o benim Peter Pan'ım. O, ne zaman umutsuzluğa düşsem benimle ilgilenip beni mutlu hissettirdi. Ağlamanı dindirebildiğime göre bende seni aynı şekilde umutsuzluğa kapıldığında mutlu hissettirebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peri Tozu | ONE SHOT ✓
FantasyWendy için~ To→ @-PeterPan Tüm hakkı saklıdır ~ Copyright © JungDaisy'nin Kitaplığı