1.bölüm

10 2 3
                                    

    Alarmın sesini duyan Su'yun gözlerini açması ve yatağından kalkması bir oldu. Aman tanrım,  yine okula geç kalmıştı. Hızlıca kıyafetlerini giydi, çantasını omzuna taktı ve çıkmadan son bir kez aynaya baktı. "Evet Su, yeni okuldaki ilk günün güçlü görünmeye çalış. " Dedi aynada kendine bakarak.

    Hemen odasından çıktı, geç kalmasından dolayı koşarak merdivenden inen su, yetimhanenin en kendini beğenmiş kızı ilaydaya çarptı. Onun sarı saçları ve mavi gözleri kendini beğenmesine yeterdi ve artardı. "Hey seni sakar! Önüne baksana. "

   Su özür dileyerek geçiştirdi, çünkü minibüsü kaçıramazdı. Kapıya doğru koşarken minibüste gözüküyordu. İşte geliyordu, uzaktan ona doğru gelen bir karıncayı andırıyordu. Hangi minibüs olduğunu anlamak neredeyse imkansızdı. Ama Su tam saatinde durakta olduğundan o olduğuna emindi.

   Minibüs iyice yaklaştı, artık yazıları okunabiliyordu. Minibüs tamamen durağa geldiğinde Su ilk binen olmuştu. Parasını ödeyip boş bir yere oturdu.

    Kulaklığını cebinden çıkarırken dışarısını izliyordu. Eski telefonuna kulaklığı taktı ve kendini müziğin ritmine bıraktı.

   On, onbeş dakika sonra ön camdan okulun görünmesiyle, kulaklığı hemen çıkardı ve telefonla beraber cebine yerleştirdi. Minibüs artık tamamen durmuş durumdaydı. Su minibüsten inmek üzereyken ayağının kayıp düşmesi onun sakarlığını belli etmek için yeterdi.

"Ah ne kadar güzel bi bu eksikti! Okulun ilk gününden rezil oldum bile. "
    Ellerinden destek alarak ayağı kalktı ve hiç birşey olmamış gibi yürümeye başladı. Okulun önünde bir gurup ona bakıp sırıtıyordu. Ama Su bunu önemsemedi, aldırmadan okula girdi. Bu okul çok büyük ve ...  güzel görünüyordu. Tabi dolapların orada duran, suratına ketçap bulaşmış kız dışında.

    Etraftakilere müdürün odasını sormaya çalışıyordu, ama kimse Su yun yüzüne bakmıyordu. En sonunda başka çaresi kalmadı ve suratında ketçap olan tuhaf kızın yanına gitti.

  "Hey! Merhaba, şey... Ben bu okulda yeniyimde bana müdürün odası nerede söyleyebilir misin?" Sanki kız kendisi değilde Su tuhafmış gibi ona bir bakış attı. Ve birden bire gelen koca bir gülümsemenin ardından "Elbette! Beni takip et yeni kız, seni götüreceğim." dedi.

     Su onu takip etmeye koyuldu. Koyu kahverengi bir kapıdan girdiler. Bu kapı upuzun bir koridora çıkmıştı. Bir süre ikisi de sessiz bir şekilde yürüdü, daha sonra tuhaf kızın durup arkaya dönmesiyle bu sessizlik bozuldu.

  "İşte, bu kapıdan gir şişko bir adam olacak. O şişko bizim okulun hamburge... Yani, müdürü." Su gülmemek için kendini zor tuttu. "Teşekkür ederim." dedi, küçük bir tebessümle.

    Mavi boyalı kapıya vurdu ve yavaşça kapı koluna uzadı. Kapıyı araladı ve kafasını içeri sokarak, " merhaba ben yeni kızım, girebilir miyim?" Dedi. Adam cevap vermek yerine eliyle gir dercesine bir hareket yaptı. İçeri giren Su şaşkınlık içindeydi. Çöpün içi ve etrafı patates kutuları kola kutuları ve buruşturulmuş peçetelerle doluydu. Masada iğrenç derecede ağazından dökülen kırıkların ve patates parçalarının ketçaplı bir şekilde manzarasını görüyordu. Bu okulun ketçapla derdi neydi böyle.

   Yinede müdüre iğrendiğini belli etmedi. "Ben sınıfımı öğrenmek için geldim. " "12B sınıfındasın, çıkabilirsin." ne kadar da kaba biriydi. Su başını onaylarcasına salladı ve odadan dışarı çıktı.
  
    Sınıfı bulması baya bir zaman almıştı. Artık koridorlarda kimse yoktu. Oda sınıfını gördüğü an, içeri girdi.

    Ve boş bir sıraya oturdu. "Hey! Kaşık surat orası benim yerim kalksan iyi edersin." Su sesin geldiği yöne baktı "üzgünüm, ben yeni geldim. Dolu olduğunu bilmiyordum." Dedi. Sıradan kalktı ve başka bir yere oturdu. Yanında bir kız vardı. Bu kız kesinlikle ilk geldiğinde konuştuğu kızdı!

  Kız etrafına kaçamak bakışlar attı ve Su ya dönerek, " ben deniz." dedi. "Bende Su." El sıkıştılar, Deniz etrafına tekrardan baktı ve cebini karıştırırken Su ya döndü.

   "Hey, baksana! Sır saklamayı bilir misin?"

ATEŞ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin